HABER İNCELEME | YUSUF DERELİ
Van T Tipi Cezaevi’nde denetimli serbestlik kapsamında bırakılması gereken tutuklulara insanlık dışı muamelelerde bulunulduğu öğrenildi. Cezaevi yönetiminin, özellikle Hizmet Hareketi’ne yönelik yargılamalarda hüküm giyenlere ‘saçma sapan’ sorular sorduğu, istedikleri cevapları alamadıkları insanların ‘denetimli serbestlik’ talebini reddettiği kaydedildi. Van Cezaevi, bu konuda yalnız değil! Mahkemelerin hiç bir somut delil olmaksızın tutukladığı insanlar, Türkiye’deki onlarca cezaevinde İdare ve Gözlem Kurulu tarafından yeniden ‘yargılanarak’ ikinci kez mahkum ediliyor!
İnfazını tamamladığı halde denetimli serbestlik haklarından yararlandırılmayan insanlara sorular sorulardan bazıları şunlar: “İşlediğin suçtan dolayı pişman mısın? Fetö nedir? Cemaate neden girdin? 17-25 ten sonra neden ayrılmadın? Fethullah Gülen’e neden küfretmiyorsun? 15 Temmuz’da sokağa çıktın mı? Bankaya neden para yatırdın?”
İnfazını tamamlamasına rağmen kolon kanseri Aydın Değirmenci’nin tahliye edilmemesi denetimli serbestlik kurumunu yeniden tartışmaya açtı. Zira özellikle siyasi tutuklular, infazını tamamlamasına rağmen ‘denetimli serbestlik’ haklarından faydalandırılmıyor. Değirmenci de onlardan biri. Değirmenci, 9 yıl 6 ay hapis cezasının infazı tamamlamasına rağmen cezaevindeki İdare ve Gözlem Kurulu’nun ‘iyi halli olmadığı’ yönündeki kararı nedeniyle 5 aydır tahliye edilmiyor.
Denetimli serbestlik, yasa tarafından belirlenen deneme süresinde, kişinin cezasının sosyal hayat içerisinde infazına olanak sağlayan bir ceza hukuku kurumu. Hükümlünün toplam cezasının kalan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazı rejiminden yararlanabilmesi için 5275 sayılı Kanunun 105/A maddesinde bazı şartlar öngörülüyor. İlk olarak hükümlünün denetimli serbestlikten yararlanmayı talep etmiş olması gerekiyor.
‘İYİ HAL’ DEĞERLENDİRMESİNDE RED KARARI SIRADANLAŞTI
İkinci olarak, hükümlünün açık infaz kurumunda bulunması veya açık infaz kurumuna ayrılmayı hak etmesi ve burada belli bir süre geçirmiş olması şartı aranıyor. Hükümlünün denetimli serbestliğe ayrılabilmesi için prensip olarak koşullu salıverilmesine 1 yıl veya daha az süre kalmış olması da aranan bir başka şart.
Ayrıca denetimli serbestlik geçiş için Cezaevi İdaresi ve Gözlem Kurulu’nun hükümlünün iyi halliliğine karar vermiş olması da gerekiyor. Tutuklunun iyi halli sayılabilmesi için kaldırılmamış disiplin cezasının bulunmaması da zorunluluk. Bütün bu aranan kriterler ilgili birimler tarafından değerlendrilrek, düzenlenen raporlar Denetim ve Gözlem Kurulu’na sunuluyor.
ÖNCE PSİKOLOG ‘SORGULUYOR’
Van T Tipi Cezaevi’nde denetimli serbestlikle çıkma zamanı gelen ve hakkında rapor hazırlanan hükümlülerin önce psikolog tarafından sorgulandığı öğrenildi. Psikoloğun sorduğu sorulardan bazıları şunlar: Suçlu olduğunu düşünüyor musun? İşlediğin suçtan dolayı pişman mısın? Fetö nedir, bunun açılımını yap? Cemaate neden girdin? 17-25 ten sonra neden ayrılmadın? Cemaat bir siyasi hareket midir? Fethullah Gülen sana göre kimdir? 15 Temmuz’da ne yaptın? Sokağa çıktın mı? 16-Bylock u neden kullandın? Bankaya neden para yatırdın? Evlerinde neden kaldın? Kimse Yok Mu’ya bağış yaptın mı?
ARDINDAN KURUL İKİNCİ KEZ MAHKUM EDİYOR!
Edinilen bilgilere göre psikoloğun sorgusunun ardından hükümlüler, Cezaevi İdaresi ve Gözlem Kurulu’nun karşısına çıkartılıyor. Cumhuriyet savcısının başkanlık yaptığı 12 kişilik kurulda, cezaevi müdürü, Aile Bakanlığı’ndan bir üye, kurum ikinci müdürü, infaz koruma başmemuru da bulunuyor. Aynı sorular burada da soruluyor.
Yaklaşık 10 gün önce kurulun önüne çıkartılan bir hükümlüye ‘Fethullah Gülen kimdir?’ sorusu soruluyor. Tutuklunun onların istediği cevabı vermemesi üzerine cezaevi birinci müdürü kızarak, “Sen neden Gülen’e küfür etmiyorsun?” diyerek küfürler savuruyor. Ardından da baş gardiyan devreye giriyor. “Bak kardeşim, biz senden bu örgütle irtibatını kestiğini gösterecek bir tavır ortaya koymanı istiyoruz.” diyor.
MAHKUMİYET İÇİNDE MAHKUMİYET!
2020 yılında Ceza İnfaz Kurumları yönetmeliğinde yapılan düzenlemeyle Cezaevi İdaresi ve Gözlem Kurulu’na geniş yetkiler verilmişti. Söz konusu düzenlemeden sonra cezaevi idareleri kendilerini mahkemenin yerine koymaya başladı.
Kurul, yönelttiği sorulara istedikleri gibi cevap vermeyen kişilerin diğer kriterlerini yok sayarak ‘hüküm’ veriyor. İnsanların İnfaz Kanunu’nda tanınan hakları, kurul kararıyla engelleniyor. Haklarında hiç bir somut delil olmaksızın tutuklanan ve hüküm giyen, hayatlarının 4-5 yılını hücrede geçirmek zorunda kalan insanlar, cezavinde kurulan ‘paralel’ mahkemelerde ikinci kez mahkum ediliyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***