Federe Kürdistan Bölgesi’nde ekonomik, sosyal ve siyasal kriz derinleşiyor. Yönetimi elinde bulunduran Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP), baskı ve antidemokratik politikaları halkı göçe zorluyor. KDP’nin desteğiyle Türkiye’nin 23 Nisan’da başlattığı askeri operasyonlar sonucu Avaşîn, Zap ve Metîna bölgesinde köyler boşaltılarak, göçertiliyor. İç içe girmiş krizlerden kaynaklı binlerce Kürt, Türkiye üzerinden Belarus’a, oradan da Polonya ve Batı Avrupa’ya ulaşmaya çalışıyor. Çoğunluğu Federe Kürdistanlılardan oluşan mülteciler, Belarus-Polonya sınırında dondurucu hava koşullarında bekliyor. Bugüne kadar 10’dan fazla mülteci açlık ve soğuktan yaşamını yitirdi.
Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki çoklu kriz ve göçertme politikasını gazeteci Shaswar Mame değerlendirdi.
ÇÖZÜME HAZIR DEĞİLLER
Kürtlerin Avrupa sınırına akmasına ilişkin Bölge hükümetinin politikalarına değinen Mame, “Binlerce Kürt vatandaşı şu anda Belarus-Polonya sınırında. Bu göç dalgasının sebebi bölgede yaşanan adaletsizlikler ve sorunlardır. Bölge halkı bir hak talebinde bulunamıyor. Hak talep edenler tutuklanıp kaybettiriliyor. Son yıllarda birçok gazeteci ve eylemci öldürüldü. Bütün bu gelişmeler halkta umutsuzluğa yol açtı. Bölge halkının değişim yaratma girişimleri de engellendi. İktidar partisi olan KDP ve YNK halkın bağımsızlığını kontrolü altına aldı. Bu iki güç bölgenin sorunlarını çözmeye hazır değil. Aynı zamanda, bu krizi iyileştirmek için bir değişim yapmaya da hazır değiller” dedi.
HALKIN İNANCI KALMADI
Mame, bölgede bulunan üniversite veya herhangi bir işletmenin KDP ve YNK’nin kontrolünde olduğunu hatırlatarak, halk için huzurlu bir yaşam alanının kalmadığını söyledi. İnsanlara yaşam alanı bırakılmadığı için çareyi göç etmekte bulduğunu ifade eden Mame, şöyle devam etti: “Bölgedeki sorunlara her gün bir yenisi ekleniyor. Elektrik ve su sürekli olarak azalıyor. Bunun dışında temel yaşam malzemeleri her geçen gün pahalılaşıyor. Bu sorunları çözmek için de Başûr Hükümetinin bir planı veya projesi yok. Sorunları çözmek yerine sürekli halkı suçlayıp, ‘Bu kişilerin arkasında farklı güçler var’ demeleri umutsuzluğa yol açıyor. Bölge halkının çoğunluğu, seçimi boykot etti. Çünkü artık seçimlere karşı inançları ve umutları kalmadı. Hiçbir partiye de inançları kalmadı. İnsanlar bu ülkede bir gelecek görmüyorlar ve maalesef ki Kürdistan’ı terk ederek yeni bir yaşam arayışına çıkıyorlar.”
ADALETSİZLİK ISRARI
Hükümetin çözüm politikaları yerine halkın karşısına dikildiğini vurgulayan Mame, “Halk artık hükümetten memnun değil. 10 Ekim seçimlerinde zaten her şey net bir şekilde görüldü. Seçimler, halkın artık bu yönetim anlayışını kabul etmediğin ve istemediğinin en net göstergesiydi. Halk yeni bir yönetim anlayışının egemen olmasını istiyor. Onurlu bir yaşam istiyor. Ama ne yazık ki, şu ana kadar bölge halkının kendilerine göre bir yaşam alanı kurması için hiçbir koşul yaratılmadı. Böylece umutsuzluk kendini örgütledi. Sadece gençler değil, yaşlılar da göç ediyor. Bu durum Kürdistan Bölgesi’nin uluslararası arenadaki prestijini de zedeliyor. Maalesef Kürdistan hükümeti bu krizin sorumluluğunu almaya ve bazı değişiklikler yapmaya hazır değil. Hükümet adaletsizlik ve hırsızlıkta ısrar ediyor. Halk bölgesel partilerin bir değişim yaratabileceklerine de inanmıyor” diye konuştu.
‘TÜRKİYE SUÇ İŞLİYOR’
Türkiye’nin operasyonlarla birlikte bölgenin tamamının insansızlaştırıldığını belirten gazeteci Mame, “Türkiye’nin Başûrê Kürdistan’a karşı başlattığı operasyonlar kapsamında bölgede bugüne kadar birçok hak ihlali yaşandı. Bu operasyonlar Irak’ın ve hükümetin özerkliğini yok sayarken, savaş kanunlarını da ihlal ediyor. Behdinan ve Hewlêr’e bağlı birçok bölge işgal edildi. Bu operasyonlar sonucunda çok sayıda sivil hayatını kaybetti, birçoğu yaralandı ve yüzlercesi de yerinden edildi ve onlarca köy işgal edildi. Bu alanlarda ağaçların kesilmesi, bölgenin tamamına zarar verdi. Ne yazık ki bugüne kadar Irak ve Bölge Hükümeti Türk işgaline karşı net bir duruş sergilemedi. Sadece insan hakları örgütleri bölgelerdeki durumu araştırıyor” diye belirtti.
KİMYASAL SİLAHLAR
Mame, Türkiye’nin kimyasal silah kullanımına dair şunları söyledi: “Birçok gazeteci, yazar ve aydın bu iddiayı araştırıyor. Bu kurumlar, Türkiye’nin hangi alanlarda kimyasal silah kullandığını ve kullanmakta olduğunu araştırıyor. Kimyasal silah kullanımına ilişkin bugüne kadar birçok belge elde edildi. Uluslararası kurum, kuruluş ve örgüt temsilcilerinin söz konusu bu alanlarda yakından inceleme yapmasına Başûr Hükümeti tarafından izin verilmiyor. Bunu araştırmak isteyen herkes engellendi. Irak ve Başûr hükümeti konuyla ilgili henüz bir açıklama yapmadı. Bu silahların etkisi, bölgenin doğası ve yaralanan vatandaşlar üzerinde net bir şekilde görülüyor. Türk ordusunun bölgede yaptığı savaş suçudur.” (MA/Zeynep Durgut)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***