HABER YORUM | İLKER DOĞAN
AKP rejiminin yanlış para ve maliye politikası nedeniyle Türkiye, tarihinin en zor günlerini yaşıyor. Piyasalar alev alev. TL’deki erime durdurulamıyor. Dolar 10,40’ı gördü, çeyrek altın 1.000 lirayı aştı, enflasyon yüzde 50’ye dayandı. Siyasette 50+1 tartışmaları yoğunlaştı. Mevcut sistemle Erdoğan’ın yeniden seçilemeyeceğini düşünen AKP, yeni formüller arıyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘helalleşme’ açıklaması da önemli bir kırılma noktası olacak.
Türkiye, dün tarihi günlerinden birini yaşadı. 16 Kasım, kriz olarak tarihe geçti. Ortalık toz duman…
Türk lirası dolar karşısında bir günde yüzde 2 civarında değer kaybetti. Güne 10,05’le başlayan dolar, 10,40’ı gördüğü günü 10,30 seviyelerinde kapattı. Euro ise 11,48’le başladığı gün. 11,67’ye tırmandı. 18 Kasım’da yapılacak PPK toplantısında faiz indirimi beklentisi de dolar kurunun artmasındaki bir başka etken olarak gösteriliyor.
Yılbaşında 2 bin 825 lira olan asgari ücretle 384 dolar alınabiliyordu. Bugün bu rakam 275 dolara düştü. Yılbaşında 7,37 TL olan dolar yüzde 40’a yakın değer kazandı. TL aynı dönemde yüzde 29 değer kaybetti.
50+1 ERDOĞAN’IN BAŞINA BELA OLDU
Gündemin en önemli tartışmalarından bir de 50+1 tartışması.
Son anketlere göre AKP’nin getirdiği söz konusu sistemde Erdoğan’ın seçilme şansı yok gibi görünüyor. Zira en iyi anketlerde bile Cumhur İttifakı’nın oy oranı yüzde 42 civarında görünüyor. Velev ki yüzde 45 olsun!
Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konuda ‘yanlış’ yaptıklarını itiraf ettiği geçtiğimiz hafta SP lideri Temel Karamollaoğlu’nun açıklamaları sonrası kamuoyuna yansımıştı. Cemil Çiçek de önceki gün 50+1’in ‘ciddi kriz çıkardığını’ söyledi.
Yanlış anlaşılmasın; Cemil Çiçek’in derdi demokrasi vs. değil. Erdoğan’ın gitmesini istemiyor. İttihat ve Terakki’nin Abdulhamit’i devirdikten sonra ülkeyi yönetemediğinden yola çıkarak söylediği şu sözler önemli: “Özal gitsin dediler gitti. Ne oldu? Erdoğan gitsin ne olacak?”
Cemil Çiçek’in 50+1’i tartışmaya açmasının nedeni, Erdoğan’ın bir kez daha seçilmesini sağlayacak yeni bir düzenlemeye kapı aralamak.
BAHÇELİ’NİN ÇIKIŞI NE ANLAMA GELİYOR?
Ancak Cumhur İttifakı’nın diğer ortağı MHP’nin lideri bu konuda AKP’liler gibi düşünmüyor. Partisinin grup toplantısında ‘Cumhur İttifakı’nda ‘çatlak’ olduğu iddialarını reddeden Bahçeli, 50+1 tartışmalarıyla ilgili net konuştu: “Bu sistemin meşruiyet temeli yüzde 50+1’dir. Bu itibarla yüzde 50+1 oyla Cumhurbaşkanı seçilmesi çoğulcu demokrasinin dünyaya emsal teşkil edecek, model olacak bir şeklidir. Yüzde 50+1 kaos olmasın diye belirlendi, bunu da mı inkar ediyorsunuz? Hem teorik olarak hem fiili uygulamaları açısından Cumhurbaşkanı’nın yüzde 50+1 oyla seçilmesi meşruiyet sancılarını baştan ortadan kaldıracak, demokrasi güvenliğini de temin ve teyit edecektir.”
ŞAMİL TAYYAR: 50+1 ERDOĞAN’A KURULAN BİR TUZAKTI
AKP’li Şamil Tayyar da dün bu konuyla ilgili paylaşımlarda bulundu. Bahçeli’nin açıklamalarından hemen sonra. Şunları yazdı: “50+1, Cumhurbaşkanımıza ve sisteme kurulan tuzaktı. Düzeltilebilirdi, vakti geçti. Yeni tartışma, seçimle ilişkilendirilir. Kazanmaya odaklanmalı, kazanınca biz değiştirmeliyiz. Çok basit, orana gerek yok. İsteyen istediğiyle bir araya gelir. En çok oyu alan kazanır. Siyasette gerginlik azalır, 50+1 tehdit olmaktan çıkar, sistem rahatlar.”
CUMHUR’DA ÇATLAK BÜYÜYECEK
Bütün bu açıklamalardan sonra şunları rahatlıkla söyleyebiliriz;
Devlet Bahçeli’nin söylediklerinin aksine Cumhur İttifakı’nda ciddi bir çatlak var. Başta Erdoğan olmak üzere AKP’liler, Bahçeli’nin hararetle savunduğu 50+1 sistemiyle Erdoğan’a tuzak kurulduğunu savunuyor. Bahçeli ise 50+1’in sistemin miğferi olduğunu söylüyor. Tartışmayı yersiz ve gereksiz buluyor.
İTTİFAK, EYT’LİLER KONUSUNDA DA FARKLI DÜŞÜNÜYOR
Devlet Bahçeli’nin ‘ayrıştığı’ bir başka nokta da EYT’liler. Bahçeli grup konuşmasında sorunun Meclis’te çözüleceğini söyledi. Ancak birkaç saat sonra AKP Grup Başkanı Cahit Özkan, EYT’lilerle ilgili şu anda hiçbir çalışma yapılmadığını söyledi.
Devlet Bahçeli’nin ‘çözeceğiz’ dediği bir sorun, AKP’nin gündeminde bile yok…
Anlaşılan o ki Cumhur İttifakı’ndaki çatlak önümüzdeki haftalarda daha da belirgin hale gelecek…
KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN ‘HELALLEŞME’ YOLCULUĞU
Gündemin en önemli gündem maddelerinden biri de CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘helalleşme’ çıkışı. Dün partisinin grup toplantısında bu konuyu daha da açtı. Kimlerle helalleşeceğini tek tek açıkladı. Çok önemli ve değerli bir açıklama…
Liste uzun…
28 Şubat mağdurları, Roboski katliamında can verenlerin yakınları, Sivas-Maraş katliamlarının mağdurları, ikna odalarına alınan başörtülü kadınlar, 6-7 Eylül olaylarının mağdurları ve daha pek çok farklı kesim var.
Ancak o listede 5-6 yıldır neredeyse soykırıma uğrayan Hizmet Hareketi mensupları ile hukuksuzca işlerinden edilen, tutuklanan KHK’lılar yok!
Bunun iki temel sebebi olabilir; ya bunu dillendirmeye korkuyordur ya da yapılan hukuksuzlukları meşru görüyordur.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yapılanları meşru görmediğini önceki açıklamalarından biliyoruz. O halde geriye tek bir seçenek kalıyor; rejim tarafından yaftalanacağı korkusuyla yaşanan ağır insan hakları ihlallerini, zulümleri dillendirmiyor.
28 Şubat mağdurlarıyla elbette helalleşilsin. Roboski katliamı mağdurlarının gönlü tabii ki alınsın; ancak bu arada hali hazırda devam eden ve on binlerce mağduru olan yangına da su dökmek gerekmez mi?
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***