DPT ve Merkez Bankası gibi kurumlarda yıllarca görev yapan ve İktisat yazınının Türkiye’deki güçlü isimlerinden Prof. Dr. Bilsay Kuruç, bu banka ile ilgili güncel tartışmalar üzerinden uygulanan ekonomik modelin Türkiye’yi getirdiği noktayı yorumladı.
Türkiye’nin bir kapitalist modeli var ve TCMB de bunun içinde diyen Kuruç, ‘ Bunun gelir yaratma kapasitesi düşük. Dünya likiditesi sayesinde yaşanan cicim yılları da geride kaldı. Son 10 yıldır kendi gerçeklerimizle karşı karşıyayız. Önümüzdeki dönemde bu modele devam edildiği sürece şu olacak: Rezerv yaratamayan, gelir yaratma kapasitesi düşük bir ekonomi’ ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet’te yer alan habere göre Prof. Dr. Bilsay Kuruç’un uygulanan ekonomi modellerini şöyle yorumladı;
ZAYIF TL, GÜÇLÜ DOLAR
Esas soru TCMB buna ne kadar dayanabilir? 10 yıl önce ilk salvoyu dönemin TCMB Başkanı Erdem Başçı yemişti. Klasik merkez bankacılık yapıyordu. O gün Başçı’nın yediği fırçayı hatırlarsak bugünü daha iyi anlarız. Çünkü dolarizasyon başlamıştı. Sermaye sınıfının yeni katmanları, yeni şirketler eski şirketlerle yan yana iki para kullanma avantajına sahip oldular. Biri güçlü dolar, diğeri zayıf TL. Sermaye sınıfını var eden siyasal yaşamın yeni hediyesi olan şirketler, bu avantajla çalışmayı öğrendiler. Yani güçlü paraya sahipsen zayıf para zayfladıkça kazanırsın. 128 milyar dolar meselesi de aynı.
ABD’DEN BİR SÖZ
ABD’de bir söz vardı: General Motors için iyi olan neyse ABD için de iyi olan odur. “Şirketler için iyi olan neyse ülke için de odur” modeli oldu bu. Rezerv yaratmak kimin görevi ekonomide? İngiltere müstesna. Çünkü onlar City of London’a sahip. Rezervi sanayi yaratır. Ancak sermayenin yeni ve eski katmanlarının içine girdiğimiz modelde rezerv yaratma sorumlulukları yok. Yeme ayrıcalıkları var. Son 10 yılda rezervleri onlar yediler. İşi TCMB’ye yıkmış oluyorlar.
KAPİTALİZM ALIŞKANLIĞI
Herkesin ağzında TCMB. Bizim City of London’umuz mu var ya da finans sektöründen rezerv mi bekleyelim? Ancak sanayi gelir yaratmıyor ki rezerv yaratsın. Kapitalizmin bir alışkanlığı var. Yararlandığı kurumları bir yandan yıpratır. Bunun son 10 yıllık sahnesinde TCMB var. Hangi merkez bankası swap’la borçlanarak rezerv tutabilir? Bu ne kadar sürebilir? Böyle merkez bankacılığı olur mu?
BORÇLA ÜRETİM
Borçla üretim yapma potasına girmiş olan bir imalat sanayii var. Cari açığa değil uluslararası net yatırım pozisyonuna bakalım, orada gitgide borçlanan özel sektörü görelim. TCMB’nin verilerinde bu söylediklerimi ayna olarak yansıtan, sermayenin yeni ve eski katmalarının rezerv yaratma sorumluluğuna sahip olmadıkları ama rezerv yeme ayrıcalıklarına sahip olduklarını göreceğiz. TCMB son 10 yıllık bu tablo içinde, üzülerek söylüyorum hazin bir duruma düştü. O başkan geldi, bu başkan gitti… Analiz yapmak istiyorsak bunlar üzerinde durmak doğru olmaz. Esas tablo başka, her şey çok berrak. Sevimsiz bir yere geldik.
TL UCUZLADIKÇA EMEK UCUZLAR
Ekonomide yaşanan gelişmelerin emekçiler üzerindeki etkisine ilişkin tespit yapan Bilsay Kuruç, “Asgari ücret 10 yıl önce 400 doların üzerindeydi, şimdi 300 doların altına indi. Bütün ücretliler tablosunda asgari ücretle çalışanların oranı yüzde 40. Asgari ücretler bütün ücretleri aşağıya çeker. TL ucuzladıkça emek ucuzlar” dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***