YORUM | M. NEDİM HAZAR
28 Şubat sürecinin başlangıç günleri.
Birkaç yıllık gazeteciyim ve ülkenin hakim güçlerinin baskısını ufaktan hissettiğimiz yıllar. Özellikle Genelkurmay cenahı fikirlerini beğenmediği gazeteleri yok saymakla beraber, dava açarken pek bir cömert davranıyorlar.
Bugünkü gençler DGM’leri pek bilmezler.
Devlet Güvenlik Mahkemeleri…
Türk hukuk sistemine ilk kez 1961 Anayasasına 1973 yılında eklenen bir maddeyle girmiş, 1982 Anayasasında yeniden getirilmişti.
Bir dönem “Cumhuriyeti ve devletin iç ya da dış güvenliğini ilgilendiren” davalara bakardı. Ve bu mahkemelere göre, masumiyetini ispatlamayan her vatandaş suçlu muamelesi görürdü.
Hazırladığım bir yazı dizisi sebebiyle basın savcılığı, beni bu mahkemeye sevk etti.
İşin ilginç tarafı suçlandığım şey, devletin adeta basın bülteni gibi çıkan ulusalcı bir gazetede yayınlanan köşe yazısından alıntı yaptığım kısımdı.
Adalet, yazıyı yazanı değil, açık kaynaktan bunu alıp paylaşanı yargılamak istiyordu.
Tıfıl bir gazetecinin bu tür davalarda pek sahibi olmaz.
Bu sebeple tüm süreçte kendi başımaydım.
Savcıya gidip kendim ifade verdim.
Ve mahkemeye de kendim çıktım.
Bir avukat ile anlaşmıştım ama – gerçekten – bir aksilik sonucu avukatım mahkemeye gelememişti.
Mahkemeden iki hafta önce oturup kendi savunmamı zaten yazmıştım.
20 sayfadan daha uzundu ve bence iyi de bir savunmaydı. Avukatım da beğenmişti.
Mahkeme günü geldi çattı.
Heyecandan tir tir titreyerek çıktım hakim karşısına.
Allah var, hakim bey düşman gibi davranmadı bana. Hatta epey şefkatli bile sayılabilirdi.
Karşımda aydınları, yazarları, gazetecileri yargılayan biri vardı ve açıkçası galiba beni pek de ciddiye almıyordu.
Çerez bir zanlıyım nihayetinde.
Her neyse…
Kendimce önemli bulduğum savunmamı, hakimin hızlanmamı söyleyen uyarıları eşliğinde, kendim okudum ve sonunda bir kopyasını hakimlik makamına sundum.
Hakim eline aldığı savunmama bakmadan masanın üzerine koydu ve “Yaz kızım” dedi:
“Sanık bir takım beyanlarda bulundu!”
Şok olmuştum… Kayda bile geçmemişti savunmam ve bir takım raporların vs. gelmesi için mahkeme tarihi ertelendi, epey süren yargılama aşamasında başka davalarla da karşılaştım ama o ilk davayı asla unutmayacağım.
Aradan epey zaman geçti…
DGM’ler kapatıldı ve geçtiğimiz gün emekli bir hakimin bir açıklamasını gördüm medyada. Şöyle diyordu: “Yargı bir dönem Cemaat’in kumpas davalarıyla esir alınmıştı!”
Bir yerden hatırlıyorum ben bu zatı, diye düşündüm.
Açıklamasının başında “yaz kızım” deseydi hemen hatırlayacaktım oysa!
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***