HABER YORUM | YUSUF DERELİ
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun Gazete Duvar’a yaptığı açıklamalar, Türkiye’deki ‘yönetim krizinin’ düşünüldüğünden derin olduğunu ortaya koyması açısından önemli. Temel Karamollaoğlu’nun açıklamalarına göre Erdoğan, ülkede hiçbir sorun olmadığını düşünüyor. Ekonomik sıkıntıları ilettiğini ancak Erdoğan’ın, “Abartılıyor.” dediğini aktaran Karamollaoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı, ekonomik yönden de dış politikadaki gelişmeler yönünden de her şeyin dört dörtlük olduğu kanaatinde. Hiç problem görmüyor kendisi.” demişti.
Varlığını inkar etmek, sorunun kendisinden daha büyük bir problemdir…
SORUN MU, NE SORUNU?
Problem çözme yaklaşımı sistematiktir. Bir sorunun çözümü için önce onun varlığını kabul etmeniz, problemin ne olduğunu net olarak saptamanız gerekiyor.
Örneğin; “Türkiye’nin en önemli ekonomik sorunu enflasyon ve işsizliktir. TL’nin alım gücü inanılmaz bir hızla erimekte, yoksulluk kalıcı hale gelmektedir. Bunun temel nedeni ise dolar kurunun artışına bağlı olarak emtia/girdi fiyatlarının artmasıdır.” diyerek önce sorunu net olarak tanımlarsınız.
Ardından ‘öncelikli ve acil’ olan sorunu belirlersiniz. Sonrasında ‘çözüm ve uygulama’ aşamasına geçersiniz. Ancak ortada bir sorun olduğunu kabul etmiyorsanız ki Erdoğan bunu kabul etmiyor, o halde çözüm de üretemezsiniz.
ERDOĞAN, GERÇEKLİKTEN TAMAMEN KOPMUŞ
Tayyip Erdoğan daha önce de benzer ifadeleri meydanlarda, televizyon programlarında kullanmıştı. Malatya’da evine ekmek götüremediğini söyleyen servis işletmecisine “Abartıyorsunuz.” demişti.
Türkiye’de çiftçiler gırtlağına kadar borca batmış durumda. Son bir yılda çiftçinin kullandığı kredi miktarı yaklaşık 28 milyar lira. AKP iktidara geldiği 2002’de çiftçinin 1 milyar TL borcu vardı. Bugün bu rakam 148 milyara çıktı. Girdi maliyetlerindeki artış nedeniyle bugün Türkiye’de çiftçiler gübresiz ekim yapar hale geldi.
Ancak Erdoğan, geçtiğimiz aylarda çiftçilerin durumuyla ilgili konuşurken, “Benim vatandaşım gayet memnun. Şehirleri dolaşıyorum, nerede ne var hepsini yerinde gezerek görüyoruz.” ifadelerini kullanmıştı.
KAPICILARIN BİLE ARABASI VAR!
Tarım Kredi Kooperatifi’nin marketinde yaptığı ‘atıştırmalık’ alışverişinin ardından kameralar karşısına geçerek, “Gerçekten vatandaşlarımızın kesesine uygun fiyatların uygulandığı bir yer.” demişti. Aldığı ‘atıştırmalıklar’ için Erdoğan’ın 1.002 TL ödediği ortaya çıkmıştı. İki yıl önce de “Türkiye’de kriz falan yok, bunların hepsi manipülasyon.” cümleleri Erdoğan’ın ağzından dökülmüştü.
Erdoğan, geçtiğimiz haftalarda da ekonominin ne kadar iyi olduğunu anlatmak için ‘kapıcıların bile’ otomobili olduğunu söylemişti.
GERÇEKTEN KRİZ OLMADIĞINA İNANIYOR OLABİLİR Mİ?
Temel Karamollaoğlu’nun açıklamaları sonrası dehşete düştüğümü söylesem, yalan konuşmuş olmam. Gelecek adına endişelerim katlandı. Zira, Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere rejim temsilcilerinin televizyonlarda ya da meydanlarda ‘ekonomik kriz olmadığını’ iddia etmesini anlayabilirim. İnanmasalar da siyaseten kamuoyuna bu tür açıklamalar yapmak zorunda olduklarını düşünürüm.
Ancak Temel Karamollaoğlu’nun açıklamalarına göre Erdoğan, ülkede gerçekten kriz olmadığına inanıyor.
Asıl sorun işte bu… Bu sorun yüzde 50’ye dayanan enflasyondan, 10 milyona aran işsizlikten, doların 10 TL’ye çıkmasından daha büyük bir sorun…
Enflasyon, işsizlik gibi sorunlar ne kadar büyük olursa olsun uzun vadede doğru para ve maliye politikalarıyla çözülebilir. Ancak çözüm için önce sorunun varlığının kabul edilmesi gerekiyor. Rejim ve temsilcilerine göre sorun yok!
Ülkede her şeyin güllük gülistanlık olduğunu savunan bir rejimden ‘doğru’ çözüm beklemek ne kadar gerçekçi? Kaldı ki sorunun parçası olanlar çözüm üretebilir mi?
Gelinen noktada şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; Türkiye’de yaşayanlar birkaç ay sonra bugünleri mumla arayacak!
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***