Kobani Davası’nda konuşan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Dik durmayı halktan öğrendik, halkımızın öğrencisiyiz, dik durmaya devam edeceğiz” dedi.
Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında olduğu 108 kişi hakkında açılan davanın 6. duruşmasının ilk oturumunda Demirtaş, “Bahçeli ve Erdoğan bu davanın sonuçlanması için grup toplantısı salonlarından yargıya talimat veriyorlar. Hem bizi terörist olarak ilan ediyorlar hem de İçişleri Bakanlığı avukatıyla dahil oluyor. Ama biz onları sandığa gömeceğiz” dedi.
Sincan Cezaevi Kampüsünde Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Kobani Davası’nın 6’ncı duruşmasının ilk oturumu verilen öğle arasının ardından görülmeye devam etti.
Mahsuni Karaman: Bu dosyadan çekilin
Duruşmaya Diyarbakır’dan SEGBİS ile katılan Avukat Mahsuni Karaman şunları söyledi:
“Heyetinizde yeni bir üye var. Kendisine de iddianameyi incelemesi için 6-7 aylık bir süre verin. Eğer bu taleplerimizi olumsuz değerlendirecekseniz size tavsiyemiz dosyadan çekilin. En iyisini yapmış olursunuz. Gelen daha iyi olacak mı biliyorum ama en azından teorik olarak siz kendinizi kurtarmış olursunuz.”
Ardından Diyarbakır’dan duruşmaya SEGBİS ile bağlanan Avukat Cihan Aydın söz aldı:
“Mahkeme başkanı Bahtiyar Çolak neden görevden alındı? Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve bunun gibi kurumlardan gelen yanıtları kabul etmiyoruz. Çünkü bunlar davanın katılanları ve taraf. Bunların gönderdikleriyle yargılama yapamazsınız. Bahtiyar Bey kendini kurtardı siz de kurtarın.”
Yine Diyarbakır’dan SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katılan Avukat Cemile Turhallı Balsak ise şöyle konuştu:
“Tarafsız bir mahkeme heyeti olarak orada bulunmuyorsunuz ne yazık ki. Bu yüzden heyetinizi ayrı ayrı olarak reddettik. Ama burada savunma hakkına yönelik almış olduğunuz her bir kararı ifşa ederek de belirtmek zorundayız. Bu yargılamadaki dosyaların her bir belgesinin yargılananlar tarafından inceleniyor olmasını bekliyor olmanız lazım. Dosyada bini aşan klasör var. Bir oda dolusu klasörden bahsediyoruz.”
Veysi Eski: Bu bir yargılama değil Şark İstiklal Mahkemesinin devamıdır
Ardından söz alan Avukat Veysi Eski şunları söyledi:
“Duruşmaya 2 ay ara verilmesi gerekiyor. Ara karar kurun, duruşmayı sonlandırın, 2 ay sonrasına gün verin; biz de gelip kaldığımız yerden devam edelim. Aksi takdirde savunma makamı olarak bu yargılamanın bir parçası olmayacağız. Bu bir yargılama değil Şark İstiklal Mahkemesinin bir devamı niteliğindedir. Biz bunu kabul etmiyoruz.”
Ardından söz alan avukatlar da Eski’nin taleplerinin ortak talepleri olduğunu ifade ederek karar verilmesini istedi.
Mahkeme başkanı ise tutuklu yargılanan siyasetçilere yaşadıkları sıkıntıları sordu. Söz alan siyasetçilerden Mesut Bağcık, “Belgelerin içinde tam olarak neler olduğunu bilmiyoruz. Ben hakkım olan savunmamı yapmak istiyorum ama bununla ilgili koşulların yaratılmasını istiyorum” dedi.
Demirtaş: Kime karşı suç duyurusunda bulunduklarını müştekilerin kendisi de bilmiyor
Söz alan Selahattin Demirtaş şunları söyledi:
“Savunmanın sağlıklı bir şekilde alınması için tek mesele sadece süre meselesi değildir. HSK’nın mahkemenize siyasi müdahalesinin tamamı bizim de savunma hakkımızın ihlaline sebep olan şeylerdir. Mahkemenizin birtakım eksikleri giderebilmesi, dosya incelemesi için duruşma periyodu konusunda hassasiyet göstermesi, özellikle müştekilerin dinlendiği duruşmalarda müştekiler dinlenirken avukatlarımızın da en azından bilgilendirilmesinin sağlanması gerekir. Bugüne kadar binlercesi dinlendi ama tam olarak kime karşı suç duyurusunda bulunduklarını kendileri de biz de bilmiyoruz.
