İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, haftalık grup toplantısında gündemi değerlendirdi. Akşener, burada yaptığı konuşmada AKP ve ortaklarının artık Türkiye’ye verecek hiçbir şeylerinin kalmadığını belirterek, Erdoğan’ın emeklilik vaktinin geldiğini söyledi.
Akşener, “Ne sayın Erdoğan, ne de ortaklarının, Türkiye’ye verecek hiçbir şeyleri kalmadı. Bu yüzden, milletimizin iradesine saygısızlıkta sınır tanımıyorlar. Bunlar, artık, milletimizin önemli bir bölümünün, güvenerek yetki verdiği kadrolar değil. Sayın Erdoğan önceki gün, meseleyi yine getirdi, başkalarının üzerine yıktı.” dedi.
‘PANİK RÜZGARLARI BEŞTEPE KORİDORLARINDA ESMEYE BAŞLAMIŞ’
Akşener’in konuşmasından satırbaşları şöyle:
Denizli’deki kalabalığı gören bazı iktidar mensuplarını kaşıntı tutmuş. Dedikodu sıraları oluşmuş, panik rüzgarları Beştepe koridorlarında esmeye başlamış. Biz milletimizin arasındayız. Girilmedik sokak, çalınmadık kapı bırakmıyoruz. Milletimiz de bu gayreti görüyor bizimle yürüyor. Dedikoducu iktidara sözüm şudur ‘Nazar etme ne olur çalış senin de olur’
Biz, Denizli’ye, milletimize tercüman olmak için gittik. Milletimizle buluşup, dertlerini, o meydandan, saraydakilere duyuralım diye gittik. Ve biliyorum ki, duydular. On binlerce vatandaşımızın, verdiği cevapları, ilettiği mesajları, gayet net bir şekilde duydular.
Ama ar damarı çatlamışlar, her zaman yaptıkları gibi, kulaklarının üzerine yattılar. Olsun. Önce, duyacaklar. Sonra, daha güçlü duyacaklar. Sonra, kulakları sağır edecek şekilde duyacaklar. Sonunda, ya gereğini yapacaklar, ya da çekip gidecekler. Bu kadar basit.
ERDOĞAN’A EMEKLİLİK HAYATINDA BAŞARILAR DİLİYORUM
Yalnız, ben size bir şey söyleyeyim mi; 22 aydır, milletimizin arasındayım.
Türkiye’yi, il il, ilçe ilçe geziyorum. Ve görüyorum ki milletimiz, kararını çoktan vermiş. Sayın Erdoğan ve arkadaşları için, artık yol görünmüş. Bavulları toplama vakti, artık gelmiş. Hareket saati, artık gelip çatmış. Bu vesileyle, Sayın Erdoğan’a iyi yolculuklar, emeklilik hayatında da başarılar diyorum.
DOLARDAKİ ARTIŞ
Değerli milletvekilleri; Geçen hafta, bu kürsüden konuşurken, dolar 10 lira 43 kuruştu. Bu sabah, 13 lira. Bu ne demek biliyor musunuz? Bir hafta içinde, dış borcumuz, 1 trilyon 180 milyar lira arttı demek. Hani şu bol garantili projeler var ya, hani o beş müteahhidin kasaları var ya, işte o kasalara, 420 milyar lira daha girdi demek.
Kendisi bu sıralar, yurtdışında turistik faaliyetler peşinde ama Damat Bakan’ın, geçen yıl ülkemizi içeriye, dolar ve altın cinsinden borçlandıran, akıl dolu stratejik hamlesinin sonuçları, bugün maalesef karşımızda. Çünkü, Damat Bakan’ın olağanüstü vizyonu sağ olsun, bu artış, aynı zamanda, cebimizden fazladan 320 milyar lira çıkması demek. Yani sadece bir hafta içinde, Türkiye’nin borcu, 1 trilyon 920 milyar lira arttı demek. 83 milyon vatandaşımızın, her birinin cebinden, 8 asgari ücret kadar para çıktı demek. Bu arkadaşlar pek oralı değil ama, sadece 1 hafta içinde, geçen sene alın terimizle, çalışarak, üreterek kazandığımız milli gelirimizin, 3’te birini, borç olarak geri verdik demek.
