Türkiye’de birinci aşamada 65 yaş ve üstünü aşılayan Sağlık Bakanlığı, üçüncü aşamada 12 ve 17 yaş arasına tercihe bağlı olarak Covid-19 aşısını planladı.
Aşılama yaşının 12 yaş altına yani 5 ila 11 yaşındaki çocuklara inip inmeyeceği ise merak konusu.
Her ne kadar Sağlık Bakanı Fahrettin Koca geçtiğimiz günlerde konuyla ilgili “Şu an gündemimizde 12 yaş altı çocuklara aşı yapılması yok” demiş olsa da çoğu ebeveyn, küçük yaştaki çocukların Covid-19 aşısını nasıl tolere edeceği konusunda endişelerinin giderilmesini bekliyor. Birçoğu, sıra gelirse bu yaş grubundaki çocuklarını aşılatmaya sıcak bakmıyor.
Onlardan biri mali müşavir Berna Biçer Basan.
”Covid-19 aşısını yaptırmayı düşünmüyorum, oğluma da yaptırmayacağım”
Basan’a göre sürekli yoğun bakımlardaki sorunlar, ölüm sayıları, kaygı ve çaresizlik yansıtılıyor ama Covid-19’un tedavi süreci konuşulmuyor.
Bu nedenlerden dolayı yürütülen süreci şeffaf bulmayan Berna Biçer Basan Covid-19 aşısı yaptırmamış.
“Ben aşı yaptırmayı gerekli bulmuyorum. İkinci olarak da etkili ve güvenli bulmuyorum bu aşıyı. Örneğin HES kodunuzda risksiz görünüyorsunuz ama aşınız olmadığı için ya da bağışık olmadığınız için bir tiyatroya giremiyorsunuz. Bu akıl, bilim ve vicdanla açıklanamaz. Ama bu kısıtlamalar da benim bulunduğum noktayı destekleyen doneler. Aşı yaptırmayı kesinlikle düşünmüyorum ve bu yönde yapılan kısıtlamalara da direniyorum.”
Beş buçuk yaşında bir oğlu olan Basan, aynı sebeplerden oğlunun da aşı olmasını istemiyor.
Her ne kadar Sağlık Bakanlığı 12 yaş altı çocukların aşılanmayacağını ifade etse de bunun kısa sürede uygulamaya geçeceğini düşünen anne Basan, “Tıpkı diğer yaş gruplarında olduğu gibi 12 yaş altı içinde yavaş yavaş doktorlar aşılama çağrısı yapmaya başladı” diyerek endişesini dile getiriyor.
“Nasıl başladık bu aşılama sürecine? Önce 65 ve üstü riskli denildi sonra 40-50 aşılandı, daha sonra da 18’e düştü. Bir baktık ki 12-15 oldu. Uygulama başladı ülkede. Hangi grubun aşılanma sırası geldiyse o grup riskli hale geliyor. Sürecin en başından beri çocukların metabolizması farklı ve bizden daha güçlü denildi. Bahsi geçen virüs onlara tutunamıyor denildi. E peki ne değişti, hala aynı? Şimdi FDA’nın toplantısında bile deniliyor ki; güvenli olup olmadığını anlamak için çocuklara aşı yapmamız lazım. Bu akıl alır gibi değil. Bence bu tüm insanlar için geçerli. Bir salgın var ama salgın zihinlerde ve ruhlarda yaratıldı…”
”Bu kitlenin bilim karşıtı olarak yaftalanması bilinçli bir kötülük…”
Ayrıca, Covid-19 aşısının diğer çocukluk aşılarıyla karşılaştırılmasının doğru olmadığı kanaatinde. Basan Covid-19 aşısı karşıtı insanların bilim karşıtı olarak gösterilmesine de tepkili.
”Covid aşısı olmak istemeyen ve çocuğuna da yaptırmak istemeyen bu grup içinde tüm aşılara karşı olan da var sadece Covid-19 aşısına karşı olan da… Onlara da saygı duyuyorum. Bunun inanç sistemi ya da daha önce yaşadığı deneyimlerle alakası olabilir. Ki bu çok küçük bir grup. Ama bu kitlenin bilim karşıtı olarak yaftalanması bilinçli bir kötülük. Aşı karşıtları miting yapıyor, öyle yapıyor… Ben kendi adıma bunu düzeltmekten yoruldum. Pandemi ile ilgili farklı düşünen insanlar denilebilir.”
Çocuğunu aşılatmak istemeyen anne Berna Biçer Basan, aşı zorunluluğuna karşı da hukuki mücadele vereceğini ifade ediyor.
”Şu anda aşı zorbalığı var. Sınıfta aşı olanlar parmak kaldırsın deniliyor ama benim çocuğum parmağını kaldıramayacak. Tek tek aşı oldun mu ya da neden olmadın diye sorabiliyor bir öğretmen. 13 yaşındaki çocuklara bunlar yapılıyor. Herkes haddini aşmış durumda. Okullarda olan bu tavır beni çok etkiledi, neredeyse aşı olmayan çocuklar tahtaya yazılacak. Bir de Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığı işbirliğinde okullarda aşı meselesi var. Ben çocuğumu aşı yaptırmayacağım, Aksi durumda da hukuki mücadelemi vereceğim. Burası bir hukuk devleti. Bizi koruyan bir Anayasa’mız var. Ayrıca 5-11 yaş grubuna aşının zararlarının anlatılması daha kolay. ”
Bir diğer anne Büşra Bircan da Covid-19 aşısını yaptırmayanlardan, dört yaşındaki oğlunu da aşılatmak istemiyor.
