Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, iktidarın yeni dönemdeki ekonomik hedefleri için, “yüksek büyüme, düşük cari açık, modelimizin temeli bu.” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, ‘Türkiye Ekonomi Modeli’ ile yeni bir model öne sürdüklerini belirterek, “Öne sürülen modelle dün Cumhurbaşkanımız adeta bir manifesto yayınladı. O andan itibaren de Türkiye’de birçok şey değişti.” dedi.
Bakan Nebati, TRT1 ve TRT Haber ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
“Türkiye Ekonomi Modeli” hakkında bilgi veren Nebati, “Hem yeni bir model öne sürüyoruz hem de öne sürülen modelle dün Cumhurbaşkanımız adeta bir manifesto yayınladı. O andan itibaren de Türkiye’de birçok şey değişti.” dedi.
Nebati, bu değişimin “normalleşme” olduğunu belirterek, “Son birkaç aydır kur ataklarıyla ilgili yaşanan gelişmeler ve buna ilişkin yapılan yorumlar aslında normal olmayan bir şeyin tartışmasıydı. Şimdi normale döndük. Artık gerçek kişilerimiz, kurumlarımız, kamu yönetimimiz, siyasetimiz ve sizlerle her şeyin normal çerçevesi içerisinde devam ettiği bir sürece giriyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Reel sektörün, ekonomik aktivitede bulunan aktörlerin önünü görebileceği çok önemli bir sürece girildiğini belirten Nebati, “Özellikle önümüzdeki yıl, bunun da semerelerini çok açık bir şekilde göreceğimiz bir yıl olacak.” dedi.
“Türkiye 2020’de krizde fırsatları en iyi şekilde kullanan bir ülke oldu”
Uzun süredir Türkiye modeli, Çin modeli, Güney Kore modeli diye tartışmaların yapıldığına değinen Nebati, modelin neden Türk modeli olduğunu ve diğer ülkelerden nasıl ayrıştığını anlattı.
Nebati, gelişmiş olan ekonomilerin 90’lı yıllarda dünyadaki ticaretten yüzde 65’ler civarında bir payı aldığını, 2007-2008’de bunun yüzde 50 haline geldiğini, sonrasında ise gelişmekte olan ülkelerin bu payın büyük bir kısmını almaya başladığını anımsattı.
Türkiye’nin son 19 yılda ortaya koyduğu büyük hamleyle farkını ortaya koyarak öne çıktığını aktaran Nebati, egemen güçlerin aldıkları payların düştüğüne dikkati çekti.
Nebati, birlikte hareket edemeyen, ticaretin daraldığı ama aynı zamanda doğrudan yabancı yatırım girişlerinin de küresel sermaye akımlarının da risk ve oynaklık algısının artmasıyla da azaldığı bir döneme gidildiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Bir defa bakın Türkiye 2020 yılında çok önemli bir şey yaptı. Krizde fırsatları en iyi şekilde kullanan bir ülke oldu. Bu çok önemli. Bunu kullanmasının temel sebeplerinden bir tanesi bulunduğu coğrafya, ikincisi 19 yıldır yapılmış olan altyapı yatırımlarının tamamlanmış olması, üçüncüsü her türlü pazara yakın olması, aynı zamanda özgün pazar olma niteliği kazanması, 3,5-4 saatte bir uçağa bindiğinizde 1,5 milyarlık pazara hızlı şekilde ulaşabilme ve bu pazarın da aynı zamanda çeşitli olması. Böylesine bir imkanlar silsilesi var.”
Türkiye’nin 2020’de doğrudan yatırımlarının birikimli olarak şu anda 12,7 milyar dolara ulaştığını belirten Nebati, “Sıcak para biz sevmiyoruz, istemiyoruz. Çünkü sıcak paranın ne zaman geleceği belli fakat ne zaman gideceği belli değil. Bu giderken de ne tür tahribatlar yapacağını da birçok defalar gördük, yaşadık.” dedi.
Nebati, Türkiye’nin maliyet avantajı, katma değerli ve yeşil üretime dayalı bir beceriye sahip olması, pazara yakın olması, nitelikli insan sermayesine sahip olan ender ülkelerden birisi olmasıyla dijital altyapıyı geliştirdiklerini ve cari dengeyi de sürdürülebilir bir alan olan ülkeler sınıfına soktuklarını söyledi.
“Orta gelir tuzağından çıkmak istiyoruz”
Orta gelir tuzağından çıkmak istediklerini aktaran Nebati, şöyle devam etti:
“Kırılganlıklarımızdan bir tanesi, 2013 yılında 12 bin 500 dolar neredeyse kişi başına düşen gelire ulaştık ancak o günkü şartlar içerisinde hepimizin memnun olduğu bir durum vardı. Türk lirasının değeri tarihi olarak çok yüksek, fakat ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 56 idi. Bir problem daha var. Cari açığımız büyümeyle beraber yükseliyor. Bütün bunlar bizim o günlerden itibaren almaya çalıştığımız ve aslında Sayın Cumhurbaşkanımızın sadece son 19 yılda değil tanıdığımız günden beri ortaya koyduğu bir şey. Bu ekonomik model Türkiye’nin şartlarına uygun hale gelirse özgün ve özgür olacak. Dolayısıyla bu kırılganlıklardan bir tanesi olan orta gelir tuzağından çıkmak, reel efektif değer kurunu kabul edilebilir bir seviyeye getirmek amacıyla da bu çalışmalar yapıldı.”
