Fransız bağımsız düşünce kuruluşu IFRI, Fransız ordu mensuplarının genel olarak Türk meslektaşlarına bakışı ile Ankara’nın Doğu Akdeniz politikalarının nasıl görüldüğü üzerine bir rapor hazırladı.
IFRI’nin Fransa’nın halen görevde veya yeni emekli olmuş üst düzey askeri personelle görüşmelerinden 40 sayfalık rapor oluşturuldu.
Biri hariç isimlerini gizli tutan Fransız üst düzey askerlerin ağırlığını denizciler oluşturdu.
Aris Marghelis tarafından hazırlanan raporda, bu yılın mart ve eylül aylarında Fransız komutanlar ile Fransız Savunma Bakanlığı’ndan sivil memurlarla yapılan röportajlar derlendi.
Raporda Fransız askerlerin Türk ordusuna bakışının 15 Temmuz başarısız darbe girişiminin ardından değiştiği belirtiliyor.
Raporda görüşü alınan donanma görevlilerinin tamamı, Türk donanmasına malzeme ve yetenek açısında operasyonel anlamda saygı duyduklarını söylüyor. Fransız askerler, Türk donanmasının, ‘yüksek organize, yetenekli personel, profesyonel, deneyimli, kararlı ve güvenilir’ karakteristik özellikleri olduğuna dikkat çekti.
Bu özellikleri ile Türk donanmasını Fransız muadiline benzeten üst düzey yetkililer, iki tarafın gayet iyi anlaştığını belirtirken, yeni emekli olan üst düzey bir asker, “Onlar bizim gibiler. Bizim silah arkadaşlarımız” dedi.
“İkinci kez düşünmeden yanlarında savaşırız”
Donanmada yeni emekli olan başka bir üst düzey yetkili ise Türk amirallerini Fransız meslektaşları gibi “kendine güvenen ve laik” olarak niteledi.
Aynı askeri yetkili, Türk amirallerin toplumun en elit kesimi arasından seçildiğini, entelektüel seviyelerinin yüksek, seçkin ve ultra-milliyetçi olduğunu belirtti.
Raporda 2 numaralı yetkili olarak anılan Fransız asker, “Eğer biz Fransız donanması olarak Türklerin yanında savaşa girecek olsaydık, ikinci kez düşünmezdik. Dürüst olmak gerekirse, bazı etkili Avrupalı ortaklarımız için aynı şeyi söyleyebileceğimden emin değilim” diyor.
2016’daki darbe girişimine kadar Türk ordu yetkilileri ile NATO kapsamında düzenli görüşen Fransız bir asker ise Türk Büyükelçisi ile asker arasındaki ilişkiye dikkat çekti.
Fransız asker, Türk Büyükelçisi’nin NATO protokollerin aksine askerin altı gibi davrandığını ve bu da ‘gerçek patronun’ kim olduğunu gösterdiğini söyledi. Aynı askeri yetkili, bunun örneğinin herhangi bir NATO üyesinde görülemeyeceğini söyleyerek, “Ordu, Türk güç hiyerarşisinde en üstte” dedi.
Aynı yetkili, Fransız askerlerin aksine Türklerin, Almanlar gibi Atlantik yanlısı ve ABD hayranı olduğunu söylerken, bu özelliğin Recep Tayyip Erdoğan döneminde dereceli olarak azaldığını ancak Amerikan askeri gücüne duyulan saygı ve belirli bir korkunun hala görünür olduğunu ifade etti.
NATO’da Türk ordusuna bakış
Fransız askerler, NATO görevleri kapsamında Türk askerleri ile koordineli çalıştıklarını vurgularken Bosna Hersek ve Afganistan gibi bölgelerde farklı tutum gördüklerini kaydediyor.
2002’de Fransız askerlerin Kabil’e ulaştıracağı lojistik destek sırasına Türk hava sahasının kullanımında zorluk çıkarıldığı kaydedildi. Rusya’nın aynı durumda sorun çıkarmadığını kaydeden Fransız askerler, NATO müttefikinin bu tutumunu Fransa’da kabul edilen Ermeni soykırımı yasasına bağladı.
Ayrıca Türkiye’nin Bosna Hersek için kurulan İstikrar Gücü’ne Sancaklı bir askeri görevlendirdiği, Sırp, Boşnak ve Hırvatlar arasında tarafsız olması gereken bu yetkilinin açık şekilde Boşnakları desteklediği belirtildi.
