Hasta ve infazları yakılan tutukluların ailelerinin Diyarbakır ile Van’da devam ettirdiği Adalet Nöbeti ile ilgili Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Diyarbakır, Hakkari, Kars, Mardin, Muş, Siirt, Urfa, Şırnak, Dersim ve Van Baroları ortak açıklama yaptı.
Diyarbakır Barosunda 38, Van Barosunda ise 15’inci gününü dolduran Adalet Nöbeti devam ederken, cezaevlerinde 5 tutuklunun hayatını kaybettiği belirtilen açıklamada “Hapsetmenin, başlıca ceza infaz yöntemi olarak varlığını koruduğu ve mahpus sayısının her yıl arttığı Türkiye’de ceza infaz kurumlarının insan hakları bakımından uluslararası standartlar ile uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir. İnsan hakları ihlallerinin yaşandığı alanlardan biri olan ceza infaz kurumlarında; mahpusların tutuldukları fiziki koşullar, dış dünyayla iletişimleri, ifade özgürlüğü, aile görüş hakkının sağlanması gibi geniş bir çerçeveyi kapsayan mahpus haklarının bir boyutunu da sağlık hakkı oluşturmaktadır” denildi.
‘ENGELLEMELER ÖLÜMLERİ ARTTIRIYOR’
Tutukluların sağlık hakkı ve tahliyesinin engellenmesinin cezaevlerindeki ölümler arttırdığı kaydedilen açıklamada, “Türkiye’deki ceza infaz kurumlarında; aşırı kalabalık koğuşlar, sağlığa erişim hakkının tam olarak sağlanamaması, tek kişilik nakil araçları, kelepçeli muayene, revire geç çıkarılma, hastane sevklerinin geç ya da hiç yapılamaması, yetersiz iaşeler, ısıtılmayan ve havalandırılmayan koğuşlar, ceza infaz kurumlarında yeterli doktor ve sağlık personeli bulundurulmaması, diyet yemeklerinin verilmemesi, temiz suya erişimde yaşanan problemler, atak geçirme riski yüksek ve kendi ihtiyaçlarını karşılayamayan mahpusların tek kişilik yerlerde tutulması vb. problemleri içeren uygulamalar hasta mahpusların yaşam hakkının ihlal edilmesine yol açabilecek uygulamalar arasında yer almaktadır” ifadeleri kullanıldı.
AĞIR HASTALAR SALIVERİLMELİ
Tutukluların maruz kaldıkları uygulamalar nedeniyle kronik hastalıklarla mücadele etmek zorunda kaldıkları kaydedilen açıklamada, “Ağır hasta mahpuslar sağlık hakkı kapsamında; tam teşekküllü sağlık kurulu raporuna istinaden derhâl salıverilmeli ve tedavileri ailelerinin yanında sürdürülmelidir” denildi.
UMUT HAKKI
Tutukluların ailelerine yakın yerlerdeki cezaevlerinde tutulmaları gerektiği belirtilen açıklamada mağduriyetlerin önlenmesi gerektiği kaydedildi. Tutuklular üzerinde “iyi halli” değerlendirmesinin keyfi olarak kullanıldığına vurgu yapılan açıklamada, “Yetkinin sınırsız ve keyfi şekilde kullanımı neticesinde şartlı tahliye hakları engellenen mahpusların umut hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı kapsamında tahliye süreçlerinin değerlendirilmesi gerekir” denildi.
ADALET BAKANLIĞI’NDAN RANDEVU İSTENDİ
Ailelerin talepleri ile kaygılarının haklı olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Bölge Baroları olarak Adalet Bakanlığı’ndan randevu talebinde bulunduğumuzu ve Bölge Baroları olarak sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz” ifadelerine yer verildi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***