Armağan Çağlayan’ın ‘Gör Beni’ adlı programına konuk olan Zülfü Livaneli, hayatında en zorlandığı dönemin 1994’teki yerel seçimler olduğunu dile getirdi ve Deniz Baykal’a kırıldığını söyledi.
Zülfü Livaneli, Armağan Çağlayan’ın ‘Gör Beni’ adlı programına konuk oldu. ‘Bu kadar badire içinde hayatınızın en zor dönemi hangisiydi?’ sorusuna Livaneli hayatında çok zor dönemler olduğunu belirterek, “Mesela bunlarda bir tanesi 12 Mart’tan sonraki hapishane günlerimiz. O dönemde çok şiddetli uygulamalar vardı. Bizi; Uğur Mumcu, Altan Öyle, Erdal Öz uydurma suçlarla askeri hapishanelere attılar filan ama… Sürgün zordu, vatan hasreti ile yaşamak… Fakat en zor dönemim kesin olarak söyleyebilirim, bunlardan daha zor olan dönem, beni 1994’te mecburen bir büyükşehir belediye adayı yaptılar. O dönem benim ve ailemin hayatındaki en zor dönemdi” şeklinde yanıt verdi!
Çağlayan, o seçimlerle Türkiye’nin kaderinin değiştiğini söyleyince ise Zülfü Livaneli, “Yine kazanamazlardı, o dönem 3 sol parti var; bunların en çok oy alanı açık ara bizdik. Ama diğer iki sosyal demokrat parti DSP ve CHP o zaman bütün güçlerini benim oylarımı bölmeye adadılar. Ve böldüler dolayısıyla biz yüzde 36 oy aldık sosyal demokratlar olarak. Ancak yüzde 25 alan Refah Partisi’ne verildi. Ankara’da da öyle oldu birkaç yüz oyla gitti Melih Gökçek’e” ifadelerini kullandı.
“Bütün mücadelelerini bana karşı yaptılar”
“Bunların hiçbiri olmayabilirdi” diyen Livaneli, devamında şöyle konuştu:
“O zaman sayın Ecevit, sayın Baykal’a çok rica ettim; ortak aday gibi olayım diye. Bu ölüm kalım savaşına, Türkiye’nin rejimi ile ilgili bir konuya dönüşüyor diye. Hiç öyle söylememiş gibi ikisi de bütün mücadelelerini bana karşı yaptılar.”
“Yakın dostum bildiğim insanlar…”
Zülfü Livaneli, Armağan Çağlayan’ın ‘Kırgın mısınız?’ sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Kırılıyorsun o zaman tabi… Yakın dostum bildiğim insanlar, gazeteyi bir açıyorum neler neler yazıyorlar. Politikacı olmadığım için politik kavganın sertliğini bilmiyordum ben. Hep de sanatımla sevilen bir insan oldum. Güzel ilişkilerimiz vardı, bir anda insanların dişlerinin çıktığını gördüm, politika olunca. O zaman ben politikayı içeriden görme imkanı buldum ilk defa. Ve Türkiye gibi ülkelerde siyaset en sonunda rantı paylaşmaya gittiği için o korkunç bir kavga haline dönüşüyor.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***