İSTANBUL – Kobanê’de DAİŞ’e karşı verilen mücadeleyi anlatan Nû Jîn belgeseli nedeniyle hapis cezası verilen yönetmen Veysi Altay, “Kürt başarısı, Kürt kadınının başarısı zorlarına gidiyor” dedi.
Kobanê’de DAİŞ’in saldırılarına karşı verilen mücadelede yer alan bazı kadınların yaşamını konu alan Nû Jîn belgeseli nedeniyle yönetmen Veysi Altay ile belgeselin gösterimini yapan Batman Belediyesi Yılmaz Güney Sineması Müdürü olan ve daha sonra KHK ile görevinden ihraç edilen Dicle Anter hakkında açılan davanın 7 Ekim’de görülen duruşmasında karar çıktı. İstinaf Mahkemesi’nin bozma kararı üzerine yeniden görülen davada, Anter’e “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla 10 ay ceza verildi. Ceza, 6 bin TL’lik para cezasına çevrildi. Mahkeme, Altay’a da aynı gerekçeyle 1 yıl 15 gün hapis cezası vererek, cezada ertelemeye gitti.
Belgeselin yönetmeni Veysi Altay ve Dicle Anter, haklarında verilen kararları değerlendirdi.
CEZAYLA VERİLEN MESAJ
Yönetmen Altay, cezayla, “Siz Kürtler nerede iş yaparsanız yapın, sizi cezalandıracağız” mesajı verildiğini belirtti. Ülkedeki ırkçılığın sistemin bütün kurumlarının “gözünü kör ettiğini” söyleyen Altay, “Kürt gençleri, kadınları İŞİD’i bitirme noktasına getirdi. Belki de bu onların zoruna gitti. Kürt başarısı, Kürt kadınının başarısı zorlarına gidiyor” dedi. Ülke sınırları dışında verilen mücadeleyi konu alan belgeselin dahi cezalandırıldığına dikkati çeken Altay, “İçerik cezalandırılıyor. Bu konuyu ‘işlemeyin’ deniliyor. ‘Bizim size izin verdiğimiz ölçüde sinema, belgesel yapın’ mesajı veriyorlar” diye belirtti.
‘DERT ETMİYORUM’
“Eğer yaptığım iş cezalandırılıyorsa, kendimi doğru yerde konumlandırdığımı düşünüyorum” diyen Altay, şunları söyledi: “Bu sistemin ideolojik yapısına, geçmişinin ve bugününün düşüncesine katılmıyorum. Doğal olarak da devletin bireye karşı işlediği suçlarla ilgili çalışma yürütüyorum. 6 belgeselin 5’inde Kürdistan’da yaşanan kayıpların hikayelerini ya da Cumartesi Anneleri’ni anlattım” diye konuştu.
Ülkenin demokratik bir yapıda olmadığını vurgulayan Altay, şunları söyledi: “Bu sistem karşısında, onları teşhir etmeye çalışan şeyler yapıyorsanız doğal olarak cezalandırılırsınız. Bu cezalandırılma ya da sansür uygulamalarını dert etmiyorum. Böyle bir cezalandırmayı kendime nişane olarak algılıyorum.”
ANTER: BELGESEL TARİHİ BİR BELGE
Cezayı “abes bir durum” olarak nitelendiren Dicle Anter ise, “Ben belediye çalışanıyım. Belediyeye ait bir sinemada bu belgeselin galası yapılarak insanlara sunuldu. Onlar sinema benimmiş gibi ceza verdiler. Batman dışında da birçok yerde gösterime girdi fakat sadece burada dava açıldı” dedi.
Belgeselin bir gerçeklik üzerine çekildiğini ifade eden Anter, belgeselle DAİŞ’in insanlığa karşı işlediği suçlara karşı genç kadınların mücadelesini anlatıldığını kaydetti. Belgeselin tarihi bir belge olduğunu vurgulayan Anter, “Bu tür belgelerin ileriye aktarılması gerekiyor ki insanlar geçmişi bilsinler. Bu cezalar abes şeyler tabi ama bu siyasi bir konu. Bir de cezalandırılmam Musa Anter’in oğlu olmamdan kaynaklı olabilir. ‘Kobanê düştü düşecek’ diyen insanlar var bu ülkede. Kobanê düşmeyince baya tepki oldu” ifadelerini kullandı.
MA / Kadir Güney
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***