Macaristan Başbakanı Viktor Orban, ülkesinin 2004’te üyesi olduğu Avrupa Birliği’nden ayrılmayacağını bunun yerine Brüksel’in, ‘Macaristan’ın egemenliğini aşındırma girişimlerine’ karşı direneceğini söyledi.
İktidardaki Fidezs Partisi’nin genel başkanlığına yeniden seçilen aşırı sağcı lider, parti destekçilerine hitabında, SSCB dönemine atıfta bulundu ve komünist dönemle AB sürecini birbirine benzetti.
“Komünist bürokrasiden sonra bu sefer de Brüksel’den yeni emirler almak istemiyoruz.” diyen Orban, Macaristan’ın Batı liberalizmini reddedeceğini dile getirdi.
Konuşmasında eşcinsel bireylere ve göçmenlere karşı duruşunu sürdüren Orban, “Sınırlarımızı savunma, göçmenleri durdurma hakkından vazgeçmeyeceğiz. Macaristan’da evliliğin kadın ve erkek arasında, babanın erkek ve annenin de kadın olduğu konusunda ısrar ediyoruz. Çocuklarımızı da rahat bırakın.” ifadelerini kullandı.
Avrupa Birliği’nde reform yapılması gerektiğini savunan Orban, Macaristan’ın amacının 2004’te katıldığı bloktan ayrılmak değil, değişimi sağlamak olduğunu söyledi.
Orban sözlerini şöyle sürdürdü:
“AB’den ayrılmayı kesinlikle istemiyoruz, bizden bu kadar kolay kurtulamazlar. Egemenliğimizi korumak istiyoruz. Entegrasyon yerine kendimizi Avrupa Birleşik Devletleri’nde bulmak istemiyoruz.”
Nisan 2022’de 6 partiye karşı yarışacak
Macaristan’da Nisan 2022’de genel seçimlere gidilecek.
Bu seçimlerde Orban, Sosyalistler, liberaller ve merkez sağ Jobbik de dahil olmak üzere muhalefetin oluşturduğu Birleşik Cephe ile mücadele edecek.
Geçtiğimiz haftalarda 6 partili ittifaka, 49 yaşındaki Katolik muhafazakar, yedi çocuk babası ve küçük bir kasabanın belediye başkanı olan Peter Marki-Zay’i Birleşik Cephe’nin lideri olarak seçmişti.
Genel seçimlere aylar kala kampanyasına hız veren Orban, aileler için 2 milyar dolarlık gelir vergisi indirimi de dahil olmak üzere bir dizi harcama sözü verdi ve göçmen karşıtı söylemlerini artırdı.
Müslümanların Avrupa’ya göçüne karşı
Orban, kendisini Avrupa’ya Müslüman göçüne karşı Macaristan’ın kültürel kimliğinin savunucusu ama aynı zamanda Batı liberalizmine karşı da Hristiyan değerlerinin koruyucusu olarak tanımlıyor.
Aşırı sağcı, popülist söylemleriyle ön plana çıkan ve sık sık Brüksel’le ters düşen giren 58 yaşındaki Orban, 2010 yılından bu yana iktidarda bulunuyor.
Sağ söylemler kendisine her ne kadar Fidezs kitlesinden destek getirse de da insan hakları örgütleri ve LGBT hakları savunucusu grupların eleştirilerinin hedefinde yer alıyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***