Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü’ne (OECD) bağlı Mali Eylem Görev Gücü (FATF), kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanını engellemede eksikleri olduğu için Türkiye’nin daha sıkı izlenmesini gerektiren gri listeye alındığını duyurdu.
FATF Başkanı Marcus Pleyer dün akşam düzenlenen basın toplantısında gözlem listesine alınan en büyük ekonomi olan Türkiye’nin bankacılık, gayrimenkul, altın ve kıymetli taş ticareti alanındaki “ciddi gözetim ve denetim sorunlarını” gidermesi gerektiğini belirtti.
The Wall Street Journal’dan Ian Talley’in kaleme aldığı haber/analiz, söz konusu karar ile “zaten titrek olan” Ankara ekonomisinin sarsılacağını belirtti.
“Küresel finans gözlemcisi Türkiye’yi kara para aklama ve terörün finansmanı konusunda kınadı” başlıklı haber/analizde, Maliye Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya dikkat çekildi:
“Türkiye Maliye Bakanlığı yaptığı açıklamada, 2019’daki son gözetimden bu yana FATF standartlarını karşılamada ilerleme kaydedildiğini söyleyerek eylemi hak edilmemiş olarak nitelendirdi. Bakanlık, ülkenin en kısa sürede FATF listesinden çıkarılması için gerekli tüm adımları atacağını söyledi.”
BÜYÜKELÇİ YANIT VERMEDİ
Haberde ayrıca, geçtiğimiz günlerde Defense One için “Türkiye ile ABD Arasında Uzlaşma Zamanı Geldi” başlıklı bir makale kaleme alan Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Murat Mercan’ın yorum talebine yanıt vermediğinin de altı çizildi. Gazetemiz yazarı Mehmet Ali Güller dünkü köşe yazısında, Murat Mercan’ın doğrudan AKP’nin büyükelçisi olduğunu ve AKP kurucusu olarak Erdoğan’ın ABD yönetimiyle ilişkilerini kuran ve düzenleyen ekipte yer aldığını yazmıştı.
CİDDİ SORUNLAR DEVAM EDİYOR
FATF’in başkanlığını yürüten Alman Maliye Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Marcus Pleyer, Ankara’nın kaydettiği ilerlemeye rağmen, bankalar, altın, değerli taş tüccarları ve emlak gibi yüksek riskli sektörlerin denetimi de dahil olmak üzere ciddi sorunların devam ettiğini söyledi.
Eski ABD Hazine Bakanlığı yetkilileri, bankalar ve diğer yabancı yatırımcılar risklerini yeniden değerlendirmek zorunda kaldıkları için Türkiye’nin gri listeye alınmasının büyük olasılıkla ülkeden para çıkışını teşvik edeceğini söylüyorlar. Yabancı sermaye kaçışı ve borçlanma maliyetlerinde beklenen artış, Türk ekonomisinin büyük ölçüde yurt dışındaki krediye bağımlı olması nedeniyle piyasaları sert vuracağı kaydedildi.
GRİ LİSTE NE ANLAMA GELİYOR?
FATF’in kendi sitesindeki tanıma göre, gri liste aslında kapsadığı ülkelerin artırılmış bir izlemeye tabi olmasını öngörüyor. FATF, gri listeye alınan bir ülkenin stratejik eksikliklerini belirlenen zamanda giderme taahhüdünde bulunduğunu belirtiyor.
‘CİDDİ BİR İTİBAR KAYBI’
Uluslararası Şeffaflık Örgütü (Transparency International) Yönetim Kurulu üyesi Oya Özarslan, FATF’in 2019 yılında yayınladığı raporda, Türkiye için yaptığı önerilerin yerine getirilmemesinin kısa ve orta vadede çok vahim sonuçlar doğuracağını söyledi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Özarslan, “Dünkü açıklamada maalesef ağır ifadeler vardır. Kara paranın aklanmasının engellenmesi konusunda, yetersiz kalındığı söylendi. BM’nin terörist gruplar arasında gösterdiği IŞİD ve El Kaide’ye yaptırım uygulaması söylendi. Türkiye’nin gri listeye alınması her şeyden önce ciddi bir itibar kaybı. Uzun yıllar başkanlığını yaptığım Uluslararası Şeffaflık Derneği olarak biz, Türkiye’nin kara para aklamada şüpheli gruplarla ilişkisini gözden geçirmesini söylüyorduk. Burada El Kaide ve IŞİD gibi terörist grupların, terörizmin finansmanına yönelik faaliyetlerinin, yeterince takip edilmediği söyleniyor. Biz bundan 10-12 yıl önce, Avrupa Birliği’ne üye olma hedefinde bir ülkeydik. Hala da aday ülkeyiz. Ama bu tablo, gerçekten Türkiye için çok ağır bir tablo” dedi.
‘KREDİ BULMAK DAHA MALİYETLİ VE DAHA ZORLU OLACAK’
Dünyanın 100 ülkesinde faaliyet gösteren Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün yönetim kurulu üyesi Özarslan, bu listeye girmek kadar çıkmanın da zor olduğunu söylerken, bu durumun ekonomik boyutları olabileceğinin de altını çiziyor.
Oya Özarslan, “Şimdi herkesin kafasında ‘bu işin sonucu ne olacak?’ sorusu var. İtibar kaybı ve AB üyelik hedefinden ne kadar uzaklaşmış olduğumuzu bir kenara bırakalım, bu gri liste, bambaşka bir lig. Türkiye artık Güney Sudan’la, Myanmar’la aynı listede. Bir yanda diktatörlükler, diğer yanda kara para cenneti ülkeler. Pakistan bu listeye 2008’de girdi. FATF, Pakistan’dan 34 başlığı tamamlamasını istedi, 30 başlıkta ilerleme sağlandı. Ama El Kaide’yle ilişkisi bilinen Pakistan, gri listeden çıkabilmiş değil. Bu durumun, Pakistan’a maliyetinin 34 milyar dolar olduğu hesaplanıyor. Ekonomik yaptırımlar olabiliyor, ekonomik boykotlar olabiliyor. En hafifinden, uluslararası kredi bulmak bile artık daha zorlaşacak. Yalnız hükümet için değil, belediyeler ve özel sektör için de kredi bulmak daha maliyetli ve daha zorlu olacak. Milyonlarca insan bu yeni durumdan etkilenecek” dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***