Perşembe günü Türkiye’de faaliyette bulunan toplam 853 döviz bürosu, kendileri ile ilgili Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğ ve yönetmelik düzenlemelerinin faaliyetlerini sonlandırmalarına neden olacağına dikkat çekmek için 15 dakika faaliyetlerini durdurdular. Sözcü yazarı Nedim Türkmen, söz konusu düzenlemeyle beraber döviz bürolarının faaliyet şartlarının ağırlaştırılarak kepenk kapatmaya zorlandıklarını söyledi. Türkmen, “Yapılan son düzenleme döviz bürolarına ağır sorumluluklar yüklemekle kalmıyor. Aynı zamanda döviz bürolarının daha fazla sistem dışına çıkmasına neden olacak ağır hükümler içeriyor” diye yazdı.
Bugünkü köşesinde söz konusu düzenlemenin detaylarını değerlendiren Türkmen şu görüşleri dile getirdi:
“Yapılan düzenlemelerle, mevcut döviz bürolarının hisse (pay) devirleri için gerekli olan bakanlık izni ücrete bağlandı. Öyle ki; Hazine ve Maliye Bakanlığı’na pay devri izin ücreti olarak A grubu döviz büroları 6.000.0000 TL ve B grubu döviz büroları ise 5.500.000 TL ücret ödemek zorundalar. Bu şekilde bir düzenleme döviz bürolarının değerini sıfıra indirdiği gibi, hiçbir sektör için yapılmayan bir düzenleme ile tanıştılar. Bu düzenleme, Anayasa’nın “mülkiyet hakkının korunması” ilkesine açıkça aykırıdır. Yeni tebliğ ile ‘yetkili müesseseler faaliyet gösterdikleri işyeri haricinde herhangi bir gayrimenkul mal edinemezler’ hükmü de getirilmiştir. Bu düzenleme de mülkiyet hakkının ihlali sonucunu doğuracaktır.
Döviz bürolarına, döviz bürolarının kapalı olduğu günler dahil olmak üzere; kamera kayıt sistemi zorunluluğu getirildi. Yapılan tüm işlemler kayda alınacak ve 1 yıl saklanacak. Özellikle, bulut sistemi üzerinden saklama zorunluluğu teknik imkansızlık içeriyor. Bu uygulama hiçbir sektörde bulunmazken, döviz bürolarına neden getirilmiştir?
Yeni düzenlemeler ile Türkiye 4 bölgeye ayrılmış. Bölgeler arası adres nakli işlemlerinde 1.000.000 TL’den 3.000.000 TL’ye kadar ücret talep edilecektir. Bu düzenleme ile döviz bürolarına adeta “oturun oturduğunuz yerde” denmektedir. Bu düzenleme, Anayasa ile teminat altına alınmış “çalışma hakkı”nın engellenmesidir.
Yapılan her işlemden T.C. kimlik numarası alınması, kayıt dışılığı artıracaktır. T.C. kimlik numarası uygulamasında bir alt sınır belirlenmesi, kayıt dışılığın önüne geçilmesinde önemli düzenleme olacaktır. Tebliğin 15 günlük uygulamasında; T.C. kimlik numarası alınması uygulaması nedeni ile birçok vatandaş döviz alım satımını döviz bürosu yerine, merdiven altı yerlerden gerçekleştirmeyi tercih etmiştir.
Tebliğ ile yetkili müesseselerde pay sahipliği bulunmayan kişilerin, şirketi münferiden temsile yetkili kılınması yolu kapatılmıştır. Bu kişiler, ancak şirkette en az % 50 ve üzeri paya sahip hissedar veya hissedarlarla müştereken temsile yetkili kılınabilecektir.
Yapılan düzenleme, TTK 370. maddesine göre; anonim şirketler için, ‘Yönetim kurulu, temsil yetkisini bir veya daha fazla murahhas üyeye veya müdür olarak üçüncü kişilere devredebilir. En az bir yönetim kurulu üyesinin temsil yetkisini haiz olması şarttır’ hükmüne açıkça aykırıdır.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***