Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İzmir’de yapımı tamamlanan 100 tesisin toplu açılış töreninde konuştu.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ne yaparlarsa yapsınlar bizi üretim, istihdam ve cari denge odaklı ekonomi programımızdan geri döndüremeyecekler. Bu faizler düşecek, düşecek. Biz yüksek faize halkımızı da çiftçimizi de ezdirmeyeceğiz. Bu politikayı tersine çevirmek için küresel tetikçilerden medyaya kadar ellerindeki tüm silahları devreye soktular” dedi.
Erdoğan, İzmir’de Alsancak Stadı ile 96 tesisin toplu açılış töreninde konuşurken, ekonomiye ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan, faizlerin daha da düşeceğini belirtirken, “Bizim tek hedefimiz insanımızın işine, aşına, geleceğine sahip çıkmaktır. Yüksek faizmiş, düşük kurmuş, IMF reçeteleriymiş ve para baronlarının şantajlarıymış, bunların hiçbiri bizim için insanımızın işinden, aşından, geleceğinden daha önemli değildir” ifadesini kullandı.
“Küresel tetikçilerden medyaya kadar ellerindeki tüm silahları devreye soktular”
Merkez Bankası’nın döviz rezervinin 127 milyar dolar olduğunu söyleyen Erdoğan, “Bu politikayı tersine çevirmek için küresel tetikçilerden medyaya kadar ellerindeki tüm silahları devreye soktular. Türkiye’nin önünü kesmek için atılan her adımın bir bedeli var. Birileri bu bedeli bir süre öder ama sonra dönüp kendi işine bakar. Bizim mandacı iktisatçılar ve siyasetçiler de kabak gibi ortada kalır” açıklamasında bulundu.
Hükümetin ekonomi politikasına karşı çıkan ekonomist ve siyasetçilere ‘mandacı’ demeyi sürdüren Erdoğan, “Bunlar küresel krizden kendini korumak isteyen herkesin gelişmişlik düzeyine bakmaksızın parasının değerini düşük tutup cari fazlasını artırmayı, böylece istihdamını korumayı sağlamaya çalıştığını görmezler” dedi.
Erdoğan, bu iktisatçıların ve siyasilerin “Türkiye’nin en büyük ekonomik kurtuluş mücadelesini tam tersi göstermeye çalıştığını” öne sürdü.
“Bay Kemal, mandacı siyasetçi!”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na da ‘mandacı’ diyen Erdoğan, “Bay Kemal, mandacı siyasetçi! Kimlerle yürüyor? Terör örgütünün yandaşlarıyla yürüyor” ifadesini kullandı.
Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
“Deprem konutlarını sahiplerinde teslim edeceğiz dedik ve zamanında sahiplerine teslim ettik. Bayraklı’daki konut sayısını 1391’e -dükkan sayısını 302’ye tamamlayacağız. Bayraklı’daki rezerv alanda 3.649 konut, 511 dükkan inşa ediyoruz. 317’sini yılbaşına kadar tamamlayacağız.
“İzmir depreminin ardından toplam 5 bin 74 konut ve 353 dükkan yaparak teslim etme sözünü yerine getirmiş oluyoruz. Toplam yatırım tutarı 2 milyar 250 milyon TL’yi bulan konut ve dükkanların İzmir’e hayırlı olmasını diliyorum.
“Kentsel dönüşüm projelerini hızlandırarak ülkemizi depremlere karşı hazırlama çalışmalarını kararlılıkla sürdürüyoruz. Alsancak Mustafa Denizli Stadı’nı Altay ve Altınordu beraber kullanacaklar.
“Bugün şehrimize kazandırdığımız yatırım bedeli 668 milyon lirayı bulan 100 eser ve hizmetin resmi açılışımı gerçekleştiriyoruz. Ödemiş, Menderes, Torbalı, Ayancık Gençlik Merkezleri’ni Tire ve Ege öğrenci yurtlarını hizmete açıyoruz.
“İzmir Kalkınma Ajansının verdiği destekle hayata geçirilen projeleri de resmen hizmete açıyoruz. Bu eser ve hizmetlerin ülkemize şehrimize Menemen’e hayırlı olmasını diliyorum. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
“Düşman İzmir’e ayak bastığında milletçe adeta dünyamız kararmıştı. Düşmanı İzmir’den denize döktüğümüzde ise milletçe bayram yapmıştık. İzmir, vatan topraklarına uzanan elleri kırma ve istiklalimize sahip çıkma mücadelemizin sembolü olmuştur. Milli mücadelenin zaferle sonuçlanmasının hemen ardından yine bu şehrimizde toplanan İzmir İktisat Kongresi’yle de ekonomik istiklalimize sahip çıkma irademizi ortaya koyduk.
