CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası’nın 123 milyar dolar olarak açıklanan rezervi ile ilgili olarak ‘bir senti bile Merkez Bankası’nın değil’ dedi. Kılıçdaroğlu ayrıca, “Yasal ölçüler içinde çalışan hiç kimseyi tehdit etmek benim haddim değildir. Ama ‘Mafyatik ilişkilere girenleri tehdit mi ediyorsun?’ diyorlarsa, evet onları tehdit ediyorum.” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, sosyal kimliklerin sorunlarını masaya yatırdıklarını, sağlıklı ve tutarlı çözümler ürettiklerini söyledi.
Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası’nın fiyat istikrarından sorumlu olduğunu ancak bunu sağlayamadığını, Türk lirasının “kar gibi eridiğini” savunarak, izlenen politikaların ve sıcak siyasetin Merkez Bankası’na müdahale ettiğini ve bankanın sağlıklı karar almasını engellediğini dile getirdi.
Merkez Bankası’nın temel görevlerini sıralayan Kılıçdaroğlu, para politikası araçlarını doğrudan kendisinin belirlemesi gerekirken bankanın bunu da yapmadığını iddia etti. Kılıçdaroğlu, “Saray müdahale ediyor ve Merkez Bankası’nın sağlıklı, tutarlı karar almasını engelliyor.” dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası’na yaptığı ziyareti anımsatarak, bu sırada banka personeline “Bankanıza sahip çıkın” dediğini aktardı. Merkez Bankası’nın bir kültürü ve çok iyi yetişmiş kadroları bulunduğuna da işaret eden Kılıçdaroğlu, “Çok iyi yetişmiş kadrolarını göz ardı edip, onları bankanın dışına itip dışardan eleman getirmek doğru bir yaklaşım değildir. Bankanın kültürünü mahveder ve bugünkü duruma getirir.” değerlendirmesinde bulundu.
“Bir senti bile Merkez Bankası’nın değil”
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarlık rezervine ilişkin süreci unutmadıklarını belirterek, bu tutarın kimlere hangi kurdan satıldığını bilmediklerini aktardı. Kılıçdaroğlu, “Merkez Bankası’nın kasasında 123 milyar dolar var” açıklamasını da hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben de bir yerden ödünç para alırım, çıkarır masanın üzerine koyarım, ‘Param var’ derim. Ama o para bana ait değil ki. Başkasına ait bir para. 123 milyar doların bir senti bile Merkez Bankası’nın kendi parası değil. O zaman şu soruyu, AK Parti ve MHP’ye geçmişte oy veren kardeşlerimin, kendisine, vicdanına, ahlakına, adalet duygusuna sorması lazım; ‘128 milyar dolar kime gitti?’ Bunun satışını Merkez Bankası değil başkası yaptı. Dolar, Türk lirası karşısında artıyor, Türk lirası kar gibi eriyor. Normalde Merkez Bankası’nın müdahale etmesi, dolar satması lazım. Kendi doları yok ki satsın. Başkasının doları, onu da satamıyor. İçine düştüğümüz çelişkiyi görüyor musunuz?”
Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası ile cumhuriyetin kurumlarına sahip çıkacaklarını vurgulayarak, Millet İttifakı’nın iktidara gelmesi halinde Merkez Bankası’nın saat gibi çalışacağını, sıcak siyasetin bankaya müdahale etmeyeceğini ve ekonominin en kısa sürede düzeleceğini iddia etti.
İktidarın tefecilere dünyanın faizini ödediğini öne süren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Erdoğan ‘şahsım’ hükümeti, bu tuzağın içindedir. Tefecilere hizmet eden bir siyasal iktidar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ekonomisini düzeltemez, sadece ve sadece tefeci sektörüne hizmet eder. 2003-2021 Eylül ayı itibarıyla bütçeden bu tefecilere ödenen para, 511 milyar 39 milyon dolar. 511 milyar doları tefeci sektörüne aktaranlar bunlar. AK Parti ve MHP’ye oy veren kardeşlerim diyecekler ki ‘Nereden çıkardın 511 milyar doları?’ Hazine’nin internet sitesine girin, görürsünüz. Her ay 2 milyar 271 milyon 284 bin dolar, her gün 74 milyon 680 bin dolar, her saat başı 3 milyon 111 bin dolar faiz ödeniyor. Bu ülkenin fakir fukarası, memuru, esnafı, sanayicisi, çöpten kağıt toplayanı, fırından ekmek alanı, herkes ödüyor. Bu saray beslemeleri ve şürekası, 5 kuruş faiz ödemiyor ama 83 milyonu Londra’daki bir avuç tefeciye teslim ettiler. Onun için hep birlikte bunlardan kurtulacağız. Az kaldı. Başkan diyor ya ‘Az kaldı’. Beraber sandığa gideceğiz ve bunları yolcu edeceğiz.”
