ANKARA – Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye’nin dışında da Kürdistan coğrafyası olmadığını savunurken, HDP’li Paylan’ın, “Peki Irak Kürdistan’ı yok mu” sorusuna Akar sessiz kaldı.
Plan ve Bütçe Komisyonu’nda söz alan HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, Federe Kürdistan Bölgesi’nde kullanılan kimyasal silahlara dikkat çekti. Bölgede kimyasal silah kullanıldığına dair iddialar olduğunu kaydeden Hatimoğulları, Avrupalı, Iraklı gazetecilerin, aydın ve yazarların beyanlarını hatırlattı.
Türkiye’nin 1999 yılında kimyasal silahları yasaklama örgütü tarafından yönetilen kimyasal silah sözleşmesine imza attığını hatırlatan Hatimoğulları, Türkiye’nin bu konuda hassas olması gerektiğini söyledi. Hatimoğulları, “Birleşmiş Milletler Adalet Divanı’nın kimyasal silahları yasaklama örgütü yürütme komitesi başkanının da görev başına gelmesi gerekir. Zira bunların somut bir şekilde açık olarak ortaya çıkarılması, varsa hızla ortadan kaldırılması gerekir. Bu konuda Türkiye imza attığı uluslararası sözleşmeler nedeniyle de uluslararası mahkemelerde yargılanmasına ön açmış olunur, gerekli araştırmalar yapılmadığı takdirde” dedi.
KÜRT SORUNU
Türkiye’nin dış siyasetinde özellikle ABD ve Rusya arasında sıkıştığını belirten Hatimoğulları, “NATO ile ‘Avrasya Paktı’ arasında bir git gel yaşanmasından kaynaklı Türkiye dış siyasette çok büyük kayıplar yaşıyor. ‘Sahada var olmak’ diye bir kavramdan sizler özellikle bahsediyorsunuz ama görünen o ki sahada da ciddi anlamda kayıplar verilmeye başlanmış durumdadır. Burada belirleyici olan şey -ısrarla üzerinde durduğumuz noktalardan biri – Neo- Osmanlıcı yayılmacı politika, ikincisi ise Kürt nefreti üzerine kurulmuş bir dış siyaset. Bunlar Türkiye’yi başta Suriye olmak üzere sahada ciddi bir biçimde zayıflatan meselelerdir. Biz her zaman şunu ifade ettik: Kürt sorununu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözmüş olan bir ülkenin bölgesel güç bağlamında, bölgeye barış taşıyacak bir güç bağlamında elinin daha fazla güçlü olabileceği kanaatindeyiz” diye belirtti.
FİDAN’IN SÖZLERİNİ HATIRLATTI
11 Eylül’de Türkiye’nin Suriye’de bulunan askeri üslerine yönelik saldırılara dikkat çeken Hatimoğulları, “Bu saldırıları Seriyyet Ensar Ebu Bekir es -Sıddık vakfı üstlendi, bu saldırıların özellikle birini çok açık üstlendi ve Suriye topraklarında olan müdahaleydi bu müdahaleler; biri Azez’de gerçekleşmişti. Bize bu yaklaşım şunu hatırlatmaktadır: MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın daha önce basına sızan telefon görüşmeleri vardı; ‘Gerekirse Suriye’ye 4 adam gönderirim, 8 füze attırırım ve bu bir savaş gerekçesidir.’ Şimdi, bütün bunlar bu kadar açık ve ayyuka çıkmış durumdayken, Suriye tezkeresinin üzerinden bir siyaset yürütmenin, yeni döneme dair bir siyaset yürütmenin, bizlerde ve bütün toplumda büyük bir kaygı yarattığının altını çizmek istiyorum” diye konuştu.
KADIN KAÇIRMALARINA DİKKAT ÇEKTİ
BM’nin ve Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün raporlarına değinen Hatimoğulları, TSK’nın bulunduğu bölgelerde kadına yönelik çok yoğun cinayetler, kadın kaçırmaları, kadınların pazarlarda satılması gibi pratikler olduğunu vurguladı. Elinde raporlar olduğunu dile getiren Hatimoğulları, son olarak da SADAT ordu ilişkisine dikkat çekti. Hatimoğulları, “SADAT, orduya neredeyse alternatif bir savaş şirketine dönmüş durumdadır. Ordu artık eski ordu olmaktan yavaş yavaş çıkıyor. SADAT’la ilgili değerlendirmelerinizi almak istiyoruz” dedi.
KÜRDİSTAN’IN İNKARI
Hatimoğulları’nın Federe Kürdistan bölgesindeki kimyasal silah kullanımına dair ifadeleri Komisyon Başkanı Cevdet Yılmaz ve Savunma Bakanı Hulusi Akar’ı rahatsız etti. Yılmaz, Türkiye’nin hiçbir ülke ile savaşta olmadığını savundu. HDP’li Garo Paylan, başkanın tarafsız olması gerektiği hatırlatmasında bulundu. AKP’li Komisyon Başkanı Cevdet Yılmaz’a destek ise AKP’li Salih Cora’dan geldi.
Akar ise “Türkiye ve Türkiye dışında Kürdistan diye bir coğrafya yoktur” dedi. Ardından HDP’li Garo Paylan, “Nasıl yok, Irak Kürdistanı yok mu” diye sordu, ancak Akar’dan bir cevap gelmedi.
Akar, kimyasal silah kullanımına dair soruya da şu cevabı verdi: “Türk Silahlı Kuvvetleri’nde kesinlikle ve asla herhangi bir şekilde kimyasal silah yok. Böyle bir şey söz konusu değil. Ne alındı, ne saklı, ne gizli. Böyle bir şey yok. Bu kimyasal silahların nerden alındığı, nereye gittiği takibi çok kolaydır. TC’nin, TSK’nın yaptığı terörle mücadeleyi lekelemek için bu tür iddialar periyodik olarak tekrarlanıyor.”
Tartışmalara İYİ Parti de hükümet kanadından katıldı. İYİ Parti Milletvekili Dursun Ataş, parti olarak tezkerelere evet oyu kullandıklarını vurgulayarak, savunma bakanlığı bütçesine de “evet” diyeceklerini söyledi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***