CNN International, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yıllarca işkence yaptıktan sonra yurtdışına kaçan Çinli bir polis dedektifinin itiraflarını tüm dünyaya aktardı.
Tüfekli yüzlerce polis memurunun gece yarısı Sincan’da evden eve dolaşarak pek çok kişiyi evlerinden aldığını anlatan eski polis, direnenlerin kafasına silah dayadıklarını söyledi.
“Hepsini gece zorla alıyorduk. Eğer bir bölgede yüzlerce kişi varsa, o zaman yüzlerce kişiyi tutuklamak zorundaydınız.”
Bir Avrupa ülkesinde gerçekleştirildiği bildirilen üç saatlik röportajda, Çin’in “yeniden eğitim kampı” olarak adlandırdığı sistemde Uygurlara uygulanan sistematik işkencelerden örnekler verildi:
“Onları üzerlerinde çürükler ve şişlikler görülene kadar döver ve tekmelerdik. Yere çöküp ağlayana kadar…”
Jiang, sorgu sürecinde erkek, kadın, çocuk demeden şiddet uyguladıklarını, 14 yaşındaki çocukların dahi bu muameleden kaçamadığını vurguladı.
Şüphelileri acı verici pozisyonlarda tutan, “kaplan sandalyesi” isimli metal ve tahta sandalyelerde sorgulamaktan tavana asmaya, tecavüzden elektrik vermeye, uykusuz ve aç-susuz bırakmaktan su altında tutarak nefes almayı engellemeye pek çok yöntem sayan Jiang şöyle konuştu:
“Herkesin farklı yöntemi vardı. Levye ya da üstünde kilit olan demir zincirler kullananlar bile vardı. Polis şüphelinin yüzüne basıp itirafta bulunmasını söylüyordu.
Bazıları bunu iş olarak görüyordu, bazılarıysa gerçekten psikopattı.”
Tutukladığı yüzlerce kişi arasında hiç kimsenin suçlu olmadığına inandığını belirterek “Onlar sıradan insanlardı” dedi.
Eski polis, itiraf gelmeden işkencenin bitmediğini ve şüphelinin bu noktadan sonra hapishaneye ya da toplama kampına gönderildiğini aktardı.
CNN, Jiang’ın polis üniformasını, resmi belgelerini ve Çin’de yaşadığı dönemdeki fotoğraflarını ve videolarını göstererek kimliğini kendilerine ispatladığını bildirdi. Ancak iddialarını buralarda mağdur olan Uygurlar dışında doğrulayacak başka bir kanıt yok.
Haziran ayında Uluslararası Af Örgütü, 160 sayfalık bir rapor yayımlayarak 50’yi aşkın görgü tanığının deneyimlerini dünya kamuoyuna sunmuştu.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın tahminlerine göre Sincan’da 2017’de bu yana Uygurlar ve diğer etnik azınlık mensuplarından yaklaşık 2 milyon kişinin yolu bu kamplardan geçti.
Terör ve bölücülükle mücadele ettiğini öne süren Çin ise kamplarda eğitim yapıldığını belirtirken insan haklarının ihlali iddialarını yalanlıyor. Pekin yönetimi, Batı’nın “soykırım” iddialarının kendilerini zor duruma sokmak için uydurulduğunu iddia ediyor.
Sincan’daki yetkililer, çarşamba düzenledikleri basın toplantısında eski tutuklu olduğunu öne sürdükleri bir erkeği ortaya atarak bu iddiaların yalan olduğunu söylettirdi.
Jiang ise Avrupa’ya kaçsa da yaşattıkları ve yaşadıklarının kendisini uyutmadığını anlattı:
“Suçluyum ve onların bir daha böyle bir duruma düşmemesini umuyorum. Onların beni bağışlamasını ümit ederim ama böylesine işkence gören kişiler için bu çok zor olur.
Ben bu insanlarla nasıl yüzleşirim? Asker de olsanız yaşananlardan sorumlusunuz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***