“Dedeoğulları, etnik nefretin varlığından ötürü mü öldürüldü, bilemiyorum. Kesin olan şu ki, devletin yokluğunda öldürüldüler”
Gazeteci İsmail Saymaz, Konya’nın Meram ilçesinde 30 Temmuz’da Mehmet Altun tarafından 7 kişinin katledildiği Dedeoğulları ailesinin, ilk baskının ardından 17 Haziran’da savcılığa dilekçe vererek koruma talep ettiğini, 12 Temmuz’da talebini yinelediğini ancak savcılığın dilekçeyi valiliğe iletmediğini yazdı.
Saymaz, Meram Kaymakamlığı’nın 17 Eylül’de verdiği, “Avukat Karabulut tarafından 12 Mayıs 2021’de meydana gelen olay tarihinde veya vekil tayin edildiği 7 Haziran 2021’den sonra Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan ve Emniyet Müdürlüğü’nden maktüller lehine koruma tedbiri talep edildiğine dair belge kaydına rastlanılmamıştır” yanıtını aktardı.
Ayrıca Saymaz, ailenin avukatı Abdurrahman Karabulut’un, Dedeoğulları katliamı için İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül tarafından gösterilen “komşular arası husumet” gerekçesinin aksini iddia ettiğini belirtti. Avukat Karabulut’un kanıt olarak gösterdiği Ali Keleş’in cep telefonunda bulunan konuşma şöyle:
Veli: Kürtler uslandı mı gayrı?
Ali: Kürtler uslandı.
Veli: Çıkmış mı şeyden?
Ali: He, iki gün yatırmışlar. Ameliyat olacaktı, olmayacaktı; doktorlar karar vermiş iki günde.
Veli: Olmuş mu?
Ali: Ameliyat olmamış. İkinci günü çıkartmışlar zaten biz adliyenin oralardayken.
Veli: Öbürlerinde var mıydı hasar?
Ali: Valla kızının birinin kol kırık. Koca Kürdün kol kırık.
Veli: Kürdün?
Ali: He. Ondan sonra Metin’in kafalarda kesik diye geçiyor gayrı.
Veli: Kesik mi?
Ali: He. Koca kızının parmağı kırık. Barış da bir hafta kadar toparlar zaten. Ortanca kızının da kolu kırıktı.
Veli: Küçük kızında birşey yok değil mi?
Ali: Küçük kızında bir şey yok.
Veli: O var ya, biz gittikten sonra evi yıkmışlar dökmüşler. Ayşe ablaya söyle. Orada şahit bulsun mahalleden.
Saymaz, “Dedeoğulları, etnik nefretin varlığından ötürü mü öldürüldü, bilemiyorum. Kesin olan şu ki, devletin yokluğunda öldürüldüler” diye yazdı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***