İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı tehdit eden MHP lideri Bahçeli’ye tepki gösterdi. Akşener, “Yok öyle yağma, Sayın Bahçeli. Yok öyle yağma. Mansur Yavaş’ın arkasında biz varız, Ankaralılar var” dedi.
Partisinin grup toplantısında gündemi değerlendiren Akşener’in konuşmasından satırbaşları şöyle:
‘O CAHİLCE KONUŞTUKÇA DOLAR ZIPLIYOR, ENFLASYON ARTIYOR’
‘‘Bu arkadaş hâlâ televizyonlara çıkıp ‘Faiz sebep, enflasyon neticedir’ demeye devam ediyor. O cahilce konuştukça dolar zıplıyor, enflasyon artıyor. Olan her zamanki gibi milletimize oluyor. İnsanlarımız fakirleşiyor, gençlerimiz işsiz kalıyor. Bir arkadaşımız bu cahilliği anlatmak için ‘Şemsiye sebep, yağmur neticedir’ diyor. Şemsiyeyi açarsan yağmur yağar, şemsiyeyi kaparsan yağmur durur. İşte size Erdoğan’ın olağanüstü mantık örgüsü. Bu tezi savunan ciddi bir makale bile yoktur. Bu tezin yanlış olduğunu anlatan bir makale de yok. Öyle bir cahillikle karşı karşıyayız ki bilimsel olarak incelemeye bile gerek duymamışlar.
Buna rağmen maalesef bu cahillik koca bir ülkeyi bu teze mahkûm etmeye devam ediyor. Gerçekten ibretlik. Dünyada parası değer kaybederken milleti zenginleşen hiçbir ülke yoktur. Sayın Erdoğan, bir zamanlar ‘Para tıpkı bayrak gibi, milli marş gibi bir ülkenin itibarını, bağımsızlığını simgeler’ diyordun. Nereden nereye… Dün bunları söylerken, bugün memleketi düşürdüğün duruma bak. Bugün paramızın değerini düşürerek gönlerdeki bayrağımıza el attınız. Bugün paramızın değerini düşürerek itibarımızı lekelediniz, bağımsızlığımızı tehlikeye atıyorsunuz. Bu sorumsuzluğun neticesinde ‘Teslim olmayız’ dediğin güçler bugün Ordu’da Giresun’da çiftçimizin fındık bahçelerini satın alıyor.
‘SEFAYA DALIP MİLLETTEN KOPTULAR’
İktidardakilerin başımıza bela ettiği bu ucube sistemin zararlarını hep birlikte yaşıyoruz. Bu zararın sorumluları yaşadıklarımı görmüyor, gerçeklerimizi duymuyor. Çünkü sarayın oluşturduğu paralel bir evrene hapsoldular. Sefaya dalıp, milletten koptular.
Kasım ayında bütçe görüşmeleri vardı. İYİ Parti olarak görüşmelere aktif olarak katıldık. Arkadaşlarımız milletimizin sorunlarına ve beklentilerine çözüm olması için 19 önerge verdiler. 19 önergemizin tamamı Cumhur İttifakı tarafından reddedildi. Bunların her biri milletimizin dertleri için üzerinde hassasiyetle çalışılmış önergelerdi. Mesela yükseköğretimde öğrenim gören öğrencilerimizden yalnızca 414 bini burs alabiliyor. Biz, Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesine 8 milyar 500 milyon lira ilave ödenek verilsin böylece 1 milyon öğrencimize ayda bin lira burs verelim dedik onlar hayır dediler.
Mesela biz, 3600 ek göstergeyi verelim, bunun için Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bütçesine 7 milyar 250 milyon lira ekleyelim. Onlar, ‘Biz 3600 ek gösterge sözümüzden döndük’ dediler. EYT’li kardeşlerimiz için adım atalık dedim, onlar ne halleri varsa görsünler dediler.
İçinde tarıma destek, orman yangınları için hazırlık, bebeklere bez ve mama desteği var, kadınlara maddi destek var, yoksul vatandaşlarımıza kış için ısınma yardımı var, esnafımıza pandemi destekleri var, sağlık çalışanlarımız için ek kadro var. Biz, milletimizin sorunlarını çözelim, onlar millet bizim umurumuzda değil dediler.
SARAY’IN PARALEL EVRENİ
Her hafta birbirinden fantastik açıklamalarla karşılaşıyoruz. Belli ki sayın Erdoğan’ın gözüne girmek saçmalama kabiliyeti önemli bir kriter taşıyor. Benzin istasyonlarında araç kuyrukları oluşuyor vatandaş zamdan önce deposunu doldurma derdine düşmüş ama empati yoksunu bir vekil çıkıp ‘Zamdan değil, araç bolluğundan yaşanıyor’ diyor. Simit 3.5 olmuş, milletimize beslediği engin sevgisiyle bildiğimiz bir AK Parti yönetici, ‘Bizden önce dağlarda aç yaşayan insanlar vardı’ diyor. Milletimiz ne yaşarsa yaşasın sarayın paralel evreninden görünmüyor. Vatandaş ne çile çekerse çeksin saraydaki ultra lüks eğlence tam gaz devam ediyor.
