SİİRT – Kurtalan’da “Özgürlük Zamanı” kampanyası buluşmasına katılan DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, İmralı’daki tecridin tüm yaşam alanlarına sirayet ettiğini belirtirken, DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ise “Tecrittin kaldırılması için her alanda mücadeleyi büyütmeliyiz” dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, “Özgürlük Zamanı” kampanyası kapsamında Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Kurtalan ilçe binasında düzenlenen halk buluşmasına katıldı. Buluşmada, “Tecrit insanlık suçudur, tecride son, yaşam için adalet” ve “Tecridi kıralım, ulusal birliği sağlayalım” yazılı pankartlar asıldı.
Buluşmada konuşan DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Kürt halkının mücadelesinin yüz yılları aşan bir mücadele olduğunu belirterek, “Bu süre zarfından Kürt halkının kazanımları artarak devam etmiştir. Gelinen aşamada Kürt halkı ve verdiği mücadele dünya haklarına ilham kaynağı olmuş durumda. Kazanımlarımız büyük, bu kazanımlara sahip çıkmak için verilecek olan mücadele de büyük olmalı. Buna denk bir mücadele yürütecek bir örgütlenme ile faşist iktidara karşı durabiliriz. Hedeflerinde kazanımlarımız olan iktidarlar gibi bu iktidarı da tarihin çöp sepetine atacağız. Daha öncekilerin adı ve tabelaları ortada yok. Kendileri de yok olup gittiler. İşte onları bu halle getiren bu halkın mücadelesidir” diye konuştu.
KÜRT İLLERİNE AKIN
Kürt halkının mücadelesini 2023 yıllına kadar bitirme amacı taşıyan AKP-MHP iktidarının, saldırılarını yoğunlaştırarak artırdığını dile getiren Bayındır, “2014 yıllında önlerine çöktürme diye bir plan koydular. Bu planın içinde her türlü vahşet yer alıyor. Bunu yaparken tarihten örnek aldılar. Faşist iktidarları kendilerine örnek aldılar. Şu an gelinen aşamada ise bu planları düzenleyenlerin çöktüğünü görebiliyoruz. Gün geçtikçe örgütlülüğümüz, gücümüz ve kazanımlarımız artıyor. Bunu gören muhalefet partileri de Kürt halkına ve bunu temsil eden partilere yanaşıyorlar. Kürt halkı olmadan Türkiye’de birçok alanda adım atılamayacağını gördüler. Bunun için Kürtlerin illerine akın ettiler. Her gün Kürt illerine gelip halkın arasına girmek istiyorlar” dedi.
‘TECRİDİ KALDIRSINLAR’
Kürt halkına karşı kaybeden AKP’nin HDP’yi kapatarak sahte zafer ilan etme uğraşında olduğunu kaydeden Bayındır, “İktidar büyük bir sorunlar yumağı ile karşı karşıya kalmış durumda. İktidar kendini kurtarma uğraşında. Eğer Kürt sorununu çözmek isteyen varsa, öncelikle Öcalan üzerinde devam eden tecridi kaldırsın. Eğer kaldırmıyorlarsa bilinsin ki Kürtler kandırılmak isteniyor. Kürt halkı bu faşist iktidarı tanıyor, kimse bu halkı kandıramaz. Hiçbir söylem ve konuşma tecridin kaldırılmasının önüne geçemez. Bu halk Öcalan üzerinde devam eden tecridin kaldırılmasını istiyor. Halkın talebi tüm kesimlerin öncelikleri olmalı. Ona göre adım atmalı. Biz de tecridin kaldırılması için, köy, mahalle, belde, ilçe ve illerde yani yaşamın her yerinde mücadeleyi büyütmeliyiz. Bu halkın tecridin devam edilmesine sabrı kalmamıştır” diye konuştu.
