Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın pazartesi günü yaptığı faiz açıklamasının ardından Dolar/TL kuru 13.50’nin üzerine çıkarken, Euro/TL kuru da 15’i aşarak yeni bir rekor kırdı.
Piyasalar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarına sert tepki verdi. TL’nin gün içinde Dolar karşısındaki değer kaybı yüzde 18’e kadar ulaştı. Mevcut durum itibariyle, TL’nin 2021 yılındaki değer kayıpları ise yüzde 70 civarında.
Türkiye’de uzun süredir yanlış bir ekonomi politikası uygulandığını söyleyen Prof. Dr. Yalçın Karatepe, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, enflasyonu düşürmek için faizlerin düşürülmesi gerektiği yönündeki inancının, Türkiye’nin ekonomi politikasına dönüştüğünü belirtti.
Euronews’e Türk lirasında bir gün içerisinde görülen şok değer kaybını değerlendiren Karatepe, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları göz önünde alındığında, kurda görülen yükselişin devam edeceği öngörüsünde bulundu.
Türkiye’de asgari ücretin euro bazında Arnavutluk’un bile gerisine düştüğünü söyleyen Karatepe, “Dolayısıyla, yanlış bir ekonomi politikası uygulanıyor. Bu politikanın uygulayıcısı mevcut iktidar, ve bundan geri adım atmayacağını söylüyor. Bu yanlışın faturası 84 milyon vatandaşa çıkıyor.” dedi.
“O eşik geçti”
Prof. Karapete, Merkez Bankası’nın yeni bir politika benimseyerek faizleri artırması halinde bile bunun ekonomiyi toparlamaya artık yetmeyeceğini düşünüyor:
“Artık Türkiye ekonomisini, sadece Merkez Bankası’nın faiz politikasını değiştirerek derleyip toparlama ihtimali kalmadığını görüyorum. Çünkü şu an Türkiye’nin temel sorunu, öngörülebilirliğinin kalkmış olması. Düşünebiliyor musunuz, siz bir toplantıda faiz indiriyorsunuz, bir sonrakinde artırma gibi bir karar alırsanız, o zaman vatandaş haklı olarak sorar bir öncekinde neden indirdiniz. Piyasaların en hoşlanmadığı şey, benim gibi ortalama vatandaşlar dahil, en hoşlanmadığı şey, ileriyi öngörememektir. Yani yarın ne olacağı konusunda fikrinizin olmamasıdır. Böyle durumlarda hiç kimse ekonomik kararlar almaz, yatırım ve tasarruf kararlarında hep bu belirsizlik bilgisi çerçevesinde şekillendirmeye çalışırlar.”
“2001 krizinden daha derin bir krize girmiş görünüyor”
“Bugün Türkiye’de neredeyse ticaret durma noktasına gelmiş. Çünkü fiyatlama yapılamıyor. Yani sattığınız bir ürünün yerine hangi fiyattan koyacağınız konusunda fikriniz yok. Hele iş dünyasında satışlar genelde vade olur, esnafsanız alırsınız, işte bir ay 60 gün vadeli, satıp paranızı ödersiniz. Şimdi toptancılar 30 gün sonra tahsil edecekleri bir ürün fiyatının ne olacağını öngöremedikleri için satışlar gerçekleşmiyor. Türkiye ekonomisi 2001 krizinden daha derin bir kriz sürecine girmiş görünüyor maalesef.”
Stagflasyon içinde miyiz?
Prof. Karatepe, 2021 yılı için stagflasyon riskinin söz konusu olmadığını belirtiyor:
“Stagflasyon, durgunluk döneminde yüksek enflasyon. 2021 yılının son çeyrek büyüme verileri açıklandığında büyük ihtimalle pozitif gelecek. Dolayısıyla stagflasyon durumuyla çok örtüşen bir durum değil. Fakat 2022 yılında Türkiye ekonomisi nereye gidecek dersek, o konuda çok pozitif bir beklenti yok. Ama enflasyon nereye gidecek derseniz, enflasyon çok ciddi seviyelere doğru gidecek. Kurlardaki bu hareketle birlikte TÜİK’in açıkladığı enflasyon verisi bile, çok büyük seviyelere hareket etmek zorunda kalacak. 2022 yılında hem ekonomi performans kötü olacak hem enflasyon yaşanacak. 2021 yılı böyle bir tanımlama (stagflasyon) yapmak şu aşamada doğru olmaz diye düşünüyorum.”
Ekonominin istikrarlı bir rotaya girmesi için belirsizliğin ortadan kaldırılması gerektiğini belirten Karatepe, “Bunun mevcut iktidarla mümkün olmadığını düşünüyorum” diyor:
“Uygulanan mevcut politikanın olumlu sonuç vereceğine dair ben bir öngörüde bulunamıyorum. Benim sahip olduğum ekonomi bilgisi, okuduğum kuramlar, öğrencilerime öğrettiğim bilgiler çerçevesinde baktığımda, bu işin sonunun kötü olacağı açık şekilde görünüyor. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı bir tweet zinciri yayımladı. Orada “Biz bir şey deniyoruz, sonucun ne olacağını bilmiyoruz inşallah iyi olur” deniyor. Şu an Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu en iyi özetleyen tanım bu. Bir şeyler deniyorlar, biz iktisatçılar denedikleri şeyin kötü sonuçlar vereceğini biliyoruz. Ama iktidar bunu denemekte çok kararlı olduğunu görüyoruz. Ekonomi dünyanın hiç bir yerinde deneme yanılma ile yönetilecek bir alan değil. Türkiye’de ekonominin yeniden istikrarlı bir rotaya girebilmesi için bu belirsizliğin ortadan kalkması gerekiyor. Bunun da ben mevcut iktidarla mümkün olmadığını düşünüyorum.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***