İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) Başkanı Nezih Barut, kur etkisi ve hammadde sıkıntısı nedeniyle piyasada bazı ilaçların bulunamadığını, bazı ilaçlarda da 30-35 gün olması gereken stok seviyelerinin bir haftaya düştüğünü söyledi.
İlaç şirketleri olarak çok sayıda ilacı zarar ederek piyasaya sunduklarını belirten Barut, şubatta en az yüzde 35 zamma ihtiyaç olduğunu ifade etti.
Türkiye’de ilaç fiyatları, yılda bir kez güncelleniyor. Ancak güncel avro kuru ile ilaç fiyatlarının belirlenmesinde temel alınan kur seviyesi arasındaki fark, özellikle kurun yükseldiği dönemlerde ilaç tedarikinde sorunlara yol açıyor.
İlaçların fiyatlandırılmasında kullanılan avro değeri, ‘Fiyat Değerlendirme Komisyonu‘ tarafından her yıl şubat ayında güncelleniyor. Mevcut durumda ilaçların fiyatlandırmasında kullanılan avro/TL kuru 4.57 olarak kabul ediliyor. Ancak reel avro/TL kuru şu anda 13.8 seviyelerinde. Söz konusu fark, ilaç şirketlerinin ithal ettiği ilaçların yanı sıra, Türkiye’de ürettikleri ilaçlarda kullandıkları döviz bazlı etken madde ve hammaddeler nedeniyle zarar yazmalarına neden oluyor.
Türk Eczacıları Birliği, kurdaki yükselişe bağlı olarak piyasada 645 ilacın bulunmasında sıkıntı yaşandığını belirtmişti. Türk İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) ise söz konusu ilaçların ekseriyetinde tedarik problemi bulunmadığını açıklamıştı.
Reuters’a değerlendirmelerde bulunan İEİS Başkanı Barut, şu anda piyasada bazı ilaçlara erişimde sıkıntı olduğunu doğruladı: “Bazı ilaçların olmadığı bir gerçek. Bu durum ithal ilaçlarda da var, burada ürettiğimiz ilaçlarda da var.”
Sorunun bir kısmının kurlardan, bir kısmının ise küresel olarak hammaddeye erişim sıkıntısından kaynaklandığını belirten Barut şunları söyledi: “Mesela soğuk algınlığında kullanılan vitamini yurtdışından getirtemiyoruz. Çünkü hammadde bulamıyoruz. Bu kurlarla alakalı değil, genelde aktif maddelerin üretiminde de sıkıntı yaşanıyor. Bundan da ilaç yokluğu olabiliyor. Buna karşın yükselen kurların da etkisi büyük. Bazı ilaçları zararına satıyoruz, satmamız gerektiğini düşünüyoruz. Ama bazı ilaçlarda o kadar büyük zararlar var ki, firmalar bu zararları karşılayamıyor diye düşünüyorum. İthal edemiyor ya da yurtdışından çok kısıtlı geliyor. Bazı ürünlerde depolardaki stok seviyesi haftalık diye duyuyorum. Normalde 30-35 gün olması gereken stoklar bazı ilaçlarda 1 hafta olarak görünüyor. Bazı ilaçlarda böyle bir stok sıkıntısı da var.“
Barut ayrıca kurların artacağı beklentisiyle eczane ve depolardan da kendilerine gelen çok yoğun bir ilaç talebi olduğunu söyledi ve şöyle devam etti: “Kullandığımız kura göre bakıldığında, ithal ilaçların tamamı zarar. Burada üretilen ilaçlara da bugünkü kurlarla bakınca üretmek mümkün değil. Biz bu ilaçları üretip de verebiliyorsak gerçekten büyük fedakarlık yapıyoruz. Halkımızın ilaçsız kalmaması için büyük gayret gösteriyoruz, birçok ilacı hala verebilir haldeyiz. Ama bu kurlarla sürdürülebilir değil. Bugünkü kur seviyeleri göz önüne alındığında şubat ayında en az yüzde 35-36 artış gerekli. Bu bile çok düşük… 21 Şubat’ta yeni fiyat uygulanacak. O zamana kadar da kurun ne olacağını bilmiyoruz. Artık bizim bundan fedakarlık yapma şansımız yok. Yıllardır her fiyat döneminde fedakarlık yaptık. Avrupa’daki en ucuz ülke Yunanistan’da 10 avro olan ilaç Türkiye’de 1,5 avro. Bu şekilde sürdürülebilir olması mümkün değil. Muhakkak birtakım tedbirler alınması gerek.”
İEİS verilerine göre Türkiye ilaç pazarı 2020 yılında 47.9 milyar TL olarak gerçekleşmişti. Bunun 23,6 milyar lirasını ithal ilaçlar oluşturmuştu.
İEİS’in aralarında Abbott, Abdi İbrahim, Acino, Bilim İlaç, Centurion, Daiichi-Sankyo, Genveon, İlko, Koçak Farma, Recordati, Sanofi ve Servier gibi firmaların yer aldığı yerli yabancı 60’a yakın üyesi bulunuyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***