Onur Erem
BBC Türkçe
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Meclis Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada “Kamu işçilerine ve memurlarına verdiğimiz yüksek oranları zamlarla çalışanlarımızı enflasyona ezdirmemek için gereken çabayı gösteriyoruz” dedi.
Erdoğan, “Asgari ücreti de benzer şekilde tespit ederek dar gelirlilerin üzerindeki yükü de hafifleteceğiz” diye konuştu.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), asgari ücretin net 5 bin 200 TL’ye yükseltilmesini talep etti.
2021 başında brüt asgari ücret, yüzde 21,56’lık zamla 3 bin 577 TL’ye yükselse de Türk Lirası’nın yıl içindeki değer kaybı, alım gücünün azalmasına yol açtı.
2016 başında Türkiye’de brüt asgari ücretin karşılığı 518 euro’ydu. 22 Kasım itibarıyla bu rakam 282 euroya kadar düştü.
Türkiye, Avrupa Birliği (AB) üyeleri ve birliğe aday ülkeler içinde asgari ücreti önceki yıllara göre daha düşük tek ülke.
Bugün ise Türkiye’deki asgari ücret yalnızca Arnavutluk’taki ücretten daha yüksek.
Asgari ücretin Türkiye özelinde ayrı bir önemi de var: Çalışanların çoğu asgari ücret civarında maaş alıyor.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) verilerine göre bu, AB ortalamasından 6 kat fazla.
Türkiye’de 2013 yılında ortalama maaş asgari ücretin kadınlarda 1,77, erkeklerde 2 katıyken bu oran 2019’da kadınlar için 1,24’e, erkekler için de 1,49’a düştü.
Türkiye’de işçilerin çoğu her yıl enflasyon oranında maaş zammı alıyor.
Asgari ücret ise son 19 yılda 2006, 2008 ve 2016 yılları dışında her zaman enflasyonun üzerinde zamlandı.
‘Genel tüketici enflasyonunu temel almak doğru değil’
Kocaeli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde endüstri ilişkileri, emek tarihi ve çalışma hukuku üzerine çalışmalar yürüten Doç. Dr. Aziz Çelik, asgari ücrete zam yaparken genel tüketici enflasyonunu temel almanın doğru olmadığı görüşünde.
BBC Türkçe‘ye konuşan Çelik asgari ücretle geçinen kişilerin harcamalarında gıdanın çok daha yüksek bir payı olduğunu ve gıda enflasyonunun yüksek olduğu dönemlerde enflasyon oranındaki zammın yeterli kalmayabileceğini söylüyor.
Aziz Çelik asgari ücrete yapılacak zamda, düşük gelirlilerin enflasyon sepetini dikkate alınması gerektiğini vurguluyor.
Ancak Çelik’e göre bu da yeterli değil. Çelik, asgari ücret hesaplanırken ekonomik büyümenin de dikkate alınması ve işçilere bundan da pay verilmesi gerektiğini söylüyor.
Asgari ücret enflasyonun üzerinde zamlanırken, diğer işçi ve memurların genellikle enflasyon civarında zam alması ise onların maaşını asgari ücrete yaklaştırdı.
Hatta sosyal medyada asgari ücretin artmaması gerektiğini, artması durumunda kendi maaşlarının asgari ücret seviyesinde olacağını yazan kullanıcılar da oldu.
Çelik, son yıllarda diğer ücretlerin yukarı çekilememesi nedeniyle işçilerin büyük bir kısmının asgari ücret aldığını, mimarlık ve mühendislik gibi uzun eğitimler gerektiren işlerin bile başlangıç maaşının asgari ücret seviyelerine düştüğünü, fakat burada çözümün asgari ücreti artırmamak değil, diğer maaşları da aynı oranda artırmak olduğunu söylüyor.
Aziz Çelik bunun yolunun da işçilerin sendikalarda örgütlenerek pazarlık güçlerini artırmasından geçtiğini anlatıyor.
Asgari ücret ne kadar olmalı?
Peki 2022’de asgari ücret ne kadar olmalı?
Asgari Ücret Tespit Komisyonu Aralık ayında, önümüzdeki yıl için zam oranına karar verecek.
Zam oranı konusunda beklentiler ise yüksek.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz, asgari ücreti “en azından insani bir şekilde yaşama seviyesine getireceklerini” söyledi.
Demiröz, “Bu yıl şunu söyleyebilirim, asgari ücret geçinebilecek bir noktada yayınlanacak, ona getirilecek” dedi.
Türkiye’nin en büyük işçi sendikaları konfederasyonu olan Türk-İş’in başkanı Ergün Atalay da “45 yıldır asgari ücret belirleniyor, bu yıl 45 yıla bedel bir yıl olacak” dedi.
Atalay, mevcut asgari ücretle geçinmenin imkansız olduğunu söyledi, “Aralık ayının ilk 10 gününde bunu oturup konuşalım işçi ne alacağını, işveren de ne vereceğini bilsin. Uzatmanın anlamı yok. İşçiyi tebessüm ettirecek rakam inşallah gelir. Bunu yaparken işveren ve işçinin üzerindeki vergi yükünü almak gerek” diye konuştu.
Vergi ve kesinti düzenlemesi
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ise “enflasyon karşısında emeği koruyacak bir zam gerektiğini” söyledi.
Bilgin, asgari ücretteki vergi ve kesintilere dair bir düzenleme de yapılabileceğini ekledi.
Sendikaların son yıllarda asgari ücretten alınan vergi ve kesintilerin düşürülmesine yönelik talepleri vardı.
