Eski TBMM Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Üyesi İsmail Kahraman, bir konferansta sarf ettiği yeni anayasa ve laiklik ile ilgili sözlerinin kasıtlı olarak çarpıtıldığını söyledi.
Kahraman, ilk 4 maddeye dokunmanın mümkün olmadığını, vatanını, milletini, bayrağını ve cumhuriyeti sevenlerin bunu asla istemeyeceğini belirtti. A Haber’e konuşan Kahraman, “Hukuktan nasibini almamışların hezeyanları ile karşılaşmamak beni üzüyor” dedi.
Kahraman, A Haber özel yayınında kendisinin hedef alındığını sözlerinin kasıtlı çarpıtıldığını savundu. Kahraman şöyle konuştu:
“Bir çarpıtma ve yanlışa yönlendirme var. Benim beyanlarımda olmayan. Mesela ilk 4 madde hakkında değişiklik olmaz beyanı bir beyan. Dindar anayasa anlayışı yanlış anlaşılıyor. Ben deniz hukuk mezunuyum ve anayasa benim konum, ihtisas dalım. Bugünkü anayasa 1982 anayasası. Anayasalar çabuk eskiyorlar. Kazuistik anaysa diye bir anayasa tipi var, teferruata girer. Hindistan Anayasası da öyledir, 81 de öyledir, 62 de öyledir. Olaylar değişiyor. Hayat hareketli dolayısıyla değişiklikler gerekiyor. Oysa katı Anayasa olursa üzerinde ihtilaflar çıkıyor Anayasa cevap vermiyor. 4. Madde devletin bütünlüğü varlığı bölünmezliği İstiklal Marşı bayrağı, bu maddeler üzerinde hiç kimsenin bir ihtilafı yok”
“Ben diyorum ki laiklik olmasın, çünkü 195 ülkenin yalnızca 5’inde var”
Kahraman, kendisinin laiklik ile ilgili konu üzerinde daha hassas durduğunu söyledi. Kahraman, 195 ülkeden yalnızca 5’inde laikliğin anayasada olduğunu belirtti sözlerini şöyle sürdürdü:
“Laiklik kelimesi üzerinde ben hassas duruyorum. Laiklik kelimesi çok değişik. Her parti kendini laik görüyor. Peki bu laiklik ne? Laiklik ileri sürülerek partiler kapatılıyor, laiklik ileri sürülerek hürriyetler engelleniyor. Ben diyorum ki laiklik olmasın, çünkü 195 ülkenin yalnızca 5’inde var. Fransa’da bir dinsizlik olarak ifade var. Meksika, Türkiye, Portekiz, Japonya, Fransa, bunlar anayasasında laiklik geçen ülkeler arasında. BM’ye kayıtlı 195 ülkeden 190’ının anayasasında böyle bir beyan yok. Eğer laiklik bir hürriyetse hürriyetler arası bir mevzudur. Hürriyet değil de bir engellemeyse o zaman da onlar arasında sayılır. Laiklik kelimesi istenildiği yere çekilen bir hale geldi. Fransa laik bir ülke ve Fransa’da eğitimin temel esasları yönetmeliğinde laikliği tarif etmişler. Diyor ki Fransa, laiklik devletin, felsefe, din, siyaset karşısında tarafsız olmasıdır. Fransa’da da tanımı var. Tarifi olmayan kavram herkesin elinde başka manaya gelebilir. Benim dediğim tarifi olmalı veya diğerlerindeki gibi anayasada olmasına gerek yok. Zira hürriyet ise kişinin doğuştan sahip olduğu inanç ve ifade etme hürriyeti zaten var. Bunu kalkıp köpürterek, anayasada değişikliğin önüne geçmek gibi bir isteğin üzerinde oluyor.
“Yerli ve milli anayasa şart”
Kahraman, mevcut anayasanın yeterli açıklığa sahip olmadığını, yeni yaşam şartlarına da yanıt vermediğini söyledi.. Kahraman, yerli ve milli anayasanın açık bir diller, anlaşılır olarak hazırlanmasının gerkeli olduğunu bildirdi.
Kahraman şunları söyledi:
“Bugün anayasada 184 değişiklik var. Lime lime olmuş. Gerçekten yerli ve milli bir anayasaya ihtiyacımız var. Milli olan, bize ait olan, çağdaş hukuk devleti anaysasına kavuşalım, istediğimiz bu.”
“İlk 4 maddeye dokunmak mümkün değil”
Kahraman, “4 maddeye dokunulacak, ona dokunmak mümkün mü? Vatanını seven insanın, milliyetçi olan insanın devletine, bayrağına karşı ve cumhuriyete karşı tavır alması mümkün değil. Hukuktan nasibini almamışların hezeyanları ile karşılaşmamak beni üzüyor” dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***