“Bize kumpas kuranları sandığa gömeceğiz”
“Tüm heyet üyelerinin dikkatle dinlemesini istiyoruz. Biz bu işin öznesiyiz. Allah’ın varlığı ve birliği gibi biliyoruz ki kumpas bir davadır. Avukatlarımızla dosyadaki belgelere bakarak bunu söylüyoruz, ben biliyorum. Ben hiçbir yerden talimat almadığımı biliyorum. Avukatlarımız delil toplama faaliyetinde lehte olan delillerin toplanması konusunda talepte bulunurken, bunu kabul etmediniz. Lehimize tek bir ara karar kurmadığınıza göre buna dayanarak diyoruz ‘Siz de kumpasın ortağı mısınız?’. Ben biliyorum suçsuz olduğumu, kimsenin bana talimat vermediğini ben biliyorum. %100 yalan olduğunu ben biliyorum, MYK üyelerimiz biliyor. O yüzden kumpas olduğuna eminiz. Sizden birileri bize kumpas kurdu. Kimseden talimat almadık dolayısıyla savcılık, İçişleri Bakanlığı, MİT ve Saray birtakım avukatlarla yan yana geldi ve bu dosyayı kurdu. ‘Yeni delil olarak ne sunabiliriz ki AİHM kararını uygulamayalım’ diye düşündüler. Sıfır delille bizi ikinci defa tutuklayıp da ‘ne yapacağız’ dediler ve gizli tanık beyanlarına başvurdular. Savcı, gizli ve açık tanık ihalesine çıktı. Avukatlarımız sizden bu soruşturma aşamasındaki tuhaflıkların araştırılması talebinde bulunuyor. Gizli ve açık tanıklar nerede bulundu, araştırılsın. Soruşturma savcısı nasıl İzmir’e gitti, geri geldi bunlar HSK’dan sorulsun. Ben anlayabiliyorum. Avukatlar ‘iki celse arasında 50 klasör daha geldi bakamadım’ diyorlar. Aleyhte, lehte ne var bilmiyoruz. Dosyayı fiziki olarak alabilsek 1000 klasörü koyacak yer yok. Açık söylüyorum, Devlet Bahçeli ve Erdoğan Türkiye’yi yöneten iki siyasi lider ve bu davanın sonuçlanması için grup toplantısı salonlarından yargıya talimat veriyorlar. Hem bizi terörist olarak ilan ediyorlar hem de İçişleri Bakanlığı avukatıyla dahil oluyor. Savunma hakkı dediğimiz sadece süreyle sınırlı değil. Bazı yargı mensupları ideolojik olarak Bahçeli ve Erdoğan’a bağlı olabilir, bazıları korkuyor olabilir. Ama biz onları sandığa gömeceğiz.
“Dosyanın verileri elimizde yok”
“Dolayısıyla ne karar vermek istiyorsanız verin. Savcı yanınızda bir an önce mütalaayı çıkarın, kararı verin de mahkeme salonunda işimiz bitsin. Ama halk sandıkta kararı verir. 6 sene sürmüş bu soruşturma. Savcıya soruşturma için 6 sene tanımışsınız ama avukatlarımıza 6 aylık süreyi çok görüyor, davayı bitirmeye çalışıyorsunuz. Türkiye’nin her yerinden evrak toplamış, koymuş savcı. Biz de siyaseten bunun kumpas olduğundan eminiz. Ama bırakın avukatlarımız baksın. Lehimize bir tane bile delil yok. Yapmayın. ‘Şeklen de yapmıyoruz’ derseniz savunma hakkımız elimizden alınmıştır. Ne fiziken ne de dijital ortamda şu an 1000 klasöre ulaşmış dosyanın verileri de elimizde yok. Tutukluluk devam gerekçelerini de sallıyorsunuz.
“Tutukluluk gerekçelerine bakalım. ‘Demirtaş’ın yargılandığı Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesindeki davadaki gizli tanık Mercek’e ulaşılamaz duruma geldi’. Bunu da tüm arkadaşların tutuk devam gerekçeleri yapmışsınız. Delil uydurmayın. Mercek adlı gizli tanık kayıp değil, olmadığı ortaya çıktı. Beyanları yok. Böyle bir gizli tanık yok dediler. Açık müzekkere cevabını okuyun. ‘Gizli tanık beyanlarına ulaşılmamıştır’ diyor. Bunu alıp ‘ulaşılamaz duruma geldi’ diyerek tutuk devam gerekçesi yaptınız, yapmayın.
