Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poors (S&P) EMEA Ülke Notları Direktörü Maxim Rybnikov, Türkiye’deki enflasyon sorununun kesinlikle yeni bir durum olmadığını ve küresel çapta enerji fiyatlarında görülen yükselişin çok öncesine dayandığını söyledi. TCMB’nin hiçbir zaman enflasyon hedefini tutturamadığını ve üzerindeki siyasi baskının arttığını belirten Rybnikov, enflasyon oranının 2017’den bu yana yüzde 10’un üzerinde yer aldığını ifade etti.
Dünya gazetesinin sorularını yanıtlayan Rybnikov, enerji fiyatları Türkiye’deki enflasyonun arkasındaki neden olmasa da enflasyonun aşağı çekilmesini güçleştirecek bir neden olduğunu vurguladı. Rybnikov stagflasyon konusunda endişeli olmadıklarını, küresel ekonomi toparlanmaya devam ederken, küresel enflasyondaki artışın tahmin edilenden biraz daha uzun sürse bile geçici olacağını düşündüklerini de ekledi.
Enerji maliyetlerinin de etkisiyle yüksek enflasyon artık tüm dünyanın gündeminde. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler bu durumdan nasıl etkileniyor?
Türkiye’deki enflasyon sorununun küresel enerji fiyatlarındaki son artışlardan çok daha öncesine dayandığını ve kesinlikle yeni bir durum olmadığını düşünüyoruz. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, enflasyon hedefini hiçbir zaman tutturamadı ve enflasyon 2017’den bu yana sürekli olarak yüzde 10’un üzerinde yer aldı. Son zamanlarda yıllık bazda neredeyse yüzde 20’ye yükseldi. Bu, daha önce açılan büyük kredi teşvik paketlerinin ve TL’deki değer kaybının bir sonucu ve uygulanan para politikasıyla da yakından ilgili. TCMB üzerindeki siyasi baskı son yıllarda iyice artarken, Eylül-Ekim 2021’deki toplam 300 baz puanlık faiz indirimleriyle bu durum iyice kendini gösterdi. Enerji fiyatları tek başına Türkiye’deki yüksek enflasyonun arkasındaki neden olmasa da enflasyonun aşağı çekilmesini güçleştirecek bir neden.
Küresel enflasyon oranlarındaki yükseliş trendinin geçici olduğunu düşünüyor musunuz?
Yükselen enflasyon konusu bugün yaygın olarak tartışılan bir konu. Çoğu gelişmiş ve gelişmekte olan piyasalarda enflasyonda bir artış gözlemledik. Bunu ne yönlendirdi? Ülkeler pandemiden çıktıkça ve tüketici harcama kalıpları normalleştikçe, temelde küresel talebin arzdaki büyümeyi geride bıraktığını düşünüyoruz. Talepteki düşüşün yerini güçlü bir toparlanmaya bırakmasıyla şirketler planlama konusunda zorlandı ve tedarik zincirleri üzerinde önüne geçilemeyen etkiler görüldü. Bu sorunlar bir gecede çözülmeyecektir, ancak talep normalleştikçe ve tedarik zincirleri de karşıladıkça yüksek enflasyon eğiliminin geçici olduğuna inanıyoruz. Baz senaryomuza göre, emtia fiyatlarında kademeli bir gerileme bekliyoruz. Örneğin Brent petrolünün varil fiyatının 2022’de 65$ ve 2023’te 55$ olmasını bekliyoruz.
Son faiz indirimlerinin ne gibi etkileri oldu?
Merkez Bankası’nın kredibilitesi son yıllarda zaten zarar görmüştü ve son para politikası kararları bunu daha da artırdı. Enflasyon oranı yüzde 5’lik hedefin dört katı iken faizler aşağı çekildi. Gözlemlediğimiz ilk ani etki kurlarda olsa da, ileriye bakıldığında görünen risk dolarizasyonun artması ve para politikasının işleyişini daha da kısıtlamasına yönelik. Yabancı para cinsi mevduatlar ve altın tasarrufları artıyor. Yükselen enflasyon, para birimindeki volatilite ve öngörülemeyen politikalar nedeniyle yatırımcıları liraya geri dönüşe ikna etmek zor görünüyor.
Zayıf TL’nin bilinçli bir tercih olduğu ve enflasyona sonradan olumlu yansıyacağı yönünde görüşler var. Bu mümkün olabilir mi?
Zayıf lira kesinlikle Türkiye’nin ihracatını göreceli olarak daha rekabetçi kılıyor. Bununla birlikte, imalat da dahil olmak üzere bir dizi sektörde, lira zayıfladığında fiyatları yerel para birimi cinsinden yükselen ithal girdiler de olduğunu hatırlatmak önemli. Bu nedenle denklemin sadece ihracat kısmıyla ilgilenmemek gerekiyor. 2017’den bu yana gözlemlediğimiz şey sürekli değer kaybeden bir lira ve onu takip eden yüksek enflasyon kombinasyonu.
Stagflasyon endişeleriyle ilgili olarak S&P’nin beklentileri neler?
Bu noktada stagflasyon konusunda özel bir endişemiz yok. Küresel ekonomi toparlanmaya devam ederken, küresel enflasyondaki artışın (önceden tahmin edilenden biraz daha uzun sürse bile) geçici olacağını düşünüyoruz.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***