DİYARBAKIR – Ben û Sen Mahallesi’ndeki yıkım devam ederken, kadınlar mahalle kültürüne dikkati çekerek, “Başka yerde yaşayamayız” dedi.
Kayyım yönetimindeki Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından 10 Ağustos 2020 tarihinde, “surların restorasyonu ve çevresinin temizlenmesi” adı altında başlatılan çalışmalar nedeniyle “zorunlu kamulaştırma” kapsamına alınan Yenişehir ilçesinin Şehitlik Mahallesi’ndeki Ben û Sen Burcu yanında bulunan evlerin yıkımı devam ediyor. Yapılan çalışma sonucunda Ben û Sen bölgesinden Millet Bahçesi’ne kadar uzanan yürüyüş yollarının yapılacağı ve bölgeye “Benusen Vadisi” ismi verileceği söylentiler arasında.
1970’li yılların sonunda inşa edilen ve 90’lı yıllarda, köy yakmaları sonucu evsiz kalan yurttaşların göç ederek evler inşa ettiği Ben û Sen Mahallesi, surların kıyısına kurulmuş en eski gecekondu mahallesi olma özelliğini taşıyor. Komşuluk ilişkilerinin olduğu, kadınların ekmeklerini mahallede kurdukları tandırlarda imece usulüyle pişirdiği, evlerin kapılarının birbirine bitişik olduğu ve toplumsal ilişkinin gelişkin olduğu mahallede, avlu yada bahçelerde ekilen küçük bostanlarla da ekonomik krize karşısı alternatifler üretiliyor. Ancak bu tarihi mahalleye ilişkin belediye yaklaşık 200 yapı ve binanın kamulaştırılmasına karar verdi. Projenin bu aşamasında 72 bina, 83 bağımsız yapının yıkımına Şubat ayında başlandı. 9 ayda birçok yapının yıkıldığı mahallede, yurttaşların tepkisi devam ediyor. Yüksek ve büyük apartmanlarla mahalle kültürünün yok olacağını söyleyen Ben û Senli kadınlar, bu kültürden uzaklaşma ve yeni bir göçle daha fazla yoksullaşma kaygısı taşıyor.
YOKSUL NEREYE GİTSİN?
Yaklaşık 25 yıldır aynı mahallesinde yaşadığını ve 9 çocuğunu da bu mahallede büyüttüğünü söyleyen Şadiye Kaya (45), “Burası yoksul insanların yeri, kendi çapımızda geçiniyoruz. Manzarımız güzel, komşuluk ilişkilerimiz iyi. Birbirimize alıştık, bir aile olduk. Evimizin önünde ekmeğimizi yapabileceğimiz tandır, halılarımızı yıkayacağımız yerler var. Gelip evlerimizi yıkıyorlar. Bizi mahalleden çıkarmak istiyorlar. Kirada oturuyoruz. Apartmana taşınırsak nasıl geçineceğiz, burada yaptığımız hiçbir şeyi apartman dairesinde yapamayız. Şimdi biz yoksul insanlar nereye gidelim?” diye sordu.
Henüz kendi evlerine sıra gelmediğini fakat her gün bunun stresiyle uyuyamadığını sözlerine ekleyen Kaya, “Bu yıkımlardan dolayı psikolojimiz bozuldu. Evlerimizin yıkılmasını kesinlikle istemiyoruz ama üst sıralardaki komşularımızın evleri yıkıldı. Evlerimiz yıkılırsa perişan oluruz, sokakta kalırız. Ekonomik kriz zaten ortada, 400 TL kira, 180 TL elektrik ödüyoruz. Evde çalışan da yok” diye belirtti.
KOMŞULUK İLİŞKİLERİ
Mahallede kadınlarla birlikte imece usulü işler yaptıklarını kaydeden Ayşe Güler ise 22 yıldır yaşadığı mahallenin yıkılmasıyla birlikte bu ilişkilerin de yıkılacağını ifade etti. “Başka bir yere gitmek istemiyorum” diyen Güler, “Buranın yıkılmış halini gördükçe ve giden komşularımı hatırladıkça ağlıyorum. Hepimiz bir aile olmuştuk. Mahallemden çıkarılmak istenmem zoruma gidiyor” diyerek üzüntüsünü dile getirdi.
Ekonomik kriz ve işsizliğe değinen Güler, “Ben apartman dairesinde yaşamak istemiyorum. Bu ekonomik şartlar karşısında başka yerde geçinemeyiz” dedi.
Hülya Demir (42) ise 8 yıldır bu mahallede yaşadığını aktardı. Demir, “Evlerimize biçtikleri değer 60-70 bin. Bu zamanda bu paraya ev alınır mı? Devlet burada bizi perişan etmekten başka bir şey yapmıyor. Mahallede yaşam güzel, bizi çıkarırlarsa nasıl geçineceğiz? Geçim çok zor, iş yok” sözleriyle kendilerine alternatifin sunulması gerektiğini söyledi.
50 YILLIK BEN U SENLİ: YAŞAYAMAM
Zarife Durmuş da (60) çocukluğu Ben u Sen’de geçen kadınlardan. 10 yaşında mahalleye taşınan Durmuş’un hayatının 50 yılı bu mahallede geçti. 12 çocuğunu da aynı mahallede büyüten Durmuş, yoksul olduklarını yerlerinden edilmenin yoksulluklarını daha derinleştireceğini söyledi. Durmuş, “Yıllardır burada yaşıyoruz ve yaşadığımız yeri seviyoruz. Belki evler eski ama biz burada geçimimizi sağlıyoruz. Ekmeğimi tandırda yapıyorum, çocuklarım okula servis kullanmadan gidiyor. O kalabalık yerlerde ve apartman dairelerinde nasıl yaşayayım. İmza atanlar oldu ama biz atmadık, çünkü evlerimizin yıkılmasını istemiyoruz” dedi.
MA / Eylem Akdağ
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***