Medya devi Rupert Murdoch ve ailesinden ilham aldığı yorumları yapılan Succession dizisi, üçüncü sezonu ile geri döndü.
Times için yazan Carol Midgley, dizinin hayranlarının ilk bölümle bir ziyafet çektiği yorumunu yaptı.
Telegraph gazetesinden Anita Singh de, yeni sezonun ilk bölümüne beş yıldız vererek, “her diyalog bir mücevher” ifadelerini kullanıyor.
Dizinin bu denli fazla hayran toplamasını, keskin, sıra dışı diyaloglarına bağlayanların sayısı hiç az değil.
Dizinin hikayesi, bir medya patronu olan Logan Roy ve çocukları arasındaki güç ilişkisi üzerinden şekilleniyor. Bu güç ilişkisi içinde, merhamet en az hissedilen duygu olabilir.
“Şirketin yeni varisi kim olacak?” sorusu üzerinden dört kardeş arasında kurulan ittifaklar ve yaşanan kavgalar, çoğu zaman bir kukla şovu gibi babaları tarafından yönetiliyor.
Jesse Armstrong tarafından yaratılan dizi, geçen yıl televizyon Oscar’ı olan Emmys’de en iyi drama dahil yedi ödül daha aldı.
Armstrong, diziyi, “insanın, güç ve aile ilişkisi kesişiminde nasıl yozlaşabildiği” fikri üzerine kurguladığını anlatıyor.
Birçokları diziyi HBO televizyon kanalının en iyi dizileri arasında gösteriyor.
Dizi nasıl bu kadar popüler oldu?
Succession kendi, özgün dili ile hatırlanacak yapımlardan biri. Karanlık bir mizah anlayışı, karakterlerin zenginlik üzerinden kurdukları bu gibi cümleler kesinlikle onu farklı yapıyor:
“Zengin olmak muhteşem. Süper kahraman olmak gibi… Her istediğinizi yapabiliyorsunuz. Yetkililer size dokunamıyor. Kostüm de giyebiliyorsunuz. Sadece bu kostüm Armani tarafından tasarlanmış oluyor.”
Karakterler, kendilerinden nefret etmek için çok fazla sebep sunuyor.
Sonra bir anda onlardan birine daha yakın hissederken bulabiliyorsunuz kendinizi.
Ama bu yakınlığı, ana karakter ‘patron baba’ Logan Roy için kurmak güç.
The Guardian’dan Tim Dowling, “Zalimlik üzerinden kurgulanan senaryoya, keskin ve küfürlü diyaloglardan oluşuyor. Her ne kadar mizahi durumlar varsa da, canavarları insan olan bir dramanın olması gerektiği gibi de korkutucu” diyor.
Atlantic’ten Sophie Gilbert da sahnelerin birebir hatırlamaktan çok bıraktıkları hissin kendisinde öne çıktığını söylüyor.
Dizi Murdoch’lar hakkında mı?
Resmi olarak değil. Hatta benzerlikleri kabul etmekle birlikte, dizinin yaratıcısı Jesse Armstrong röportajlarında bu düşünceyi reddediyor.
Ama paralellikler olduğu bir gerçek.
Kendisi de uluslararası bir medya şirketi sahibi olan Rupert Murdoch’ın da şirketin varisi olarak mücadele halinde olan çocukları bulunuyor. James, Elisabeth ve Lachlan isimli çocuklarının her birinin ismi, bir dönem varis olarak öne çıkmıştı.
Benzer başka aileler de var.
Dizi hakkında New York Times’a konuşan dizinin yaratıcısı Armstrong, “İnanılmaz olan bu olayın her yerde oluşu” dedi.
Son sezon nasıl geri döndü?
Guardian gazetesinde yayınlanan değerlendirmesinde diziye beş yıldız veren Lucy Morgan, sezonu, “hızlı akan bir dönüş” yaptığını söylüyor ve devam ediyor: “Kurumsal manevralar, mevkiler için yapılan ataklar, fırsat kollamalar ve Amerika’nın en canavar aile şirketinden bekleneceği gibi kıç kollamalarda hiç kısıntı yapılmamış”
Independent’tan Philippa Snow da televizyona yazılmış “en kötü ve en narsist kişileri izlemek” halen keyifli diyor.
CNN için diziyi yazan Brian Lowry de, son sezonun tüm Shakespearyen ve Murdochyanlığı ile geri döndüğünü söylüyor.
Ancak Atlantic yazarı Sophie Gilbert, “Televizyondaki en iyi dizi geri döndü” başlıklı yazısında, diziyi son sezonda gerçeklikten uzaklaşmak ve bazı noktalarda da ilk sezon akışına benzemekle eleştiriyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***