10 büyükelçi krizine değinen Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, ortada bir özür olmadığını ifade ederek, tansiyonun düşmesinden memnun olduğunu belirtti.
KRT TV’de “Sisler Bulvarı” isimli programda gazeteci Saygı Öztürk’ün konuğu olan Davutoğlu, Osman Kavala Davası ve yargının bağımsızlığı meselelerinde kritik değerlendirmelerde bulundu.
Söz konusu ülkelerin açıklamasının özür gibi yansıtılmasını tekelleşen medyanın algı çalışmasına bağlayan Gelecek Partisi lideri, “Türkiye’de son dönemde yaşanan olayların ötesinde özellikle de medya tekeli dolayısıyla bir algı dünyası var. Hemen bu 10 büyükelçinin geri adım attığı gibi bir kanaat uyandırdılar. Ortada bir özür falan yok. Cumhurbaşkanı ‘Özür dilediler’ diye kendi hükmünü de vererek ‘istenmeyen adam’ kararından vazgeçildiğini açıkladı” dedi.
DAVUTOĞLU: BÜYÜKELÇİLER “YAPTIĞIMIZ İŞ DOĞRUDUR” DEDİ
Pastör Andrew Brunson ile gazeteci Deniz Yücel’in de serbest bırakıldığına işaret eden Ahmet Davutoğlu, “Madem vazgeçecektiniz, neden böyle bir açıklama yaptınız? Türkiye’nin caydırıcılığı kalmadı.” dedi.
Davutoğlu, Viyana Sözleşmesi’ne yapılan vurguyu da “Büyükelçiler ‘Osman Kavala açıklamasından geri dönüyoruz, Türkiye’de yargı bağımsızdır ve bizim müdahalemiz yanlış olmuştur’ demediler, açık bir şekilde ‘Bizim yaptığımız iş doğrudur ve Viyana Sözleşmesi’ne aykırı değildir’ dediler.” sözleriyle değerlendirdi.
AKP HÜKÛMETİNE 28 ŞUBAT HATIRLATMASI
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının temel hak ve hürriyetler noktasında yerel kanunların üstünde olduğuna işaret eden Davutoğlu, Türkiye’nin bu sözleşmeyi 1954 yılında imzaladığını vurguladı.
“1987 yılında Özal döneminde biz buna ‘Bireysel başvuru hakkı’ tanıdık. 2004’te de ‘Temel hak ve hürriyetler’ ile ilgili ise bir milletlerarası sözleşmenin kanunlardan üstün olduğu kabul edildi. Bu kararı veren TBMM’dir. Muhalefet partileri de buna destek verdiler.” diyen Davutoğlu, “Yani denmiş oldu ki ‘Bu insan hakları sözleşmesindeki hükümler söz konusuysa, bu konuda bir karar varsa biz buna uyacağız” ifadelerini kullandı. 28 Şubat döneminde de bu kararlara uyulmasının talep edildiğini belirten Davutoğlu, “Öyle bir algı oluşuyor ki, nitekim 28 Şubat döneminde başörtüsü yasağı söz konusu olduğunda da biz AİHM kararlarına uyulmasını istedik ve bu süreçler o zaman da bizim için bir referans noktasıydı.” diye konuştu.
Serbest Görüş:
“TÜRKİYE 12 EYLÜL’DE BİLE DÜŞMEDİĞİ DURUMA DÜŞECEK”
Avrupa Konseyi üyeliğinin Türkiye’nin demokratik standartlarını yükselteceğine dikkat çeken Davutoğlu, “30 Kasım’da Avrupa Konseyi’nde Türkiye’nin üyeliğinin geleceği konuşulacak. O bakanlar komitesinde bu demokratik standartlara 90’lı yıllara gelmiş ülkeler de var. Yani onlar oturacaklar ve Türkiye’nin üyeliğinin geleceğini konuşacaklar. Zillet bu işte. Türkiye’nin dosyasının oraya gitmesidir zillet. Kimse Türkiye’yi böyle bir duruma düşüremez. Türkiye’yi 12 Eylül’de bile düşmediği veya o günlerde düştüğü duruma düşürecek bir süreç işliyor.” yorumunu yaptı.
“SOROS İLE İRTİBATLI İSİMLER BEŞTEPE’DE”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tutuklu bulunan işadamı Osman Kavala için “Soros artığı” demesine değinen Davutoğlu, şöyle konuştu: “Ben hukukçu değilim, Kavala için suçlu da demem, suçsuz da demem. Mahkeme 4 yıl içinde “Türkiye’ye karşı böyle bir komplo yapan” birisi hakkında yeterli delil mi bulamadı, buldu da bu delilleri devreye mi sokamadı? Varsa delil açıklansın, fakat Soros’la irtibatlı herkes ile ilgili açıklansın. Soros’la irtibatlı olup Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi gibi ucube bir sistemi Türkiye’ye empoze eden ve hazırlayan bazı çevreler de araştırılsın. Soros böyle bir şey yapmışsa Beştepe’de geçmişte Soros’la irtibatlı olarak çalışmış kişilere de takibat yapılsın.”
Davutoğlu şunları kaydetti: “Herkes biliyor, bu Pelikan yapılanmasının içindeki bazı unsurların ve onunla ilişkilendirilen yapıların geçmiş Soros irtibatları araştırılsın. Soros eğer bir darbe planlamışsa bu bir tek Osman Kavala mı? Kimler varsa araştırılsın. Ama o zaman şu anda sistemin içinde en etkin konumda olduğunu iddia eden kişiler de bunun içine girmeye başlar. İstediğimiz kişiye “Sorosçu” diyeceğiz ve Soros’la geçmişte birlikte çalışmış olan, şu anda da etkin konumda ve süreçlerde bulunan kişileri de bunun dışında tutacağız. Olmaz.”
“BIRAKIN YÜZDE 30’LARI, AK PARTİ YÜZDE 20 BİLE DEĞİL”
Adalet ve Kalkınma Partisi’nde (AKP) erimenin büyüdüğünü söyleyen Ahmet Davutoğlu, desteğin yüzde 20’nin altına indiğini iddia etti.
Davutoğlu, “AK Parti’nin şu anda yüzde 30’ları bırakın, yüzde 20 bandında bile desteği olduğuna ben kani değilim. Bunu ifade etmek ayrı bir şey, hâlâ öyle bir korku ortamı var ki. Kırsalda sosyal destek alanlar ‘Farklı bir şey söylersek sosyal destek kesilir’ diye korkuyorlar. Ben onlara teminat veriyorum, hiçbir sosyal destek kesilmeyecek, artacak hatta. 5 müteahhide giden paraları biz alıp halka sosyal destek olarak vereceğiz. Bir yakını bir yerde görevlidir, memurdur, belediyededir, onu işten atarlar diye korkuyor, sorulduğunda ihtiyaten ‘AK Parti’ diyor.” yorumunda bulundu.
Davutoğlu, “Bu gidiş hükümeti götürür.” dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***