YORUM | ALPER ENDER FIRAT
“Tezkerede ‘hayır’ gibi bir risk olsaydı biz devreye girer ‘evet’e çevirirdik.” Ergenekon ve Balyoz Davası sanığı eski CHP milletvekili Dursun Çiçek’in tezkere ile ilgili bu sözleri muhalefetin beş yıllık politikalarını tek cümleyle anlattı bize.
Hatırlayacaksınız hükümet Meclis’ten sınır dışına operasyon yapabilmek için iki yıllık bir yetki istemişti. İki yıl boyunca TSK’nın Suriye ve Irak’ta görev yapabilmesinin yolunu açan tezkere AKP, MHP ve İYİ Parti’nin oylarıyla kabul edilmiş CHP ise hayır oyu kullanmıştı.
Herhangi bir risk içermediği için CHP ‘hayır’ oyuyla demokrasinin gereğini yerine getiriyormuş gibi yaptı ve muhalefette kalmayı tercih etti. Risk olsaydı muhalefet maskesini indirteceklerdi.
Burada hemen şunu sormak lazım: Dursun Çiçek hangi yetki ile devreye girecek ve ‘hayır’ oylarını nasıl ‘evet’e çevirecekti? Bu soru çok önemli çünkü bu soruya verilecek cevap, en azından beş yıllık tiyatronun da deşifre olmasını sağlayacaktır. Ergenekon sanığı Dursun Çiçek’in ‘hayır’ları ‘evet’e çevirebilen bu gücünün nereden geldiğini ülkedeki herkesin de merak ediyor olması gerekir…
Bu ifade her şeyden önce bütün CHP milletvekillerini kendi iradesi olmayan kurşun askere dönüştürüyor. İndir elini, kaldır elini vazifesi yapmaktan başka iradesi olmayan birer asker haline getiriyor. Neyse onlar milletvekillerinin kendi meselesi ama CHP paravanının arkasında kimler var? Onlar hele bir ortaya çıksınlar.
Dursun Çiçek ve diğerleri başka hangi zamanda hangi olayda devreye girip ‘hayır’ları ‘evet’e çevirdi bunları da söylemek mecburiyetindeler.
Mesela 15 Temmuz rejiminin kuruluş organizasyonu olan Yenikapı buluşmasına CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu başta katılmayacaktı. CHP liderinin fikrinin değişmesini ve o tiyatronun bir parçası haline gelmesini de Dursun Çiçek ve arkadaşları mı sağladı?
Sayın Çiçek söyler misiniz mesela milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasında da devrede miydiniz?
15 Temmuz rejimine en keskin soruları soran, en amansız muhalefeti yapan Selahattin Demirtaş’ın hapse gönderilmesinde ne kadar devredeydiniz?
Milletvekillerinin hapse girmesinin yolunu açan milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması oylamasında devreye girerek, Kılıçdaroğlu’nu “Anayasaya aykırı ama yine de ‘evet’ diyeceğiz” açıklamasını yapmaya siz mi zorladınız?
Biliyorsunuz bu dokunulmazlığın kaldırılması sadece Demirtaş’ı hapse göndermedi. CHP milletvekilleri Enis Berberoğlu ve Eren Erdem’in de hapse girmesine neden oldu.
Kendi milletvekili Berberoğlu’nun hapse girmesine canı sıkılan ve bu sebeple Ankara’dan İstanbul’a “Adalet Yürüyüşü” başlatan Kılıçdaroğlu o dönem bu yürüyüşle toplumsal muhalefette büyük bir heyecana sebep olmuştu. Bu heyecanın dalga dalga büyümesi beklenirken CHP lideri yürüyüş biter bitmez evinin yolunu tuttu ve konuyu kapattı. Kılıçdaroğlu’na konuyu kapattıran ve toplumda oluşan heyecanı söndüren de ‘hayır’ları ‘evet’e çevirebilme gücü olan “bir kısım çevreler” miydi?
CHP’yi kontrollü darbe söyleminden vazgeçiren de Dursun Çiçek ve arkadaşları mıydı? Bu söylemden vazgeçirmekle kalmadılar CHP’yi iktidarın kuyruğuna takarak 15 Temmuz rejimini tartışılmaz hale getirdiler.
Dursun Çiçek’in sözlerine bakarak CHP’nin KHK’lar konusunda (son ayları saymazsak) niye yıllarca tek bir söz söylemediğini bütün yaşanan hukuksuzluğu oturup izlediğini anlayabiliyorsunuz?
İstenilen her oylamada ‘hayır’ları ‘evet’e çevirebilenler, 24 Haziran 2018 seçimlerinde “adamın kazanmasını” da sağlamışlardır herhalde.
Dursun Çiçek’in bu sözleri, CHP’nin görüntüde bir muhalefet olduğunu 15 Temmuz rejiminin ihtiyacı olmadığı zamanlarda muhalefet görevi gördüğünü, gerektiğinde ise rejimin baston değneği haline gelebildiğinin de itirafıdır aynı zamanda.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***