“Rahmetli Menderes’le birlikte İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlar yeniden hayata geçirilmeye başlandı. 1960’tan itibaren ülkemize musallat olan her darbe , her muhtıra her vesayet düzeni demokrasimizle birlikte ekonomik bağımsızlığımızı da örseledi.
“Bugünlerde CHP ekibi ülke yandı bitti diye ortalığı birbirine katıyor. CHP’nin iktidarda olduğu dönemde gecelik yüzde 7 bin 500’leri bulan faizleri gördük mü? Bunun altından kim kalkar? Bu ülke onların döneminde işsizliğin can yaktığı, başbakanlığın önüne yazar kasa fırlatıldığı sıkıntılı günleri yaşadı mı? Bunları 18 yaş altı grup bilmez.
“Bu ülke, onların döneminde bankaların içlerinin boşaltılarak milletin cebinden 100 milyarlarca doların çalındığı ihanetler gördü. Biz onlardan böyle bir Türkiye devraldık. Ülkemizde başlattığımız büyük demokrasi ve kalkınma devrimiyle hem 1920’de meclis açıldığında, hem 1923’te İzmir İktisat Kongresi toplandığında ortaya konan ruhu yeniden dirilttik. Milletimizin tüm kesimlerinin hak, özgürlük, gelişme yatırım taleplerini hayata geçirerek hem sosyal barışı sağladık, hem ülkemizi büyüttük güçlendirdik.
“Ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Biz tüm bu süreçte verdiğimiz mücadelede her şeyi çalıştık, çabaladık ama bir şeyi hiç aklımızdan çıkarmadık. Demokraside, özgürlüklerde, sanayide, ticarette, diplomaside, güvenlikte hayata geçirdiğimiz atılımları ekonomide de gerçekleştirerek milletimizin refahını artıramazsak kazanımlarımızı kalıcı kılamazdık.
“Ülkemizdeki mandacı iktisatçılar ve mandacı siyasetçiler, Türkiye’nin en büyük ekonomik kurtuluş mücadelesini tam tersi göstermeye çalışıyorlar.
“Merkez Bankasının döviz rezervi neydi biliyor musunuz? 27,5 milyar dolar. Şimdi 127 milyar dolar. Nereden, nereye.
“Bu faizler düşecek, düşecek! Biz yüksek faize halkımızı da, çiftçimizi de ezdirmeyeceğiz.
“Bizim tek hedefimiz insanımızın işine, aşına, geleceğine sahip çıkmaktır. Yüksek faizmiş, düşük kurmuş, IMF reçeteleriymiş ve para baronlarının şantajlarıymış, bunların hiçbiri bizim için insanımızın işinden, aşından, geleceğinden daha önemli değildir. İşte bunun için dünyada gelişmekte olan ülkeler üzerinde yıllarca oynanan enflasyonu yükseltip faizleri artırarak ekonomiyi sıcak paraya boğup sonra faizler ve kurlar düşünce yüzde 40, yüzde 50 kârlarla çıkma oyunlarının önüne geçecek adımları attık.
“Bu politikayı tersine çevirmek için küresel tetikçilerden medyaya kadar ellerindeki tüm silahları devreye soktular. Türkiye’nin önünü kesmek için atılan her adımın bir bedeli var. Birileri bu bedeli bir süre öder ama sonra dönüp kendi işine bakar. Bizim mandacı iktisatçılar ve siyasetçiler de kabak gibi ortada kalır.
“Bunlar küresel finans krizinin yaşandığı 2008’den beri defalarca politika değiştirenlerin niye böyle yaptığını sorgulamazlar. Bunlar salgın döneminde savrulmalar yaşayan gelişmiş ülkelerin nasıl bu duruma düştüklerini anlamaya çalışmazlar. Bunlar dünyada yaşanan para bolluğunun ve yüksek enflasyonun analizini yapmazlar. Bunlar Almanya başta olmak üzere Euro bölgesinin istihdamı korumak için hangi politikayı izlediğini takip etmezler. Bunlar küresel krizden kendini korumak isteyen herkesin gelişmişlik düzeyine bakmaksızın parasının değerini düşük tutup cari fazlasını artırmayı, böylece istihdamını korumayı sağlamaya çalıştığını görmezler. Buna karşılık aynı kesimler Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı ve kararlı ekonomi politikası değişikliğini, kah patates soğan, kah faiz kur enflasyon, kah tencere tava hep aynı hava deyip giderler.
“1923’te başaramadıkları gibi, 2023’te de başaramayacaklar.
“Bay Kemal, mandacı siyasetçi! Kimlerle yürüyor? Terör örgütünün yandaşlarıyla yürüyor. Hanım kardeşlerim, genç kardeşlerim, bu terör örgütlerine prim verir mi?”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***