ÖZTÜRK: İNKAR TABAN YAPTI
Kürt halkının inkarı üzerine bir siyaset yürüten AKP’nin bunu açık bir şekilde yapmaya devam ettiğini kaydeden DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk ise, “Ne diyorlar; Kürt kökenli, doğulu. Bunlar inkarın dile dökülmüş halidir. Bunun dışında kapalı kapılar arasındaki planlar var. İnkarın taban yaptığı bir süreci yaşıyoruz. Kürt halkı 100 yıl önceki halk değil, örgütsel, siyasal ve ekonomik olarak Kürt halkı şu an başka bir yerde. Kürt halkı aya çıkıp bir kazanım elde etse, bunlar saldırır. Bu derece Kürtlerden nefret ediyorlar. Bunlara karşı verilen bir mücadele var. Rojava ve Başur’a dönük saldırılar, bunun en somut örnekleri. Kürt halkının 4 parçadan statü almaması için saldırıyorlar. Varlık mücadelesi veriyoruz” ifadelerini kullandı.
DÜNYA HALKLARI TECRİT ALTINDA
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde devam eden tecridin işkence aşamasına geldiğini belirten Öztürk, “Kürt halkı şu an tecrit altında. Tecrit İmralı’da başlayıp tüm yaşam alanlarına sirayet etti. Tecrit ağırlaştırılarak kölelik dayatıldı. Bu halka köle olma dışında bir alternatif sunulmadı. Kürtler bunu kabul etmez. Öcalan üzerinde uygulanan tecridin amaçlarından birinin de Kürt halkını Öcalan’ın felsefesinden uzaklaştırma olduğunu biliyoruz. Ancak bunun için geç kalındı. Çünkü Kürt halkı Öcalan’ın felsefesi ile büyümüş büyük bir mücadele ağı oluşturmuş. Sadece Kürtler değil tüm dünya hakları tecrit altında. Öcalan ile görüşmelerin yaşandığı yıllara dönelim. O zaman hem ekonomik hem de insan hakları anlamında belli bir noktaya gelindi. 2013-2015 yılları arasındaki yıllar kanın akmadığı yıllardır. Ancak iktidar ve ortağı MHP kanın akmadığı yılları kendi çıkarları için sonlandırdılar. Ve o günden beri kan akıyor. Kanın durması için tek çare Öcalan’dır. Öcalan ise işkence sistemi haline gelmiş bir tecrit ile karşı karşıya. Eğer özgür bir yaşam isteniyorsa tecrit ortadan kaldırılmalı. Tecrit sadece Kürt halkının önceliği olmamalı, demokrasi ve insan haklarından bahseden tüm kesimlerin önceliği olmalı. Kimse kusura bakmasın eğer ortada hukukun ayaklar altında kaldığı bir tecrit varsa herkes buna ses çıkarmalı. Kendine muhalif diyenler bu tecridi görmeli ve kaldırılması için mücadele yürütmeli. Öcalan’dan haber alınamıyor. Bu çok ciddi bir durum. Dünya Öcalan’ın özgürlüğü için mücadele yürütüyor” ifadelerini kullandı.
ULUSAL BİRLİK
Ulusal birliğin sağlanması için verilen mücadeleye değinen Öztürk, “Musul 82, Kerkük 83 diyen sisteme karşın birliği oluşturmalıyız. Yoksa yarın Hewler 84, Duhok 85 diye sayıp giderler. Kürdistan’ı inkar eden bu zihniyetin, Başur halkına verebileceği bir şey yok. KDP bunu görmeli. Barzani ailesi halen Kürt halkını düşmanı olarak PKK’yi gösteriyor. Hulusi Akar (Savunma Bakanı) gelip onlarla görüşüyor ve Kürdistan diye bir yerine olmadığını söylüyor. Barzani ailesi ya bunları görüyor ya da görmek istemiyor. Kürt halkının kazanımlarının yok olması umurlarında değil. Pratikleri bunu gösteriyor. Ulusal birlikte ısrar etmemize rağmen KDP buna yanaşmıyor” dedi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***