Nebati, bu oran yakalandığı takdirde optimal noktaya yaklaşılacağını aktararak, “2 liraya mal edilen şeyi 1 liraya yurt dışında almak emeğinizi, gücünüzü, katma değerinizi dışarıya sevk etmek demektir. Şimdiki anlayışımız o optimal noktayı yakalamakla dışarıya vereceğimiz gücümüzü aslında dışarıdan alacağımız imkanlarla değerlendirmek demektir ki bu kırılganlıklar üzerine gelebilelim.” diye konuştu.
“Son 1 yılda bir büyüme yok aslında bir sıçrama var.” diyen Nebati, sadece ihracat rakamlarında değil makroekonomik göstergelerde de bir sıçrama olduğunu anlattı.
Nebati, Türkiye’nin çok önemli özelliklerinden bir tanesinin, dramatik olarak bir düşüş yaşandığında çok hızlı şekilde toparlanma özelliğini ortaya koyabilmesi olduğunu söyledi.
Geliştirilen modele ilişkin bilgi veren Nebati, modelin temelinin cari açığın sıfırlandığı, hatta pozitif hale dönüştüğü fakat büyümenin de gerçekleştirileceği bir imkanlar silsilesini gerçekleştirebilmek olduğunu anlattı.
Nebati, bunun için de kırılganlık olan enflasyonun kabul edilebilir yani tek haneli seviyelere getirilmesi ve ülke içerisindeki dinamiklerin daha öngörülebilir hale getirilmesini hedeflediklerini vurguladı.
“Kurda köpüklerin gittiği, gerçek fiyatlamanın oluştuğu bir noktaya doğru gidiyoruz. Kur iyi bir yerlerde dengeye gelecektir.” diyen Bakan Nebati, “Türkiye tarihi fırsatı değerlendirecek. Makroekonomik istikrarı sağlayarak, üretimi, ihracatı artıracağız, cari açığı çözeceğiz.” ifadesini kullandı.
Bakan Nebati’nin konuşmasını satır başları kısaca şu şekilde:
“Gitti TÜSİAD’a açıklamada bulundu. Yahu TÜSİAD sen toplantıdaydın, gayet iyi iletişim kurmuştuk. Ne oldu da şiddetli açıklama yapıyorsun! Sevgili TÜSİAD, sakın ha muhalefet partisinin gazına gelmeyin. Onlar zannettiler ki bu iş bitiyor. Siz bize tavır takınırsanız, bu millet size tavır takınır. Siz bizim gideceğimizi zannediyorsanız, son seçimlere bakın, hepsinde sizi her seçimin ertesi günü yalnız bıraktı, biz yine birlikte çalışacağız. Biz bir gemideyiz. Bu geminin en üst katında oturuyorsunuz. Havuzlu villalarınız var, kamaralarınız çok lüks. Dövizden en fazla etkilenen sizlersiniz. Öyle bir bağırıyorsunuz ki, aşağıdaki kişiler döviz alıyorlar, sonra da ellerinde patlatıyorsunuz.”
“Enflasyonun üstesinden geliriz. Vücudumuz alışık buna. ABD’de 6.8’e gelmiş, 68 kat, şok yaşıyor. Almanya şok yaşıyor. Biz nasıl tedbir alacağımızı, psikolojisini, hangi adımı atacağımızı biliyoruz. Vatandaşımız enflasyonun nasıl bela olduğunu bilir ve bize yardımcı olur. Şimdi fiyatlamalar yapıldı. Fiyatlar toparlanırken fiyatları çekmeyenler, çok net söylüyorum, fırsatçılık yaparsan, ülkeye zarar verecek adımlar atarsan Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın nasıl bir bakanlık olduğunu anlayacaksın!”
“Hazinemiz ve Merkez Bankamız ile günler süren çalışmalar yaptık, alternatif senaryoları önümüze koyduk. En kötü senaryoda bile bireyler karlı çıkıyor.”
“Dolarizasyon Türkiye’de gerçek. Biz şimdi bunu Türkiye’de en aza indireceğiz inşallah. Şimdi o adam, o hanımefendiye iki yoldan hangisi kârlı ise cebine koyuyoruz. Dolar 20 TL’ye çıkacak, birileri bu işten nemalanacak, muhalefet keyif yapacak diye ben bu enstrümanlarla ortaya çıkmam. Yok öyle bir dünya”
“Ekonomiye kazandırılmamış hiçbir malın değeri yoktur.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***