Türkiye’deki ekonomik gelişmeler dünyanın finans merkezi Wall Street’te de yakından izleniyor. Wall Street’te uzun yılardan beri vadeli borsalar uzmanı, emtia analisti olarak çalışan, ayrıca New York Asa Üniversitesi’nde finans ve ekonomi dersleri veren öğretim görevlisi Esen Ünal, VOA Türkçe’ye Türkiye’deki ekonomik durumu değerlendirdi. Ünal, politika faizi oranlarının düşürülmesi, döviz kurlarındaki artış ve ekonomide alınan diğer kararların olumsuz etkisinin asıl önümüzdeki aylarda yaşanacağını belirterek, “Biz daha bunun en kötüsünü görmedik. Eğer böyle devam ederlerse çok zor günler şimdi değil ileride yaşanacak” dedi.
Ünal, Türkiye’de ekonominin henüz tamamen çökmemesinin tek nedeninin piyasada dönen çok büyük miktardaki kayıt altına alınmamış para olduğunu belirterek, “Bu kadar dehşet derecede bir devalüasyona kimse dayanamaz. Bunun sonuçları çok kötü olacak. İhracatımızla övünüyorlar ama ithalatımız çok daha fazla. Döviz kurlarında yaşanan her artış ithal ürünlerin fiyatını arttırıyor. Ağustos’ta 8 lira olan dolar şimdi 13 lira. Yüzde 70 – 80 değerinde her şey pahalanmış durumda. Gösterilen enflasyon rakamları da doğru değil. Her şeyi ithal ettiğimiz için insanlar ürünleri iki katına satın almak zorunda kalıyor. Bazı ürünlerde belki de daha fazla. Türkiye ihracatta hatırı sayılan bir ülke ama ithalatı bundan çok daha fazla. Bazı malları ihraç etmek için ithalat yapmak zorunda olan bir ülke. Hükümet tüketimi arttırıp iç piyasayı canlandırmak istiyor” dedi.
“Başımıza ne geldiyse sıcak paradan geldi”
Türkiye’nin yıllardır piyasadaki sıcak parayla ayakta kaldığını belirten Ünal, “Zaten bizim başımız sıcak para yüzünden derde girdi. 11 Eylül’den sonra 2002 -2003 yıllarında dünyada sıcak para Amerika’dan başka ülkelere kaçtı. Amerika Merkez Bankası kapıları o kadar açtı ki bu para buradaki reel ekonomiye gitmedi. Türkiye, Endonezya, Filipinler, Arjantin, Brezilya, Güney Amerika ve Güney Afrika’daki ülkelerde yükselen marketlere gitti. Ne zaman Amerika’da para bollaşırsa yükselen marketlerde bir tüketim artışı olur. Bunların hiçbiri tesadüf değil. Buradaki Merkez Bankası para musluklarını açınca bankalar iç piyasaya kredi vermek yerine nereden daha fazla kazanacaklarsa o marketlere yöneliyorlar. Bu dönemlerde de bunların en büyük adresi Türkiye gibi ülkelerdi. Bu durumda ne oluyor? Hiçbir şey üretmiyorsunuz, tüketim kamçılanıyor, katma değer yaratacak ürünler üretemiyorsunuz. Türkiye’de oto yan sanayii gibi güçlü alanlarda katma değer yaratacak ürünlerimiz var ancak bunlar yetersiz kalıyor. Türkiye’de insanlar bu dönemde ekonominin normal olduğu düşüncesindeydi. İnsanlar alışveriş yapıp tatile gittikleri zaman kendilerini mutlu hisseder. Ancak sizin bu parayı dışarıdan borçlanarak sağladığınızın farkında olmazlar. Ekonomi yolunda gidiyor zannederler ancak tam tersine ekonomi yolunda gitmiyordur. Türkiye’de son 18 – 19 yılda bu sıcak parayla sağlanan ekonomi oluşturuldu” dedi.