‘UTANMADAN SALON BASMA PEŞİNDESİNİZ’
Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı TİGEM ürettiği 13 ton buğdayı, ton başına 5 bin 300 liradan sattı. Devletin bakanı Mayıs ayında 2 bin 250’dan buğday fiyatı veriyor üzerine bir de çok iyi fiyat diyor. Daha sonra aynı bakana bağlı bir kurum ürettiği buğdayı, bakanın açıkladığı alım fiyatının iki katından fazlasına satıyor. İşte size iktidarın tarım vizyonu…
Millete düşman bu iktidarın küçük ortağı işi gücü bırakıp vatandaşa hakkıyla hizmet edenlerle uğraşıyor. Sayın Bahçeli dünkü grup toplantısında ve sonrasında çıktı sayın Mansur Yavaş’ı tehdit etti. Yok öyle yağma sayın Bahçeli. Mansur Yavaş’ın arkasında biz varız Ankaralılar var. Yalana, talana ses çıkarmayacaksınız tek derdi Ankara’ya hizmet olan belediye başkanımızı tehdit edeceksiniz. Ayıptır. Milletimiz sizden yoksulluğa, pahalılığa çare bekliyor siz ise utanmadan salon basma peşindesiniz.
‘MİLLETİN ENFLASYONU YÜZDE 50,76’
Bu iktidar paramızı pul etti. Bu iktidar kınadığı ne varsa daha beterine dönüştü. Sayın Erdoğan ne zaman sıkışsa eskinin akaryakıt kuyruklarından, önlenemeyen fiyat artışlarından söz eder. 2021’in Türkiye’sinde durumlar nasıl? Akaryakıt kuyrukları, kotalı satışlar var mı? Var. Önlemeyen fiyat artışları var.
Birkaç gün önce Sakarya’da karşılaştığım tekstilci bir kardeşim, ‘İthal edilen kumaşlara dolar olarak da zam yapıyorlar’ diyor. Sayın Erdoğan ve arkadaşları gerçek durumu görmezden gelseler de ülkemizde kur da enflasyon da almış başını gidiyor.
Sakarya milletvekilimiz Ümit Dikbayır eşiyle birlikte her ay pazar ve market alışverişi yapıyor. Her ay aynı listeyle aynı ürünleri alıyor. Milletimizin gerçek enflasyonunu ölçüyor. Son alışverişi de birlikte yaptık. Bir sene önce 558 lira 17 kuruşa yaptıkları alışverişi, bir sene sonra 871 lira 94 kuruşa yaptık. Bir sene önce 15 lira 75 kuruş olan ayçiçek yağı, bir sene sonra 29 lira 95 kuruşa aldık. Bir sene sonra milletin enflasyonun yüzde 50,76 olarak hesapladık.
‘ASGARİ ÜCRET EN AZ 4 BİN LİRA OLMALIDIR’
Önümüzdeki günlerde TÜİK’in yıllık enflasyon oranını göreceğiz. Maaş zamları da buna göre belirlenecek. Biliyoruz ki Tayyip beyi üzmeyen istatistikler kurumu yani TÜİK sarayı memnun etmek için elinden geleni ardına koymayacaktır. Gizlenen gerçeklerden Saray memnun olacak ama milletimizin gerçekleri değişmeyecek.
Biliyorsunuz her yıl Kasım ve Aralık aylarında asgari ücret gündeme geliyor. Asgari ücret tartışması her yıl siyasi bir malzeme haline getiriliyor. Asgari ücreti siyasi tartışmaların gündeminden acile çıkarmamız lazım. Bunu iktidara talip bir siyasi partinin genel başkanı olarak söylüyorum. Yetkiyi aldığımız zaman asgari ücreti, yoksulluk sınırı, işsizlik oranı, milli gelir ile karara bağlanan objektif parametreleri kullanan şeffaf bir şekilde belirleyeceğiz.
TÜİK’in hane halkı işgücü anketinin 2021 verilerine göre hanesine sadece bir asgari ücret giren 3 milyon 125 bin işçimiz var. İşte bu farkındalıkla asgari ücret en az 4 bin lira olmalıdır. Ancak mevcut uygulamayla bekar bir asgari ücretlinin eline 4 bin lira geçmesi durumunda bunun işverene maliyeti en az 6.574 lira olacak. İktidarın beceriksizliği nedeniyle zaten iflasın eşiğinde olan işverenimiz için bu maliyet maalesef karşılanabilir değil.
Bizim asgari ücret önerimiz brüt ücretin yüzde 22 artırılıp 4 bin 360 liraya çıkartıldıktan sonra çalışanlarımıza devlet tarafından 555 lira ek bir ödeme yapılarak ellerine geçen net ücretin 4 bin lira olmasıdır. Bu para Türkiye’nin karşılayamayacağı bir para değil.’’
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***