Eski MİT yöneticisi Mehmet Eymür, “”Başka türlü konuşma imkânı yoksa işkence olabilir, çünkü çok inatçı tipler var” açıklamasında bulundu.
Eski MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, T24’ten Gökçer Tahincioğlu’na yaptığı açıklamalarda 1970’lerden bu yana katıldığı operasyonlarla ve kendisiyle ilgili yaşanan tartışmalarla ilgili konuştu.
İşkence açıklaması: ‘Yapmışımdır’
‘Babalar operasyonu’ ile ilgili konuşan Eymür, “Dündar Kılıç’ın size yönelik ağır suçlamaları var. İşkence yaptınız mı?” sorusunu “İşkence sayılmaz. Zaten oraya düşmek işkence sayılır. Gözleri kapalı devamlı, küçük bir hücrede kalıyor. Oraya düşmek yeterli” ifadeleriyle yanıtlayan Eymür, kaba dayak ve elektrik gibi yöntemlerle işkence yapıp yapmadığı konusunda sorulan soruya ise “Yapmışımdır” yanıtını verdi ve ‘pişman olmadığını’ söyledi:
“Duymam, çünkü aşırı bir şey yapmadık. Daha çok taktikleri kullanmak istedim. Bizim hanım arkadaşları bağırtırdık. “Kızını aldık” derdik sonra suçluya. Bağıran bizim arkadaşımız. “Konuşacaksan konuş sıkıntıya girecekler yoksa” derdik mesela. Tiyatro yapardık biraz.”
‘Patlamanın olduğu yerde 17 metre çukur açıldı’
PKK lideri Abdullah Öcalan’a yönelik operasyonlarla ilgili de konuşan Eymür, kendi düzenledikleri operasyonun ‘başarısız olsa da Suriye’yi ürküttüğünü’ iddia etti:
“Apo’yu öldüremedik ama öyle büyük bir patlama yaptık ki Suriye ürktü. O zamanki Kara Kuvvetleri Komutanı’nın bir beyanı oldu. O konuşmadan sonra Suriye’den çıkarttılar. Yani ön ayak oldu. Bir başarıdır. Korkuttu çünkü Suriye’yi. 17 metre çukur açılmış patlamanın olduğu yerde.”
‘Ben de ölebilirdim’
İstanbul Arnavutköy’de 1972 yılında öldürülen sosyalist Ulaş Bardakçı’nın ‘yargısız infazla öldürülmesi’ ile ilgili de konuşan Eymür, söz konusu iddiaları reddederek “Ben de ölebilirdim, milim kaldı ölmeme” dedi.
Eymür, Bardakçı’nın öldürülmesine ilişkin “Bardakçı’nın kaldığı eve gittik. Kolejli bir kızın eviydi. Bina sahibi Mahmut Dikler’di. Siyasi şubenin başıydı Dikler. Evde girdik arama yaptık. Peruk buldum ben bir odada, yatak odasında. Aldım peruğu evin kiracısı olan Lale Arıkdal’a gittim, bu peruk kimin dedim. O arkadaşımın dedi. O arada bir kıyamet koptu. Benim girdiğim odaya giren polis memuru, fermuarlı dolabı açıyor. Ben de bakabilirdim orada, bakmadım. Kıza sormam beni kurtardı. Polis memuru yaralandı. Ağır yaralandı. Karnından yedi. O da ateş ediyor, dolap yıkılıyor. Ulaş Bardakçı böyle öldü. Dışarıdan da ateş açtılar bizimkiler. ‘Biz varız içeride’ dedik” açıklamasında bulundu.
Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi kurucusu Mahir Çayan ve arkadaşlarının öldürülmesi olayında da ‘yargısız infaz yapılmadığını’ iddia eden Eymür, 30 Mart 1972’de yaşanan olayla ilgili olarak ise şunları söyledi:
“Hayatta kalmamız tesadüf. Kızıldere’de de yok yargısız infaz. Biz bir kere çok ikna etmeye çalıştık. Sonra keskin nişancı vuruyor Mahir Çayan’ı, öyle başlıyor. Damdayken vuruyor.
