Türkiye’nin “insanların kaçmak istedikleri ülke” haline getirildiğini söyleyen Babacan, “Bizler hükümetteyken, liyakatli kadrolar varken, istişare ve ortak akıl varken, Türkiye özgürleşmenin, zenginleşmenin, demokratikleşmenin içinden geçti. Ardından keyfi yönetim ülkemize egemen oldu. 2018’de partili ve taraflı Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile hak ve özgürlüklerimiz birer birer geriledi. Türkiye, gençlerin ilk buldukları uçakla kaçmak istediği bir ülke oldu. Türkiye adeta uçurumdan aşağı itildi” dedi.
‘RAKAMLARI EĞİP BÜKEREK BÜYÜDÜK DİYE ÖVÜNÜYORLAR’
Hükümetin mühendislik hesaplarıyla ülkenin büyüdüğünü iddia ettiği kaydeden Ali Babacan, “Biliyorsunuz, bu arkadaşınız Türkiye ekonomisinin yönetimini iki defa teslim aldı: 2002 ve 2009. İkisinde de kriz vardı. Çok şükür ikisinde de ekonomiyi ayağa kaldırdık. Çok karanlık günlerden ülkemizi aydınlığa çıkardık. Şimdi gelelim şu tek kişilik sistemin muhasebesine: Büyüme hızıyla başlayalım. Hani rakamları eğip bükerek ‘şu kadar büyüdük, bu kadar büyüdük’ diye övünüyorlar ya. Bakalım ne büyümüş? Kim büyümüş? Nasıl büyümüş?” dedi.
‘EKONOMİK KURTULUŞ SAVAŞI DİYE BİR ŞEY UYDURDU’
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘ekonomik kurtuluş savaşı’ ifadesine de değinen Babacan, “Sayın Erdoğan Davos’ta ‘One minute’ dediğinde ekonomimize bir şey olmuş muydu? olmamıştı. Ama Trump’tan gelen bir ‘Aptal olma’ mesajıyla anında fakirleştik. Hem ülkemizin itibarini iki paralık ettiler, hem ekonomimizi. Hem sözümüzün gücünü yok ettiler hem cebimizdeki parayı. Hem iddialı bir ülke olma vasfımızı sıfırladılar hem gençlerin hayallerini. Bu kadar hisli bir kötüye gidiş olabilir mi? Ama gittik geldik ‘Kurtuluş savaşı’ nidalarına hapsolduk. Kendisine bağlı medyasıyla Sayın Erdoğan ‘Ekonomik kurtuluş savaşı’ diye bir şey uydurdu” şeklinde konuştu.
‘HALKIMIZA VATAN, BAYRAK, TOPRAK DİYEREK AÇLIĞA GÖZ YUMMASINI SAĞLAYACAK’
Babacan sözlerini şöyle sürdürdü: “Sözüm ona, halkımıza vatan diyerek, bayrak diyerek, toprak diyerek; yoksulluğa, açlığa göz yummasını sağlayacak. Sözüm ona ‘krizin sebebi dış güçler’ diyerek halkımızı kandıracak. Hangi kurtuluş savaşı, hangi dış güç ya? Olan biten, sadece, hükümetin yanlışlarının bedelini bu milletin ödemek zorunda kalmasıdır. Yanlışı hükümet yapıyor, hesabi millete kesiyor. Kimi kandırıyor bunlar? Ha bu bir itirafsa bilelim. ‘Biz ülke ekonomisini 100 sene öncesine, işgal günlerindeki ekonomik seviyeye döndüreceğiz’ diyorlarsa bilelim. Maşallah çöküşte çok başarılılar ama, biz buna müsaade etmeyeceğiz.”
‘BU KÖTÜ YÖNETİM SAYESİNDE, ARTIK YENİ NESİL DE KUYRUK YAŞIYOR’
“Şu an ülkemizin tüm sokaklarında endişe hâkim. Tüm hanelerinde yarınlara yönelik kaygı hâkim. Bir gün sonrasının nasıl olacağına dair korku hâkim. Biliyorum, paramızın değeri tarihin en dip seviyesine düşmüş durumda. Anlık gelen zamların altında nefes almaya çalışıyoruz. Sayın Erdoğan, senelerce meydanlarda yağ kuyruklarından bahsederek ülkemizin gelişmişlik seviyesini anlatmıştı değil mi? Haklı tabii. Bu ülkede 30-40 sene evvel bunlar yaşandı. Gençler bunu bilmezdi. Ama bu kötü yönetimin sayesinde, artık yeni nesil de kuyruk yaşıyor. Bakın Sayın Erdoğan vaktiyle ne demiş?”
‘BUNLAR BU ÜLKEYİ KARNE GÜNLERİ GERİ GÖTÜRDÜ’
“Artık var. Maalesef var. Bakın artık bu memlekette bayat ekmek kuyruğu var. Sık sık gelen zamlardan önce depolarını doldurmak isteyenlerin oluşturduğu benzin kuyrukları var. Marketlerde miktar sınırı uyarılarıyla satılan un var, kahve var. Bunlar bu ülkeyi adeta karne günlerine geri götürdü arkadaşlar. Sayıyla un alıyoruz, zam korkusuyla kuyruklara giriyoruz. Elli kuruş civarında ucuza almak için bayat ekmek kuyruklarına giriyoruz. Dünyanın en büyük 21. ekonomisine sahip, Avrupa’nın en geniş topraklarına sahip, Avrupa’nın en büyük ve en genç nüfusuna sahip bu ülke bunu hak ediyor mu? etmiyor arkadaşlar.”
‘KARA BULUT GİBİ ÇÖKEN BU İKTİDARDAN AYRILMAMIZA AZ KALDI’
“Bu iktidarın ortakları, bir de ‘Tüm dünyada kriz var’ diyerek, yaşadığımız krizi sıradan göstermeye çalışıyor. Yok arkadaşlar. Dünyada bizdekine benzer nitelikte bir kriz falan yok. Bizim yaşadığımız bambaşka bir şey. Olan biten burada, Türkiye’de. Çünkü olan bitenin faili Beştepe’de. Az kaldı az. Bu ülkenin bugününün ve yarının üstüne kara bulut gibi çöken bu iktidardan ve zihniyetinden ayrılmamıza az kaldı.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***