Yunanistan’da bulunan ve “İmparatoriçe Theophano” ödülünü kazanan BioNTech’in kurucuları Özlem Türeci ve Uğur Şahin’in açıklamalarını manşet yaptı. Ödül töreninden sonra iki bilim insanıyla bir röportaj yapan Alexis Papachelas’ın sorularını yanıtlayan bilim insanları gelecek ile ilgili umutlu olduklarını söyledi.
Uğur Şahin, “Şu an dominant mutasyon Delta varyantı. Laboratuvar deneylerinde gördüğümüz gibi geliştirdiğimiz aşı bunu da nötralize ediyor. Antikorun zamanla azaldığını ve üçüncü bir doz aşının antikor seviyesini yükselteceğini hatırlatmak önemli. Böylelikle Delta varyantına karşı tam koruma sağlanabilir. Bunun ne kadar süre devam edeceğini göreceğiz. İlk dozdan sonra antikor seviyeleri çok yüksek ve biz de bunun etkisinin gelecek bahara kadar devam etmesini umuyoruz. Daha sonra antikor seviyelerine bakmalı ve yeni varyant geliyor mu onu takip etmeliyiz. Şu an, aşı olanların güvende olduğunu söyleyebiliriz” açıklamasını yaptı.
‘ÜÇÜNCÜ DOZ HASTALIK BULAŞMAYA DEVAM EDECEK’
Sözcü’de yer alan habere göre Uğur Şahin, üçüncü doz aşı olmanın önemli olduğunu dile getirirken, “Üçüncü doz olmadan hastalığın bulaşması devam edecek. İki doz aşının sadece ağır hastalıkları çok azalttığını biliyoruz. Dolayısıyla ikinci doz ağır hastalıklara karşı koruma sağlıyor fakat üçüncü doz hastalığın bulaşmasını tamamen durduracak. Ayrıca enfeksiyondan korunmanın pandemiyi kontrol altına almadan çok kullanışlı olacağına inanıyorum” ifadesini kullandı.
Özlem Türeci de, “Bu mRNA teknolojisi hücrenin yapısını değiştirmiyor. Enjekte edildikten sonra işini yapıyor ve bağışıklık tepkisi yaratıyor. Yani vücutta hiçbir şey değişmiyor. Klinik testlerimizde 40.000’den fazla insan aşılandı ve ayrıca dünyada da yüz milyonarca insan aşılandı ve güvenlik verileri bize bunun güvenli olduğunu gösteriyor” dedi.
‘BİZİM İŞİMİZ AŞI OLMAYANLARI İKNA ETMEK DEĞİL’
Türeci, çocukluktan beri insanların aşı olduğunu hatırlatarak, “Elbette her ilacın yan etkisi vardır. mRNA aşılarında da farklı bir durum yok. Aşı olduktan sonra baş ağrısı ve halsizlik olabilir ama bundan daha ağır yan etki yok” yorumunu yaptı. Türeci aşı olmayanlar için ise, “Onları ikna etmek için bir şey söylemek bana düşmez. Bizim işimiz verileri oluşturmak ve insanların aşılamadan anladıklarına yardımcı olmak” ifadesini kullandı.
Uğur Şahin ise, bilgi kirliliğinin bir sorun oluşturduğunu hatırlatarak, “Eğer biri aşı olmak istemiyorsa ona soru sormalıyız ve sebeplerini anlayarak konuşmalıyız. Açık olmalı ve münazaraya hazır olmalıyız” dedi.
Uğur Şahin, mRNA teknolojisi kullanılarak geliştirilecek kanser aşıları ile ilgili de umut verici konuştu.
Şahin, “Bence yakında kanserin aşılar ile tedavi olabileceğine inanıyorum. Biz kök hücre ile 20 yıldan fazla zamandır çalışıyoruz ve bu teknoloji ile ilgili verilere de sahibiz. Dört yıl önce bir araştırma yayınladık ve melanoma hastaları ile ilgili çalışmalar yaptık. Şimdi de yüzlerce hastalarla deneme çalışmalarına başladık. Bu testlerin sonuçlarını ise gelecek yıl ya da 2023’te alacağız. Eğer bu sonuçlar pozitif çıkarsa, ilk kanser aşılarının onaylanması iki, üç veya dört yılda tamamlanabilir” dedi.
Şahin, kanserli tümörün çıkarıldığı hastalarda yüzde 30 ile yüzde 40’ının iki veya üç yıl içinde yeniden oluştuğuna ve büyüdüğüne dikkat çekerken, “Bu ciddi bir problem. Hastalar iyileşmiş oluyorlar fakat iki veya üç yıl içinde metastaz yapıyor. Bizim burada yapmak istediğimiz şey kanser hastalarının tekrar hastalanmasını engellemek” yorumunu yaptı. Uğur Şahin kendisine yöneltilen, “Yani iki-üç yıl sonra bunun sonucunu göreceğimiz konusunda iyimsersiniz” sorusuna, “Kesinlikle, evet” sözleriyle yanıtladı.
COVID-19 SALGINI NE ZAMAN BİTECEK?
Öte yandan corona virüsünün ne zaman biteceğine dair bir soruya ise Özlem Türeci, “Bir süre daha virüs ile yaşayacağız. Bu bizim yeni normalimiz olacak ve buna alışacağız ve virüsün korkutucu kısmı ortadan kalkacak. Bir süre sonra grip gibi olacak ve aşı olunacak, daha uzun süre koruma sağlanacak. Fakat bu Dünya’nın karşılaştığı en son ölümcül pandemi olmayacak. Dolayısıyla hazır olmalıyız” yanıtını verdi
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***