İSTANBUL – Kadın örgütleri, ömrü uzatılan savaş tezkeresinin en çok kadın ve çocukları etkileyeceğine işaret ederek, “Birleşik mücadele hattı” çağrısı yaptı.
Irak ve Suriye’ye asker gönderme ve sınır ötesi operasyon süresini 2 yıl daha uzatan tezkere, 26 Ekim’de Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi. AKP, MHP ve İYİ Parti “evet” oyu verirken, HDP, CHP ve TİP milletvekilleri karşı oy kullandı. Kadın örgütleri, savaş tezkeresinin ömrünün uzatılmasının yeni göçler ve şiddet dalgasını beraberinde getireceğini söyledi.
AKP’NİN SAVAŞ ISRARI
Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Genel Sözcüsü Çiçek Otlu, kadınlar başta olmak üzere tüm toplumsal muhalefetin savaşlara karşı durması gerektiğini vurguladı. AKP’nin içte ve dışta sıkıştığı her dönemde Kürtlere ve muhaliflere yöneldiğini ifade eden Otlu, “Ezilenler üzerinde kurulan tahakküm ve hegemonyanın yıkılmaya ve geriye çekilmeye başladığını görüyoruz. Anketlerde kendi tabanında bile bir umut vaad etmediğini görüyoruz” dedi. AKP’nin iktidarını sürdürmek için elinde kalan tek silahın “milliyetçilik ve şovenizm” olduğunu söyleyen Otlu, “AKP, Suriye topraklarında işgal ve savaş hazırlığı yapıyor. Asıl amaç Rojava Devrimi’ni boğmaktır” diye kaydetti.
SAVAŞIN KADINLARA ETKİSİ
Otlu, savaşların kadınlar üzerindeki etkisine de işaret ederek, “Savaş hiçbir zaman kadınlara barış ve özgürlük getirmemiştir. Tezkerenin Meclis’ten geçmesi savaşın iki yol daha sürmesi demektir. Bu topraklara daha fazla işsizlik ve yoksulluk getireceğini biliyoruz. Ayrıca olası savaşta kadınlar göç etmek zorunda kalacak. Kadına yönelik şiddet, tecavüz, taciz vakaları daha da artacak. O nedenle bu savaşın yoksulluk, göç ve kadına yönelik şiddet getireceğini biliyoruz” şeklinde konuştu.
AKP’nin politikalarının halklara “ölüm ve yoksulluk” olarak geri döndüğüne dikkat çeken Otlu, şöyle devam etti: “İçte savaş provalarıyla, Kürt ve Türk halklarını birbirine düşman ederek milliyetçilik ve şovenizmi yaygınlaştıracağını biliyoruz. Tüm bunlar ölüm, yoksulluk, göç, işsizlik, kadına yönelik şiddet ve tecavüz demektir. Kesinlikle bu savaş ve işgale hayır diyoruz.”
HEDEF KÜRT COĞRAFYASI
Kadınların Kurtuluşu’ndan Yeşim Türker ise, savaş tezkeresinin amacının “Suriye topraklardan pay almak, 4 parçada Kürt özgürlük hareketini boğmak” olduğunu söyledi. İktidarın savaşı tüm Kürt coğrafyasına yaymak istediğini kaydeden Türker, “İçeride yönetememe krizi yaşayan ve işçi-emekçi halklar nezdinde artık hiçbir meşruluğu kalmayan iktidar, Kürt düşmanlığı ve savaş üzerinden kendi meşrutiyetini tekrar kazanmaya çalışıyor” diye belirtti.
SİSTEMATİK SALDIRILAR
Türker, iktidarın ülke içinde ve dışında yürüttüğü politikaların birbiriyle bağlantılı olduğuna işaret ederek, Kürt kadınları başta olmak üzere tüm kadın örgütlerine yönelik süreklileşen saldırı politikalarının da buna örnek olduğunu kaydetti. Türker, “İktidar bir yandan Musa Orhan gibi üniformalı çalışanlarıyla Kürt kadınlarına yönelik taciz ve tecavüz saldırılarında bulunuyor, diğer yandan Rojava’da işgal ettiği topraklarda çeteler eliyle onlarca kadını katlediyor, kaçırıyor ve kaybediyor. Bir de kadınları DAİŞ’in kullandığı yöntemlerle örtünmeye zorluyor. Tezkerenin uzatılması savaşın yükselmesi, kadınlara yönelik saldırı, taciz ve tecavüz politikalarının sürmesi demektir” diye konuştu.
BİRLEŞİK MÜCADELE HATTI
Savaşlar karşısında olduklarını belirten Türker, iktidardakileri kadınların ve çocukların barış çığlığına kulak vermeye çağırdı. Türker, şöyle devam etti: “Türkiye’deki kadın hareketleri, iktidarın savaş politikalarını teşhir ederek birlikte bir mücadele hattı çizmeli. Saldırılar sadece Kürt halkına ya da Kürt kadınına yönelik değil, Türkiye’deki tüm muhalif kesimlere dönüktür. Bu nedenle bu kararı tanımıyoruz. Kürt halkına yönelik bu saldırılar karşısında birleşik bir mücadele hattı örmenin gerekliliğini önümüze koyuyoruz. Hep birlikte ‘savaşa hayır’ diyoruz.”
MA / Esra Solin Dal
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***