“Biz daha en kötüsünü görmedik”
Ünal, iktidarın ekonomiyle ilgili aldığı kararların doğru olmadığını belirterek, ”Şimdi ise yapılanlar akıl dışı. Bunun sonuçlarından kaçış yok. Bu saatten sonra zor kararlar alıp ülkeyi düzlüğe çıkartmak artık çok zor. Bu durumdan çıkmak için acı reçete gerekli. Gurur meselesi yaptılar IMF’nin kapısını çalmak istemiyorlar. IMF’ye gitmeyip kendileri durumu düzeltmek istiyorlar ama maalesef durum çok daha kötü olacak. Türkiye’de politika faizlerinin aşağıya indirilmesi sırf tüketimi kamçılamak için. Tüketimi kamçılıyorlar, inşaatı kamçılıyorlar başka yapılan hiçbir şey yok. Bence felaket bir durum ve çok daha kötü olacak. Eğer böyle devam ederlerse çok zor günler şimdi değil ileride yaşanacak. Tekrar faiz oranlarını indirdiler. Para yükselen marketlere gitti. Zaten arada bir paralellik vardır. Çok daha fazla ithalat yapıyorsunuz. Şu anda Türkiye’de anormal bir dengesizlik var. İnsanlar fakirleşti ama dediğim gibi biz daha bu kararların yansımasının etkilerinin en kötüsünü görmedik. Türkiye’nin durumu aynı frensiz bir araba gibi nereye çarpacağı belli değil. Ama bu durumun sonuçları maalesef çok daha kötü olacak. Sabit gelirli insanlar, küçük iş sahibi insanlar, esnaf en çok zarar görecek insanlar olacak” dedi.
“Faizler yükselince sıcak para yeniden ABD’ye dönecek”
Türkiye’de alınan politika faizini düşürme kararının doğru olmadığını savunan Ünal, “Bir ülkede faiz oranlarını yüksek gördüğümüz zaman o ülkede enflasyon yüksektir. Enflasyonu önlemek için faiz oranları yükseltilir. Bunun gerekçesi de talebi kesmek, tüketimi düşürmek içindir. Ancak Türkiye’de tam tersi yapılıyor. Tüketimi keserseniz insanlar paralarını harcamak yerine götürüp bankaya yatıracak. Tatile gideceğine bu parayı bankaya yatırıp biraz faiz geliri elde etmek isteyecek. Bunun alternatifi yok. Türk ekonomisini etkileyecek diğer bir neden de diğer gelişmiş ülkelerdeki ekonomik gelişmeler olacak. Amerika’da veriler iyi geldikçe Türkiye’de her şey çok daha kötü olacak. Amerika’da faizler yükselince yükselmekte olan ülkelerin marketlerinde dolaşan sıcak para Amerika’ya, evine geri gelecek. Zaten dolar şu anda güzel günlerini yaşıyor. Bütün para birimleri karşısında son iki üç haftada değer kazanıyor. Bu nedenler Türkiye’deki ekonomik durumu daha da zorlaştırıyor. Zaten son iki günde yaşanan doların değer kazanmasının sebeplerinden biri de bu” dedi.
“Hatalı alınan Merkez Bankası kararları konusunda öğrencilerime maalesef Türkiye’yi örnek göstermek zorunda kalıyorum”
Türkiye’deki döviz kuru artışında öngörüde bulunmanın zor olduğunu belirten Ünal, ”Yarın iktidardan biri çıkar bir şey söyler durumu daha da zorlaştırır. ‘Yapılan yanlıştan dönmek için bir umut var mı’ derseniz oldukça zor. O kadar zarar verildi ki. Türk Lirası güveni ve itibarını kaybetti. Türkiye’de iktidar Merkez Bankası’nın bağımsız çalışmasına izin vermiyor. Dünyada faiz oranları artarken Türkiye’de faiz oranlarının düşürülmesi görülmemiş bir şey. Ben maalesef öğrencilerime merkez bankası konularını anlatırken yapılmaması gereken şeyler ve yapılan hatalar konusunda Türkiye’yi örnek verme durumunda kalıyorum. Türkiye’de bu uygulamalarla başarıya ulaşacaklarını zannediyor. Ben sanmıyorum çünkü dünyada hiçbir örneği yok. Yapılan şeyler komik” dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***