İtalya’da 4 kez başbakanlık yapan Silvio Berlusconi; ilerleyen yaşı, sağlık sorunları, vergi kaçakçılığından aldığı mahkumiyet ve seks skandallarına rağmen gündemden düşmüyor.
Hakkında en fazla “geri dönüyor” haberi yapılan siyasetçilerden olan Berlusconi’nin yeni hedefi ise cumhurbaşkanlığı koltuğu.
Gelecek ay yapılması beklenen cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde ülkede adı en çok anılan olası adayların başında Başbakan Mario Draghi ile Silvio Berlusconi geliyor. 7 yıl görev süresine sahip cumhurbaşkanı, parlamento üyeleri ve bölge temsilcilerinin katıldığı seçimle belirleniyor.
Siyasi sicilinde milyonlarca Euro karşılığında “senatör satın alma” gibi suçlamalar da bulunan Berlusconi, cumhurbaşkanlığı koltuğu için girdiği destekçi arayışında bu kez sanata başvurmayı seçmiş gibi görünüyor.
İtalya basınına göre Berlusconi, Noel için aralarında bakanlar, milletvekilleri, gazetecilerin de bulunduğu çok sayıda kişiye tablolar hediye etti.
Geçmişte de benzer hediyeler dağıttığı bilinse de bu seneki Noel cömertliği, İtalya basınında cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası için “destek avı” olarak yorumlandı.
Berlusconi’ye karşı eleştirel duruşlarıyla bilinen La Repubblica ve Il Fatto Quotidiano gazeteleri Noel hediyelerini yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimi bağlamında yorumladı. Il Fatto Quotidiano, hediyeleri “müstakbel seçmenlere kur yapma” girişimi diye niteledi.
Gazeteden karşıt imza kampanyası
Il Fatto Quotidiano gazetesi, Berlusconi’nin cumhurbaşkanlığı için adının bile geçmesine itiraz ederek bir imza kampanyası başlattı. Gazete imza kampanyasında parlamenterlere seslenerek “Ona oy vermemenizi, hatta bunun sözünü bile etmemenizi istiyoruz. Hatta mümkünse aklınızdan bile geçirmeyin” dedi.
Berlusconi’nin adının karıştığı yolsuzluk, mafya, fuhuş bağlantılı suçlamaları hatırlatan gazete, “Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın garantörü olmalıdır. Silvio Berlusconi ise yolsuzluğun ve fuhuşun garantörü” dedi.
İmza kampanyasına bugüne kadar yaklaşık 200 bin kişi destek verdi.
Seçim döneminde ‘bunga bunga’ davası
Hakkında çok sayıda dava açılan Berlusconi, ilk nihai mahkumiyetini ise 2013 yılında vergi kaçakçılığından almış ve bu nedenle geçici olarak kamu görevinden men edilmişti. Berlusconi hakkında süren davalardan biri de tam cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılması beklenen günlerde görülecek.
85 yaşındaki eski başbakan hakkında, “bunga bunga” olarak ünlenen partileri nedeniyle açılan bir davanın duruşması 21 Ocak’ta planlanıyor.
Berlusconi, kendisinin “zarif akşam yemekleri” diye nitelediği bu partilerde neler yaşandığıyla ilgili yalan ifade vermeye teşvikle suçlanıyor.
Bu partilere eskort getirmekten sorumlu olduğu gerekçesiyle iş adamı Gianpaolo Tarantini geçen Ekim’de 2 yıl 10 ay hapse mahkum edilmişti. Berlusconi, yalan ifade vermesi için Tarantini’ye rüşvet vermekle suçlanıyor.