DURMAK YOK, SAÇMALAMAYA DEVAM…
Peki tablo bu kadar ciddiyken, iktidar mensupları ne yapıyor dersiniz? İktidar, yine her zamanki gibi: Durmak yok, saçmalamaya devam… 30 yıldır, dolar karşısında değer kaybetmeyen Japon Yeni’yle, beyin yakan kıyaslamalar yapanlar mı dersiniz…Matematik bilimini ağlatma pahasına, sözü, “Amerika Birleşik Devletleri bizi kıskanıyor’a” getirenler mi dersiniz… 5 bin liralık kaşkoluna laf edenlere, “Bizimkiler dizisinin kapıcısı değiliz ya…” diyerek, genel başkanının, apartman görevlisi sevgisini, yepyeni seviyelere taşıyan, densizler mi dersiniz… Utanmadan, “Ayda iki kilo et yiyorsak, yarım kilo yeriz. Domatesi iki kilo yerine, iki tane alırız. Kış günü turfanda sebzeleri kullanmak, zaten sağlığa da çok faydalı değil. Biber alırız, bir kilo alacağımıza, 3 tane alırız…” diyen, beslenme uzmanı milletvekili mi dersiniz…
Zor durumdaki çiftçilerimize, “nankör” demeye kalkan, hadsizler mi dersiniz… Biz, “Bir ay içinde LPG’ye 4 defa zam yapıldı.” diyince, “Yeni bir ekonomik rota deniyoruz.” diyen, üstün zekalı navigasyon uzmanları mı dersiniz… Hatta, Batman’da sergilediği dört işlem bilgisiyle, dosta güven, düşmana korku salan, ünlü ekonomist Sayın Erdoğan’ın bizzat kendisi mı dersiniz.
Ez cümle; Kolektif bir saçmalama furyası, almış başını gidiyor. Milletimiz her gün daha da fakirleşirken, Sayın Erdoğan’ın himayesindeki cehalet festivali, tüm hızıyla devam ediyor. Ne diyelim, Allah ıslah etsin.
İŞİ HEP BAŞKALARINA FATURA EDİYORSUN
Aziz milletim; Ne sayın Erdoğan, ne de ortaklarının, Türkiye’ye verecek hiçbir şeyleri kalmadı. Bu yüzden, milletimizin iradesine saygısızlıkta sınır tanımıyorlar. Bunlar, artık, milletimizin önemli bir bölümünün, güvenerek yetki verdiği kadrolar değil. Sayın Erdoğan önceki gün, meseleyi yine getirdi, başkalarının üzerine yıktı. Ne dedi biliyor musunuz? “Kur, faiz ve fiyat artışları üzerinden oynadıkları oyunu görüyoruz. Kurdaki yükselişi bahane ederek, hiçbir mantıklı izahı olmayan, fahiş fiyat artışları yapan fırsatçılara, göz açtırmayacağız. Hepsinin tepesine tepesine bineceğiz.” Kardeşim, ülkeyi yöneten sensin. LPG’ye, doğalgaza, mazota, benzine, elektriğe zammı yapan sensin, sen. Şimdi çıkmışsın, “Bu fiyat artışları, fırsatçılar yüzünden oluyor.” diyorsun.
Madem öyle, o zaman şu ana kadar gereğini niye yapmadın? Anca atıp tutuyorsun. İşi hep, başkalarına fatura ediyorsun. Madem öyle, çık, gereğini yap, milletin sırtına yapışmış keneler varsa, sök at. Heyhat! Yapmıyor. Çünkü yapamıyor. Çünkü, kenelere bir el uzatsa, hepsi ya Ak Parti’nin kodamanı çıkacak, ya da eş, dost, tanıdık çıkacak. Varsın olsun. Nitekim; Zaten artık, terörist çiftçi, işbirlikçi manav, dış güçlerin maşası market suçlamalarını da, kimse ciddiye almıyor. Milletimiz, asıl meselenin, Sayın Erdoğan’ın kendisi olduğunu gayet net görüyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***