Türkiye’de halkın büyük çoğunluğu artan gıda ve eşya fiyatları karşısında geçim sıkıntısı çekiyor.
Ekonomistler Türkiye’deki yüksek enflasyonu ekonomi yönetimindeki hatalara, ülkenin mali rezerv durumuna ilişkin endişelere ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın faiz oranını düşük tutma baskısına bağlıyor.
Erdoğan borçlanma maliyetinin düşürülmesinin büyümeyi teşvik edeceği görüşünde. Ancak ekonomistler artan fiyatları dizginlemek için bunun tam tersini savunuyor. Faiz oranlarını düşürme kararı sonucu Amerikan Doları karşısında son haftalarda rekor üzerine rekor kıran Türk lirasındaki değer kaybıyla ilgili olarak Merkez Bankası’nın bağımsızlığıyla ilgili kaygıları körüklüyor.
Erdoğan’ın para politikası üzerindeki etkisi Merkez Bankası’nın bağımsızlığıyla ilgili endişeleri artırıyor. Merkez Bankası 2019 yılından bu dört yeni başkan gördü, faiz oranlarını düşük tutmaya direndiği belirtilen bankacılar görevden uzaklaştırıldı.
Bütün bu gelişmeler arasında sıkışan Türk halkı ay sonunu zor getiriyor.
“Biz bunu haketmedik”
İstanbul’un Eyüpsultan ilçesindeki Ortakçılar Pazarı’nda tekstil ürünleri satan Kadriye Doğru öğle yemeklerini kuru simitle geçiştirdiğini, hatta akşamları ailesini doyurabilmek için bazı günler öğle yemeği yemediğini söylüyor.
İki çocuğuyla dul kalan 59 yaşındaki Doğru “Daha önce hiç bu kadar acınacak bir hayat yaşamamıştım. Yatıyorum, kalkıyorum fiyatlar yükselmiş. Beş litre yemeklik yağı 40 liradan almıştım, şimdi 80 lira olmuş” diyor ve “Biz bunu haketmedik” sözleriyle serzenişte bulunuyor.
Aynı pazarda gıda satan tezgahları dolaşan 57 yaşındaki Süheyla Poyraz da “herşey o kadar pahalandı ki, hiç birşey alamıyorum” diyor. Seçimlerde AK Parti’ye oy verdiğini belirten Poyraz partiden enflasyona çare bulunmasını istiyor.
“Eğer iktidarda iseniz ve biz size işleri yoluna koymanız için oy veriyorsak neden müdahale etmiyorsunuz? Neden fiyat artışlarını durdurmuyorsunuz?” diyerek alınan kararları eleştiriyor.
Yüksek enflasyon, yönetime geldiği ilk yıllarda güçlü bir ekonomi ile iktidarını pekiştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın popülerliğini zedelemeye başladı. Kamuoyu yoklamalarında muhalafetteki Milet İttifakı’nın oy oranı, AK Parti ve MHP ile kurduğu Cumhur İttifakı’nın oy oranlarıyla arayı kapatmaya başladı.
Bağımsız enflasyon tahmini neredeyse yüzde 50
Hükümet enflasyonun ekim ayında bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 20 yükseldiğini söylüyor. Ancak çeşitli akademisyenler ve eski devlet görevlilerinden oluşan bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu, Tüketici Fiyat Endeksi’ndeki (E-TÜFE) son 12 aylık artış oranının yüzde 49.87 olarak gerçekleştiğini belirtiyor.
Buna karşılık, Amerika Birleşik Devletleri’nde fiyatlar geçen yıla kıyasla yüzde 6 arttı, Euro kullanan Avrupa Birliği ülkelerinde ise son 13 yılın en yüksek seviyesine ulaşan enflasyon yüzde 4’ü geçti.
Türk lirasının yılın başından bu yana yüzde 25 değer kaybetmesi ithal ürünlerinin fiyatlarını da yükseltti. Kimileri liranın değerinin düşük olmasının Türk ihracatçıları küresel ekonomi içerisinde daha rekabetçi hale getirdiğinin altını çizse de, Türk sanayi sektörünün çoğunlukla ham ithal girdilere dayanması bu avantajı törpülüyor.
“Enflasyon ve fiyatları hareketlendiren en önemli faktör Merkez Bankası’nın politikaları”
Yabancı yatırımcılar da Türk varlıklarını bırakırken, Türkler de tasarruflarını döviz ve altına yatırıyor. Yatırım uzmanları bu kaçışı çoğunlukla Erdoğan’ın Merkez Bankası üzerindeki baskısına bağlıyor.
İstanbul merkezli Spinn Danışma şirketinin kurucusu ekonomist Özlem Derici Şengül Merkez Bankası’nın bağımsızlığına müdahaleler yüzünden kitlesel satışlar yaşandığına dikkat çekiyor.
Şengül “Enflasyon ve pazar fiyatlarını hareketlendiren birçok faktör var ancak en baskın olanı Merkez Bankası’nın politikaları” diyor ve Tükiye’deki nüfusun yaklaşık yarısının “gelir açısından zor durumda olduğu” tahmininde bulunuyor.
Halk yalnızca tüketici fiyatları açısından değil, çoğunlukla dövize bağlı olarak artan konut ve kira fiyatları karşısında da zor durumda. Bu sorun “Barınamıyoruz” sloganıyla eylem yapan gençler ile Erdoğan’ı karşı karşıya getirdi.
Erdoğan ise ekonominin güçlü olduğunu ve ülkenin pandemiden sonra diğer ülkelere göre daha güçlü çıkacağını vurguluyor.
Pazar fiyatlarındaki artıştan zincir marketleri sorumlu tutan Erdoğan, yeni Tarım Kredi Kooperatifleri ile fiyatları düşük tutmayı hedefliyor.
Hükümet artan fiyatlar karşısında çalışanların sıkıntılarını hafifletmek için geçtiğimiz ay asgari ücrete zam yapma kararı aldı.
Ekonomistler ise bunun yeterli olmadığı görüşünde. Özlem Derici Şengül hükümetin düşük faiz oranında, gevşek para politikası ve seçim hazırlıklarında ısrarcı olmaya devam etmesi halinde enflasyon, düşük ücretler ve eşit olmayan gelir dağılımının etkilerinin 2022 ve 2023 yılında daha da kendini göstereceği konusunda uyarıyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***