“Bremen Mızıkacıları harekete geçti”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, hafta sonu paylaştığı bir videoyla devlet memurlarına yönelik açıklamalarda bulunduğunu anımsatarak, “Ben bunları söyledim, Bremen Mızıkacıları harekete geçti, saraydan başlayarak en aşağıya kadar. Vay efendim, devlet memurlarını tehdit ediyormuşum, vesayet özlemi içindeymişim, darbeci zihniyetmiş. Allah akıl fikir versin, bari usturuplu bir şey söyleyin. Ben ‘Hırsızlığa bulaşmayın, hırsızlık için kim talimat veriyorsa ona uymayın’ diyorum. Savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarmış, bulunmazsanız namertsiniz, bulunun. Daha görecekleri çok şey var. Demek ki ‘Hırsızlık yapın’ desem hakaret içermeyecek, hiçbir şey olmayacak.” sözlerini sarf etti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın, bu konudaki açıklamasını aktaran Kılıçdaroğlu, “Kimsin sen, devlet memuru ne zamandan beri senin çalışanların oluyor? Ne demektir bu? ‘Bizim talimat verip de malı götürdüklerimize dokunma, onlar bizim çalışanlarımız’ diyor. Bu lafı kullandığın andan itibaren toplumu bölüyorsun sen. Devletin memuru, devletin işini yapar, milletin hizmetindedir. Yasal ölçüler içinde konuşuyorum, kullandığım her cümlenin mutlaka kanunda bir yeri vardır. Bu kadar dikkat ediyoruz.” ifadesini kullandı.
“Erdoğan ailesinin vakıflarının ne kadar para topladığını bilmiyoruz”
Anayasaya göre, devlet memurlarının suç işlemeye yönelik emirleri yerine getiremeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, “Sarayın memurları ayrı, devletin memurları ayrı. Mafyatik ilişkiler içine girenler sarayın memurlarıdır. Talimatı oradan veya onların çocuklarının kurduğu vakıflardan alırlar. Devletin memurunun temel güvencesi yasalardır ve millete hizmet etmektir. Arada dağlar kadar fark var.” dedi.
Kılıçdaroğlu, “söz konusu video ile devlet memurlarını tehdit ettiği” yönündeki tepkileri hatırlatarak, şunları kaydetti:
“Yasal ölçüler içinde çalışan hiç kimseyi tehdit etmek benim haddim değildir. Kim devletine, milletine hizmet ediyorsa, hangi görüşten olursa olsun, benim başımın üstünde yeri vardır. Ama ‘Mafyatik ilişkilere girenleri tehdit mi ediyorsun?’ diyorlarsa, evet onları tehdit ediyorum. Kimsenin hakkını yedirmeyeceğim. ‘Kul hakkı yiyecek, her türlü rezilliği yapacak, mafyatik ilişkilere girecek, malı götürecek, Kılıçdaroğlu buna hiç ses çıkarmasın’. Niye ses çıkarmayayım? Sen ses çıkarmıyorsun zaten, malı götürenlerin sırtını sıvazlıyorsun. Balığın baştan kokacağını da çok iyi biliyorum.”
Kemal Kılıçdaroğlu, vakıfların kamu için çalıştığını, çalışanlarının da kendilerini gönüllü olarak topluma adadıklarını ve elde ettikleri gelirler ile harcamalarını kamuoyuna şeffaf şekilde açıkladıklarını dile getirerek, “Erdoğan ve ailesinin kurduğu vakıflar 83 milyondan ne kadar para topladı, yani devletin hazinesinden bu vakıflara kaç lira para ödendi? Bilen yok. Erdoğan ailesinin vakıflarının ister devletten, ister belediyelerden, ister tahsis edilen malların kiralarından ne kadar para topladıklarını bilmiyoruz.” diye konuştu.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***