“Dik durmayı halktan öğrendik”
“Bize yüzlerce yıl ağırlaştırılmış ceza verseniz de binlerce yol verseniz de aynı süre yatacağız çünkü halk sandıkta karar verecek. Bu bir kumpas davasıdır. Siz bu yargılamayı devam ettirerek kumpasa dahil oluyorsunuz. Savunma yapmaya istekliyiz. 5 yılımız bitti tutuklulukta. Normalde bizim hızlandırmamız gerekiyor ama sanki biz yargılıyormuşuz da siz acele ediyorsunuz gibi bir durum var. Bu 5 yıllık tutukluluğun, siyasi rehineliğin yıl dönümünde insanlar açıklama yaptılar ama onlara da müdahale edildi. Arkadaşlara teşekkür ediyorum. Ama özellikle Van’da başını eğmeye çalışanlara karşı dik duran arkadaşa da teşekkür ediyorum. Dik durmayı halktan öğrendik, halkımızın öğrencisiyiz ve dik durmaya devam edeceğiz.”
Daha sonra söz alan Zeynep Ölbeci de kendisine gönderilen dosyalardan iddianame dışında hiçbir dosyayı açamadığını ifade etti.
Kışanak: Kumpası açığa çıkarmak için üzerimize düşeni yapacağız
Söz alan Gültan Kışanak, avukatlarının taleplerine katıldığını ve taleplerin dikkate alınması gerektiğini ifade ederek, “Bu davanın, kumpas hale gelmesinin sorumlusu biz değiliz. Bu kadar içinden çıkılmaz bir dosyayı önünüze koydular ve siz de acilen bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz. Bundan sonraki süreçte biz bu kumpası açığa çıkarmak için üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Bunun için bir an önce savunma yapmak istiyoruz. Açık bir kumpas var. Yalanla, dolanla kurgulanan bir dosya var. Bu nedenle halkımıza gerçeği anlatmak istiyoruz. Ama bunların açığa çıkarılması için koşulların temin edilmesi gerekiyor. Size talimat verdiler siz de bize vermeye çalışıyorsunuz, öyle bir şey olmaz” şeklinde konuştu.
Kendilerine gönderilen evrakları incelemek için süre istediklerini kaydeden Kışanak, “Ben robot olsam da 50 bin sayfayı okuyamam. Size makul süre diyoruz ama anlamıyorsunuz. Çünkü başınızda ‘bir an önce karar verin’ diyenler var. Buyurun kararı verin eğer hakikatin ortaya çıkarılması gibi bir derdiniz yoksa. Bizim öyle bir derdimiz var ve bunu ortaya çıkaracağız. Ama size bir talimat verilmiş gereğini yapacaksınız. Bizim üzerimizden bunu yürütmeye çalışmayın, buyurun gereğini yapın.
Yüksekdağ: Kaçmadığımız için kumpas davalarıyla muhatabız
Sonrasında söz alan Figen Yüksekdağ ise şöyle konuştu:
“Avukatların taleplerine katılıyoruz. Bu dava bir kumpas davasıdır. Yargılamaktan kaçtığımızı söyleyen bir mahkeme heyeti ile karşı karşıyayız. Bugüne kadar kaçmadığımız, arkadan dolaşmadığımız için hala kumpas davalarıyla muhatabız. Her birimiz ayrı ayrı 7 saat bilgisayar kullanabiliyoruz. Bu koşulların da düzeltilmesini istiyoruz.”
Ardından söz alan tutuklu siyasetçiler de tutukluluk devam gerekçesinin dahi kendilerine bir hafta sonra tebliğ edildiğini belirterek savunma hazırlığı için 2 aylık sürenin verilmesini talep etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme başkanı, duruşmada hazır bulunmayan siyasetçilerin mazeretlerini okuyarak yarın devam edecek duruşmaya hazır bulundurulmaları için cezaevine yazı yazılmasına, bugün için sunulan mazeretlerin kabulüne karar verdi. Cumhuriyet Savcısının talebinin sonra değerlendirilmesine karar veren mahkeme başkanı, duruşmaya yarına kadar ara verdi. Karara itiraz eden avukatlar, taleplerine dair karar verilmesini istedi. Mahkeme başkanı mazeret bildiren tutuklu siyasetçilerin de taleplerini aldıktan sonra talepleri değerlendireceğini söyledi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***