Avrupa Konseyi’nin, başörtülü kadınlara yapılan ayrımcılığa karşı başlattığı, kadınlar arasında çeşitliliği ve başörtüsü takma özgürlüğünü teşvik eden sosyal medya kampanyası Fransa’nın tepkisi üzerine kaldırıldı.
Başörtüsü takan genç kadınları gösteren afişler, projenin başlamasından birkaç gün sonra sosyal medya platformu Twitter’dan silindi.
Fransa’nın Gençlikten Sorumlu Devlet Bakanı Sarah el Hairy, yaptığı açıklamada, Avrupa Konseyi’nin ayrımcılıkla mücadele biriminin söz konusu kampanyasının kendisini şoke ettiğini söyleyerek tepki gösterdi.
El Hairy, kampanyanın Fransa’nın değerlerine aykırı olduğunu iddia ederek, “(Kampanyaya ait) Videoda başörtüsü takmak teşvik ediliyor. Bunu kınıyoruz. Fransa kampanyayı onaylamadığını Avrupa Konseyi’ne iletti ve kampanya iptal edildi.” dedi.
Avrupa Konseyi’ne tepkilerini dile getirdiklerini ifade eden el Hairy, laikliği ve dini özgürlüğü savunduklarını ancak bu kampanyanın başörtüsünü savunduğunu öne sürdü.
Fransız hükümet sözcüsü Gabriel Attal da, kampanyanın “sağduyuya” aykırı olduğunu ileri sürdü.
Bakanlar Kurulu toplantısının ardından konuşan Attal, Paris’in “kimlik temelli yaklaşıma” katılmadığını belirtti.
Attal, “Bu, Fransa’nın tüm Avrupa ve uluslararası forumlarda savunduğu inanç özgürlüğüne zıt.” değerlendirmesinde bulundu.
Fransa’nın söz konusu kampanyanın iptal edilmesini sağlamasının ardından Avrupa Konseyi kampanya kapsamında Twitter hesabındaki paylaşımları sildi.
Avrupa Konseyi’nin kampanyası: Herkes aynı görünse dünya ne kadar sıkıcı olurdu
Avrupa Konseyi’nin projesi, Strazburg merkezli olarak Kapsayıcılık ve Ayrımcılıkla Mücadele Programı aracılığıyla başörtülü kadınlara yönelik ayrımcılığa karşı 28 Ekim’de başlatılmıştı.
Söz konusu kampanya kapsamında sosyal medya paylaşımlarında, fotoğraflar ikiye bölünerek yüzlerinin bir tarafı başörtüsü takan, diğer tarafı başörtüsüz kadınların görüntüleri yer aldı.
Konsey’in ayrımcılıkla mücadele biriminin Twitter hesabından kampanya ile ilgili “Herkes aynı görünse dünya ne kadar sıkıcı olurdu?” ifadeleri paylaşılmıştı.
Ayrıca “Güzellik çeşitlilikte olduğu gibi özgürlük başörtüsündedir”, “Başörtüm tercihim”, “Mutluluk getir ve başörtümü kabul et” yazılı ve başörtülü kadınların yer aldığı görseller paylaşılmıştı.
Müslüman kadınlar ise Paris’in tepkisini, ‘kadınların ne giyeceklerini seçme hakkına saygı gösterilmediği’ gerekçesiyle eleştirdi.
Marine Le Pen: Skandal ve uygunsuz
Fransa’da 2022 yılında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi laiklik tartışmaları hız kazanmış durumda.
Aşırı sağcı Ulusal Parti’nin seçimdeki başkan adayı Marine Le Pen, kampanyayı “skandal ve uygunsuz” olarak nitelendirdi.
Le Pen, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Kadınlar peçeyi kaldırdıklarında özgür olurlar, aksi durumda değil.” ifadesini kullandı.
Bir başka sağcı başkan adayı olan eski AB Brexit müzakerecisi Michel Barnier de kampanyanın “geri çekilmesi” çağrısında bulunmuştu.
Barnier, France 2 televizyonuna verdiği röportajda, “Peçe bir özgürlük aracı değildir.” diye konuştu.
Fransa’nın kadın hakları bakanı, Sosyalist senatör Laurence Rossignol de Avrupa Konseyi’nin kampanyasının başörtüsünü “teşvik ettiğini” belirtti.
Rossignol, “Kadınların başörtüsü takma konusunda özgür olduğunu belirtmek başka bir şey, özgürlüğün başörtüsünde olduğunu söylemek başka bir şey.” sözleriyle kampanyaya dair tepkisini dile getirdi.
Avrupa Komisyonu: Kadınlar istediklerini giyebilmeli
Fransa’daki siyasi tepkilerin ardından sosyal medya paylaşımları kaldırılsa da Avrupa Konseyi, iletilerin kaldırılmasının Fransa’nın müdahalesi neticesinde olduğunu teyit etmedi.
Euronews’e konuşan bir Avrupa Konseyi sözcüsü, yaptığı açıklamada, söz konusu kampanyanın AB ile ortak bir projenin parçası olduğunu dile getirdi.
Sözcü, projenin “çeşitlilik ve kapsayıcılık ihtiyacı konusunda farkındalık yaratmayı ve her türlü nefret söylemiyle mücadele etmeyi” amaçladığını aktardı.
Sözcü, “Twit iletileri proje çalıştaylarından birinde bireysel katılımcılar tarafından yapılan açıklamaları yansıtıyor ve Avrupa Konseyi’nin veya Genel Sekreteri’nin [Marija Pejčinović Burić] görüşlerini temsil etmiyor. Kampanyanın daha iyi bir şekilde sunumunu düşünerek Twit paylaşımlarını kaldırdık.” diye konuştu.
Projeye 340 bin euro katkıda bulunan Avrupa Komisyonu da kampanyada kullanılan görüntülere sahip çıkmadı.
Bir AB Komisyonu sözcüsü, Brüksel’in görüntüleri “doğrulamadığını” ve nefret söylemiyle mücadelede “başka eylemlerin” dikkate alınması çağrısında bulunduklarını kaydetti.
Sözcü açıklamasında, “Pozisyonumuz son derece açık: Kadınlar, yaşadıkları ülkenin yasalarına göre istediklerini giyebilmeli.” dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***