Çayan’lar (Maltepe Cezaevi’nden) kaçtıktan sonra Memduh Ünlütürk paşa bu işle ilgilendi. Sonradan öldürdüler. Benle Süleyman Yenilmez albay, ikimizi ona yardımcı görevlendirdiler. Zırhlı birliğe gittik, teğmenler, üsteğmenler geliyor. Anlatıyorlar. Hiçbir şey yok. Nasıl kaçtıkları araştırılıyordu.”
‘Perinçek’in durumu değişikti, entelijans faaliyeti onunki’
O dönem yapılan operasyonlarda bir teğmenin tutuklulardan Rüçhan Manas’la evlenmek istediğini açıklayan Eymür, teğmenin işkenceleriyle ünlü Ziverbey Köşkü’nde sorgulandığını söyledi. Ziverbey’de sorgulanan isimleri ‘terör örgütü olarak gördüğünü’ söyledi, ancak Vatan Partisi Doğu Perinçek için “Perinçek’in durumu daha değişikti. Entelijans faaliyeti onunki” açıklamasında bulundu.
Eymür, Tahincioğlu tarafından yöneltilen “Bu size normal mi geliyor. Sistematik işkence yöntemleri bunlar. Bunların suç olması gerekmez mi? Ama siz hâlâ devlet için gerekli, diyorsunuz” sorusunu ise şu şekilde yanıtladı:
“Hayır, başka türlü konuşma imkânı yoksa olabilir. Hâlâ da öyle düşünüyorum. Çünkü çok inatçı tipler var. Başka türlü konuşturmak çok zor.”
‘Türkiye’ye çok zarar veren bir adam Perinçek’
Röportajda Doğu Perinçek ile ilgili konuşmaya devam eden Eymür, Ergenekon davalarına değinerek “Ben Ergenekon’un yine Perinçek’in başında olduğu yapıdan çıktığını sanıyorum. O belgeler onun masasından çıktı. Türkiye’ye çok zarar veren bir adam Perinçek. Ben televizyonlarda kaç kere “Hiram Abas’ı öldürten sensin” diye söyledim. Ama hiçbir savcı harekete geçmedi. Bilakis, hakaret etti diye tazminat istiyor” dedi.
Ergenekon davalarında tutuklu yargılanan ve daha sonra tahliye edilen emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün de ‘işin içinde olduğunu’ iddia etti:
“Veli Küçük de vardı bu işin içinde. Veli Küçük bu işlere çok meraklı. Perinçek de meraklı. Ben Zekeriya Öz’le görüştüm. Bildiğim şeyleri söyledim. O beni aldırdı önce. “Sanık olarak mı tanık olarak mı aldıralım” dedi. “Siz bilirsiniz” dedim. “Ama birkaç sene sonra size de aynı şeyleri soran olursa beni hatırlayın” dedim. Ben Ergenekon operasyonunda doğru hareket edilmediğini düşünüyorum. Bir yapı var. Ama bu çizilen yapı mı başka şey mi bilmiyorum. Gladio dediğim yapı hâlâ olabilir.”
Öte yandan, ‘basında çok fazla MİT’çi olduğunu’ iddia eden Eymür, Geriye baktığınızda gerçekten hiç pişmanlık duymuyor musunuz? sorusunu ise şu şekilde yanıtladı:
“Gençken daha serttik. Hatalarım muhakkak olmuştur. Ama hep bunu söylerim. Kitabımda da yazdım. Çok hatam oldu, hataları bıraka bıraka düzgün olmaya çalıştım. Hatalardan ders çıkarttım. Ama hâlâ bazen hiddetleniyorum. Şunu verseler de bir sorgulasalar, diyorum.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***