Doç. Dr. Aziz Çelik de bunun mümkün olduğunu, herkesin asgari ücret kadar gelirinin vergiden muaf tutulmasıyla bunun yalnızca asgari ücretlilerin değil, tüm çalışanların gelirini artıracağını söylüyor.
Çelik, yıllardır dile getirilen bu talebin bugün iktidar tarafından değerlendirmeye alınmasının arkasında siyasal tercihler olabileceğini anlatıyor ve “Bunlar oy getirmesi kolay mekanizmalar” diyor.
Türkiye’de brüt asgari ücret olan 3 bin 577 TL’den yaklaşık 1019 TL kesinti yapılıyor.
Bunlar içinde sigorta primi, işsizlik sigortası primi, gelir vergisi ve damga vergisi var.
Bu kesintilerin ardından bekar bir asgari ücretlinin eline net 2 bin 825 TL geçiyor.
Bu maaşın işverene maliyeti ise 4 bin 203 TL.
Türk-İş’in Eylül 2021 hesaplamalarına göre bekar bir kişinin yaşama maliyeti aylık 3 bin 709 TL, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 3 bin 49 TL, aynı ailenin yoksulluk sınırı ise 9 bin 931 TL.
Bu durumda dört kişilik bir ailenin yoksulluktan kurtulması için iki ebeveynin de asgari ücretin neredeyse iki katı maaş alması gerekiyor.
Bu miktarlar büyük şehirlerde daha da yükseliyor.
Doç. Dr. Aziz Çelik de iki kişinin çalıştığı ve asgari ücret aldığı bir ailenin yoksulluk sınırının altına düşmemesi gerektiğini söyleyerek, yoksulluk sınırının yarısından az olmayan bir asgari ücret verilmesi gerektiğini vurguluyor.
Siyasi partilerden de asgari ücrete dair çeşitli talepler gelmeye başladı.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, asgari ücretten alınan verginin kaldırılmasını ve yılda bir yerine iki kere zam yapılmasını talep etti.
2021’in ikinci yarısı için acilen bir telafi zammı yapılması gerektiğini söyleyen Öztrak, “Senenin başında asgari ücret 385 dolardı. Şimdi 291 dolar. Fark 94 dolar. Önce 94 doları millete iade et” dedi.
HDP ise milletvekilleri, cumhurbaşkanı ve bürokratların maaşlarının asgari ücretin üç katı ile sınırlandırılmasını talep etti.
DİSK verilerine göre Türkiye, AB ve aday ülkeleri içinde başbakan veya devlet başkanı maaşının asgari ücrete kıyasla en yüksek olduğu ülke.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısında bir önerge veren HDP Ekonomi Politikalarından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan, bu gelir eşitsizliğinin kamu vicdanını yaraladığını söyledi.
Paylan, “Asgari ücret yükselsin ve milletvekili maaşları asgari ücrete bağımlı hâle gelsin. Eğer maaşlarınızın düşmesini istemiyorsanız asgari ücreti hep beraber artıralım diyorum” dedi.
Önerge AKP ve MHP’li üyelerin oylarıyla reddedildi.
İYİ Parti Kalkınma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ümit Özlale, yüzde 35 ile 40 arasında bir zam beklediklerini söyledi.
HaberTürk yazarı Muharrem Sarıkaya’ya konuşan Özlale, bunun erken seçim hazırlığına işaret ettiğini de öne sürdü.
Satın alma gücüne göre karşılaştırmak doğru mu?
Eurostat ülkelerdeki asgari ücreti satın alma gücü paritesine göre de karşılaştırıyor.
Bu listede Türkiye’deki asgari ücret Avrupa sıralamasında 10. sırada yer alıyor.
Peki ülkelerin asgari ücretlerini buna göre karşılaştırmak doğru mu? Türkiye’deki bir asgari ücretli, ay sonunu Portekiz veya Yunanistan’daki bir asgari ücretliden daha rahat mı getiriyor?
Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Ekonomist Prof. Erhan Aslanoğlu’nun bu sorulara yanıtı hayır.
Aslanoğlu, satın alım gücü endeksinin yatırımcılara ülkelerin iç piyasalarını karşılaştırma imkanı verdiğini fakat asgari ücretler karşılaştırılırken satın alım gücüne göre verilerin değil, nominal verilerin karşılaştırılması gerektiğini söylüyor:
“Türkiye’deki asgari ücretin nominal olarak gerilemesi de, satın alma gücüne göre artması da TL’nin son dönemdeki aşırı değer kaybının bir yansıması. TL her yüzde 10 değer kaybettiğinde enflasyon yüzde 1,5-2 artıyor. Dolayısıyla Türkiye’deki temel mal ve hizmet fiyatları ile Avrupa’dakiler arasındaki fark artıyor.
“Bu Türkiye’nin işgücü maliyetini Avrupa’ya kıyaslamaya yarıyor. Bunun artması, Türkiye’deki asgari ücretlinin refahında bir artışı ifade etmez. Türkiye’de yoksulluk sınırlarına baktığımızda asgari ücret bu sınırlara çok yakın, hatta dört kişilik bir ailenin ihtiyaçlarını karşılamaktan da uzak.
“Bir ülkedeki asgari ücret seviyesi nominal ücret seviyesi, yoksulluk sınırı veya minimum ihtiyaçlarını karşılama sınırına göre belirlenir. Satın alma paritesine göre bunları karşılaştırmak doğru değildir. Türkiye’nin kalkınması için nominal ücretlerin gerilemesi değil yükselmesi gerekmektedir.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***