Anayasa Mahkemesi (AYM), Sakarya’nın Pamukova ilçesinde 2004 yılında 41 kişinin yaşamını yitirdiği tren kazasında hak ihlalli kararı verdi. Yerel mahkeme ile Yargıtay arasında 7 kez gidip gelen ve sonunda zamanaşımından düşen Pamukova davasında AYM dosyanın sürüncemede bırakıldığını vurguladı.
DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın haberine göre, Anayasa Mahkemesi, 2004 yılında 41 kişinin öldüğü, 90 kişinin yaralandığı Pamukova tren kazasına ilişkin davanın yedi kez mahkeme ile Yargıtay arasında gidip gelmesi sonucunda zamanaşımı nedeniyle düşmesi gerekçesiyle hak ihlali kararı verdi. Davanın sürüncemede bırakıldığını belirten Yüksek Mahkeme, kazada eşini kaybeden H.T’ye 50 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
İstanbul/Haydarpaşa-Ankara seferini yapan yolcu treni, 22 Temmuz 2004 tarihinde Sakarya’nın Pamukova ilçesi Mekece Mahallesi yakınlarında raydan çıktı. Soruşturma kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda, olay yerinde maksimum saatte 80 kilometre hızla gitmesi gereken trenin kaza sırasında 130 kilometre hızla gittiği tespitine yer verildi. Raporda, makinist F.K. ve ikinci makinist R.S. ile tren şefi K.C. kusurlu bulundu. Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı, üç isim hakkında dava açtı.
2004 yılında başlayan dava, 2019 yılına kadar yedi kez Yargıtay ile yerel mahkeme arasında gidip geldi.
2008 yılında ilk kararını açıklayan Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi, K.C’nin beraatine karar verirken, F.K.’yı 2 yıl 6 ay hapis, R.S’yi ise 1 yıl 3 ay hapis cezasına mahkum etti.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, bir yıl sonra bu kararı usulden bozdu.
Davayı 2012’de yeniden ele alan mahkeme, sanıklara isnat edilen suçun “tedbirsizlik veya meslek ya da sanatında tecrübesizlik, nizam ve emir ile kaidelere riayetsizlik neticesi olarak demir yolu üzerinde kazaya neden olma” olduğun belirterek, zamanaşımının dolması gerekçesiyle davanın düşmesine karar verdi.
YARGITAY İKİNCİ KEZ BOZDU
Yargıtay, itiraz üzerine suçun “dikkatsizlik ve tedbirsizlik neticesi birden fazla kişinin ölümüne ve birçok kişinin yaralanmasına sebebiyet verme” kapsamında olduğuna karar vererek, yerel mahkemenin kararını bozdu.
2014’te davayı karara bağlayan yerel mahkeme, sanık R.S’nin 1 yıl 15 gün hapis, sanık F.K’nın ise 3 yıl 1 ay 15 gün hapisle cezalandırılmasına hükmetti.
YARGITAY’DAN ÜÇÜNCÜ BOZMA
2018’de gerekçeli kararda eksiklikler tespit eden Yargıtay, kararı yeniden bozdu. Sakarya 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 2019 tarihinde yaptığı son duruşmada, F.K’nın 15 bin 784 TL adli para cezasıyla, R.S’nin ise 47 bin 352 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar vererek, bu cezaları 20 eşit taksitte ödemelerine hükmetti. Ancak bu karar da ertelendi.
Temyiz istemi üzerine davayı aynı yıl yeniden görüşen Yargıtay 12. Daire, dava zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle sanıklar hakkındaki kamu davasının düşmesine hükmetti.
Kazada eşini kaybeden H.T. son çare olarak AYM’ye bireysel başvuruda bulundu.
AYM: DAVA SÜRÜNCEMEDE BIRAKILDI
Anayasa Mahkemesi Birinci Bölüm, 23 Kasım 2021 tarihli toplantısında dosyayı görüştü. Başvurucunun anayasal güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine karar veren Yüksek Mahkeme, başvurucuya net 50 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
Alınan bilgiye göre yazımı süren kararın gerekçesinde, “Yargılamanın bütününde yapılan işlemler ve bozma kararlarının içerikleri dikkate alındığında davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesinin sebebi davanın sürüncemede bırakılmış olmasıdır. Bu bakımdan başvuruya konu yargılamanın makul bir özen ve süratle yürütüldüğü söylenemez” denildi.
TCDD YÖNETİCİLERİ HAKKINDAKİ DOSYA KAYIP
Öte yandan Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı, makinistlere yardımcı olacak otomatik ya da yarı otomatik kontrol sistemlerinin kurulması gerekmesine rağmen kurulmadığı ve üstyapıda eksikliklerin kazanın meydana gelmesinde rol oynadığı iddiası ile TCDD Genel Müdürlüğü yetkilileri hakkında da soruşturma açmıştı. Soruşturma kapsamında yetkisizlik kararı veren başsavcılık, dosyayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına göndermişti. AYM kararında, “Bu soruşturmanın sonucu tespit edilememiştir” denilmesi dikkat çekti
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***