Dolar kurunun rekor üstüne rekor kırması üzerine Türk Lirası’nın yaşadığı değer kaybına ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulunan bulunan ekonomist Atilla Yeşilada, ‘‘Doları düşürmenin tek yolu Sayın Erdoğan’ın emekliye ayrılmasıdır.’’ dedi.
Türk Lirasının dolar karışında yaşadığı değer kaybının AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları ve Merkez Bankası’nın faiz indirim kararının bir araya gelmesine bağlayan Yeşilada, dolar/TL’deki yükselişin devam edeceğini belirtti. Yeşilada, kurun düşürülmesi için Merkez Bankası’nın ‘eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak döneminde olduğu gibi’ döviz satarak kura müdahale edebileceğini söyledi.
“DOLARI DÜŞÜRMENİN TEK YOLU SAYIN ERDOĞAN’IN EMEKLİYE AYRILMASIDIR”
“Doları düşürmenin tek yolu Sayın Erdoğan’ın emekliye ayrılmasıdır” ifadelerini kullanan Atilla Yeşilada, ekonomiye ilişkin olarak verilebilecek bütün tavsiyelerin verildiğini ancak Erdoğan’ın bunları dinlemediği tespitinde bulundu.
T24’e konuşan Ekonomist Atilla Yeşilada, rekordan rekora koşan dolar/TL’deki hareketlenmeyi değerlendirdi. Dış etkenlerin de dolardaki artışta etkili olduğunu belirten Yeşilada, “Dolar endeksi güçleniyor, ABD’nin daha az para basacağı söyleniyor. Doların değerini de arz-talep belirler. Değer kaybeden sadece biz değiliz, birçok gelişmekte olan ülke değer kaybediyor. Ama asıl sorunlar içeride” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Merkez Bankası’nın faizi indirmeyi sürdüreceğini söyleyen Yeşilada, “Faiz indirdiğiniz zaman Türkiye’nin sıcak para için cazibesi de azalıyor, vatandaş da enflasyon rakamlarına azalmadığı için mevduat faizlerinin negatif olduğunu düşünüyor ve dövize kaçıyor.” dedi. Erdoğan’ın açıklamalarının da dolardaki rekorlarda etkili olduğunu söyleyen ekonomist Atilla Yeşilada, Kavcıoğlu’nun “Kurdaki hareketlenmenin faiz indirimimizle direkt ilgisi yok” açıklamasını yorumladı.
“DOLAR, 9,25’E ÇIKABİLİR, TCMB KURA MÜDAHALE EDEBİLİR”
Yeşilada, “Birincisi, faiz indirdiğin zaman özellikle öteki gelişmekte olan ülkeler faiz artırırken, Türkiye’nin göreceli cazibesi azalıyor. İkincisi, fiyatlarda daima bir risk primi vardır. Türkiye’de artık risk primi, Sayın Erdoğan’ın yarın en yapacağının bilinememesi… Bu risk primi Erdoğan’ın her açıklamasıyla daha da yükseliyor. Erdoğan ilk 10 yılda olduğu gibi sözüne güvenilir, istikrarlı bir politika izleyen, gücünü parlamentoyla paylaşan bir lider olsaydı faiz indirmek dolarda bu kadar harekete neden olmazdı. Ama ikisi bir araya geldiği zaman tabii ki dolar patlıyor” dedi.
20 Ekim’de faiz indirimi beklendiğini dile getiren Yeşilada, bunun da doları 9,25’e kadar yükseltebileceğini söyledi. Yeşilada, “Ben, bu noktada Berat Albayrak döneminde olduğu gibi, Merkez Bankası’nın doğrudan ya da dolaylı olarak kamu bankaları yordamıyla döviz satarak kura müdahale edeceğini düşünüyorum. Yani, doların daha fazla çıkmasına engel olacak” dedi.
“BU YOLLA DÖVİZİ 3 İLA 6 AY TUTABİLİRSİNİZ, SONRA PATLAR”
Yeşilada şu ifadeleri kullandı:
“Önümüzde iki senaryo var: Birincisi Merkez’e ‘Dövize müdahale et, 9-9.25 arası bir yerde ne pahasına olursa olsun dövizi tut der Erdoğan… Ben Merkez Bankası’na bakıyorum brüt rezervlerine, kamu bankalarının döviz fazlası var, Türk bankalarının da yurt dışında döviz birikimi var. Bu yolla dövizi 3 ila 6 ay tutabilirsiniz, sonra patlar, Albayrak döneminde olduğu gibi…
İkincisi bırakırsanız kendi haline, nerede denge kuruyorsa orada kurulsun deniz. Denge de, International Institute of Finance dolar/TL’nin adil değerinin 9,50 lira olduğunu söylüyor, orada durabilir. Ya da birçok tahminde olduğu gibi, 9.50 ila 10 arasında dengeye oturur.
Vatandaş, yıllarca çaba göstererek biriktirdiği parasını enflasyona ve Erdoğan’a yedirmek istemiyor. Dolayısıyla enflasyon dönemlerinde değerini koruyan altına, dövize, biraz daha fazla parası olanlar da reel varlıklara kaçıyor; araba, konut, arazi alıyor…
“TÜRKİYE EKONOMİSİNİN EN BÜYÜK SORUNU BAŞKANLIK SİSTEMİ VE ERDOĞAN”
Doları düşürmenin bir tek yolu Sayın Erdoğan’ın emekliye ayrılmasıdır. Çünkü verilebilecek ekonomik tavsiyelerin hepsi verildi ve Sayın Erdoğan bunların hiçbirini dinlemiyor. Ben şu an Türkiye ekonomisinin en büyük sorunun Başkanlık sistemi ve Erdoğan olduğunu düşünüyorum. Naci Ağbal’ın kovulmasından, ‘faizler çok yüksek’ açıklamalarına kadar, sürekli olarak yanlış ekonomi bilgisiyle açıklamalar yaparak Türkiye’yi birbirine soktu. O gitmeden de bu işlerin düzeleceği konusunda en ufak bir umudum yok.’’
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***