Fransa ne zaman Türkiye’yi potansiyel bir askeri sorun olarak algılamaya başladı?
Tuğgeneral Bertrand Toujouse, Suriye’de çıkan savaşı Türkiye’nin gerçek niyetinin sorgulanmaya başladığı ilk olay olarak niteliyor.
Kobani’de Türkiye’nin Suriyeli Kürtlere yardım etmekte gönülsüz davrandığı, daha sonra ABD’nin baskısıyla durumun değiştiği ayrıca Musul’un IŞİD’in eline geçmesinde de aynı durumun tekrar ettiği kaydedildi.
Tuğgeneral Toujouse, 2015 Bataclan saldırılarının ardından koalisyonun Suriye ile ilgilenmeye başlamasıyla Türkler için birinci önceliğin İŞİD değil, Kürtler olduğunun ortaya çıktığını, bunun da ilk ‘gerçek uyuşmazlık’ olduğunu vurguladı.
Ancak bu uyuşmazlığın iki taraf arasında operasyonel anlamda soruna neden olmadığı belirtildi.
Darbe girişimi sonrası Suriye ve Libya’da savaş
Raporda, darbe girişimi ve ABD’de Donald Trump’ın göreve gelmesinin ardından Türkiye ile Rusya’nın yakınlaştığı kaydediliyor. Suriye ve Libya’dan Batı’yı çıkarmak isteyen Türkiye’nin Suriyeli savaşçıları Libya’ya göndermesinin Fransa tarafından ‘askeri bir tehdit’ olarak görüldüğü vurgulanıyor.
Tuğgeneral Toujouse, Libya’nın radikal İslamcılar için uygun bir alana dönüşmesi ve buraya gönderilen askeri teçhizatın Fransa’nın askeri varlık gösterdiği Sahel’e gitme ihtimalinin Paris için endişe kaynağı olduğunu söyledi. Fransız General ayrıca, Suriye’de bulunan NATO birliklerinin yeri gibi hassas bilgilerin Türkiye’de sızdırılmasının çok sağlıksız bir durum ortaya çıkardığını kaydetti.
2016 darbe girişimi dönüm noktası
Fransız düşünce kuruluşunun raporuna katkı veren asker ve Savunma Bakanlığı görevlilerinin tamamı Türkiye’deki darbe girişiminin ilişkilerde bir dönüm noktası olduğu noktasında hemfikir.
Raporda, darbe girişimin ardından Türkiye’nin ataşesinin bir anda ‘yok olduğu’, yeni atanan hava kuvvetlerinden gelen albay rütbeli Türk ataşenin Fransa ve göç hakkında ‘nazik’ sorular sorduğu belirtildi.
Bu bilgileri paylaşan Fransız yetkili, Suriye ve Astana süreci hakkında soruları cevapsız bırakan Türk ataşenin daha sonra toplantılara da gelmediğini kaydetti.
Raporda ‘2 numaralı yetkili’ olarak anılan Fransız asker, başarısız darbe girişimin ardından yapılan tasfiyelerin orduda güç kaybına neden olduğunu ve uzun vadede ordunun yetenekli asker toplama potansiyeline zarar verdiğini söyledi.
Türk savaş gemilerinden Fransız fırkateynine ‘radar kilitleriyle’ üç kez ikaz
Raporda görüşü alınan Fransız askerlerin tamamı Haziran 2020’de Fransa’ya ait fırkateynin Libya’ya silah taşıdığından şüphelenilen bir kargo gemisini incelemek istediği sırada Türk savaş gemilerinin Courbet adlı Fransız fırkateynini ‘radar kilitleriyle’ üç kez ikaz ettiğini, bunun da ‘bir dönüm noktası’ olduğu noktasında birleşti.
2018’de de benzer bir olay yaşandığını aktaran Fransız yetkililer, Türk savaş gemisinin Fransız fırkateynine karşı aydınlatma fişeği attığını, Türk ordusunun daha sonra ‘gemiyi tanıyamadıkları için bu eylemi yaptıklarını’ söylediğini açıkladı. Bu açıklamadan tatmin olmayan Fransız yetkililer, Türk ordusunun alanın kime ait olduğunu göstermek için bu eylemde bulunduğunu savundu.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***