Çünkü Covid-19 aşısının güvenilir olmadığı görüşünde. Gerekçelerini ise şöyle anlatıyor:
”Bizim için komplo teorisyenleri deniliyor. Bu insanlar o kadar okuyup araştırıyor ki… Araştırmak bilim karşıtı olduğumuzu mu gösteriyor. Ben çocuğumun sağlığını düşündüğüm için o kadar çok yabancı ve yerli makale okuyorum ki. O nedenle kesinlikle aşılatmayacağım. Sebebi de şuanda faz-3 ve faz-4 çalışmaları tamamlanmamış bir aşıdan bahsediyoruz. Yani insanlar denek. Dolayısıyla bu dipsiz kuyuya çocuğumu nasıl atabilirim? Ayrıca, MRN aşılarının ilk kez deneniyor olması da korkunç. Uzun vadede yan etkilerinin ne olacağını bilmiyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın yan etkiler yaşayan insanlara dair rapor yok. Ama Bakanlığın gönderilerinin altına baktığımda yan etki yaşayan o kadar çok kişi var ki… Nasıl güvenebilirim ben şimdi?”
”Ben aydınlanmak istiyorum ama medya da göstermiyor”
Bir dönem çocukların bu salgına karşı dayanıklı olduğunun söylendiğini belirten Modelist Büşra Bircan, şimdilerde çocukların da aşılanmadan bu salgının bitmeyeceğine dair yapılan doktor açıklamalarını samimi bulmuyor.
”O kadar çok çelişkili açıklama var ki. Ben bu hususta aydınlanmak istiyorum. Medya da göstermiyor. Karşı görüşlü olan doktorlar keşke konuşsa, bizim gibi insanlar aydınlansa… Benim çocuğumun diğer tüm aşıları tam. Ama bizim içimizde diğer aşılara da karşı olanlar var. Bu özgürlük, kişinin kendi tercihi. Yaptırmayana da cahil gözüyle bakmıyorum.”
Covid-19 aşısıyla ilgili otoritenin sorumluluk almadığı ama halktan sorumluluk almalarının beklendiği görüşünde Bircan…
”Devletin, aşı firmalarının ve doktorların sorumluluk almadığı Covid-19 aşıları ile ilgili kişiye onay formu imzalattırılıyor. Hiç kimse sorumluluk almıyor ama bizden bilmediğimiz bir şeye sırf onlar istiyorlar diye onay vermemizi istiyorlar. Sonra olmuyorum diye beni okuldan men ediyorlar, yolculukta sıkıntı yaşatıyorlar yani özgürlük alanımı kısıtlıyorlar. Burada güvenmediğim bir şeyi yaptırmadığım için ben mi suçluyum? Ya da çocuğumun sağlığını önemsediğim için suçlu muyum? Ben bunlara cevap arıyorum…”
Aşılanma oranlarının yüksek olmasına rağmen hala vakaların düşmediğini ifade eden Bircan, madem işe yarıyorsa neden vakalar artıyor diye soruyor.
Bu soru sorduğu sorulardan sadece biri aslında. Yanıt bulamadığı sorular nedeniyle de çocuğuna aşı yaptırmayacağını söyleyen anne Bircan da gerekirse bu yönde hukuki mücadele vereceğini belirtiyor.
Türkiye’de aşı uygulanacak grup sıralaması
Türkiye, Covid-19 aşısının uygulanacağı grup sıralamasını üç aşama olarak belirledi. Birinci aşamada ilk olarak sağlık çalışanları, bakım evlerinde kalanlar ve 65 yaş üstü bireyler aşılandı.
İkinci aşamada, Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, kritik görevdeki kişiler, zabıta ve özel güvenlik, Adalet Bakanlığı, cezaevleri, eğitim sektörü, gıda sektörü, taşımacılık sektöründe çalışanlar ve 50 yaşa kadar olan bireyler yer aldı.
Üçüncü aşamada yaş aralığı aranmadan kronik hastalığı bulunan kişilere Covid-19 aşısı tanımlandı.
Dördüncü aşamada da aşı sırası geldiği halde zamanında aşı yaptırmayanlar bulunuyor. Yani ilk üç grubun dışında kalan herkes aşı olabiliyor.
Son olarak, Sağlık Bakanlığı aşılama takvimine 12 yaş üstü kronik hastalığı olanlar ile 15 yaş üstündeki tüm kişileri dahil etti.
Konuyu Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ”Ülkemizde Yüksek Öğretim Kurumlarına kayıt yaptıracak 18 yaşından küçük kişiler de aşı talebinde bulunabiliyorlar. Yurtdışına eğitime giden ve ilgili ülke kuralları gereği aşı olması gereken ancak ülkemizdeki yaş sınırının altında kalan çocuklarımızın, velilerinin müracaatı halinde aşıları yapılabiliyor. Bununla birlikte 12 yaşından büyük ve kronik hastalığı olan çocuklarımız için de aşı tanımlaması yapılmış durumdadır.” sözleriyle duyurmuştu.
Covid-19 aşısının 5-11 yaş aralığına tanımlanıp tanımlanmayacağı ise merak konusu. Geçtiğimiz günlerde bununla ilgili açıklama yapan Koca; “Şu an gündemimizde 12 yaş altı çocuklara aşı yapılması yok’’ dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***