‘Parti lideri cumhurbaşkanı olmaz’
Haydi İtalya Partisi Genel Başkanı Berlusconi’ye bir itiraz da parti lideri olması dolayısıyla geldi. Ülkenin en büyük partilerinden merkez-soldaki Demokratik Parti’nin Genel Sekreteri Enrico Letta, Berlusconi’ye itiraz gerekçesini şöyle açıkladı:
“Bugüne kadar seçilen 12 cumhurbaşkanına bakıldığında, hiçbir zaman bir siyasi lider ya da başkanın bu göreve gelmediği görülüyor. Ve bu bir tesadüf değil. Bu görev, net bir kurumsal duyarlılık sahibi olmayı gerektirir. Tüm parlamentoyu temsil edebilecek derecede kurumsal, üzerinde fikir birliğine varılabilen cumhurbaşkanlarıyla devam etmeliyiz.”
Demokratik Parti lideri Letta’nın bu görüşüne, popülist 5 Yıldız Hareketi’nden de destek geldi. 5 Yıldız Hareketi lideri Giuseppe Conte, Berlusconi’ye destek vermeyeceklerini söyleyerek, “Ulusal birliği temsil ve garanti edecek bir kişiyi seçeceğiz” dedi.
İtalya basını, Conte’nin üst düzey kurumsal görevlerde bulunmuş bir kadının cumhurbaşkanı seçilmesini istediğini, bunun için diğer partilerle görüşmeye hazırlandığını yazdı.
İtalya’da bugüne kadar cumhurbaşkanlığı ya da başbakanlık görevine yalnızca erkekler seçildi.
Mario Draghi faktörü
İtalya’da cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde resmi olarak adaylar açıklanmasa da şans tanınan isimlerin başında Başbakan Mario Draghi geliyor. Geçen Şubat’ta dışarıdan başbakan olarak atanan Mario Draghi, siyaset ve medya dünyasında geniş desteğe sahip.
Avrupa Merkez Bankası Başkanı olarak görev yaptığı dönemde “Euro’yu kurtaran adam” olarak anılan Draghi, İtalya’yı yönetirken de özellikle AB’nin sağladığı milyarlarca euro’luk fonların etkin yönetimi ve ülkenin ekonomik toparlaması için bel bağlanan bir figür haline geldi.
Draghi’nin başbakanlığı bırakıp cumhurbaşkanlığına geçmesi halinde geniş çaplı koalisyon hükümetinin çökmesi ihtimali, yeni bir siyasi kriz endişesi yaratıyor.
Öte yandan parlamentonun yasama döneminin 2023’te dolacak olması, Draghi’nin başbakanlık görevinde çok uzun kalamayacağı anlamına geliyor.
Draghi’nin cumhurbaşkanı olmasını savunanlar, bu göreve gelmesi halinde 7 yıl boyunca daha İtalya’yı temsile devam edebileceğini vurguluyor.
‘Dede, büyük dedeye karşı’
Draghi ise cumhurbaşkanı olmayı isteyip istemediği sorusuna net cevap vermekten bugüne kadar kaçındı.
Ancak geçen haftaki yılsonu basın toplantısında bu göreve hazır olduğu iması olarak yorumlanan ifadeler de kullandı. Draghi, bu konudaki bir soru üzerine “Ben kurumların hizmetinde bir adam, bir dedeyim” dedi.
Bu ifade İtalya’da, cumhurbaşkanlığına göz kırpma mesajı olarak yorumlandı. Aynı gün Berlusconi’nin, oğlunun aylar önce bir torun sahibi olmasıyla büyük dede olduğu haberleri çıktı.
Cumhurbaşkanlığına talip görünen iki ismin bu rekabeti “Dedelerin savaşı”, “Dede, büyük dedeye karşı” gibi ifadelerle manşetlerde yer aldı.
İtalya’da cumhurbaşkanlığı genel olarak sembolik bir rol, bir nevi hakemlik ya da garantörlük makamı gibi görülse de siyasi kriz anlarında kilit önem taşıyabiliyor.
Örneğin son yaşanan krizde Mario Draghi’nin dışarıdan başbakan atanması, Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella’nın kararıydı.
2015’te bu göreve gelen Mattarella, bir dönem daha görevi sürdürmesi çağrılarını ısrarla reddetti.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE – ÖVGÜ PINAR
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***