Kartal, “İsabetsiz kararları ile mahpusların ölümüne yol açan ATK ya bağımsız hale getirilmeli ya da lağvedilmeli” dedi.
Mazlumder, 4. evre kanser hastası Ayşe Özdoğan’ın, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin “hayati tehlikesinin bulunduğu” raporuna karşın Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) “cezaevinde kalabileceği” yönündeki raporuyla hapse gönderilmesine tepki gösterdi.
Ayşe Özdoğan hakkındaki raporu veren Adli Tıp Kurumu’nu masaya yatıran Mazlumder, “Ayşe Özdoğan Özelinde Türkiye’de Hasta Mahpuslar Meselesi, Adli Tıp Kurumu ve İnfaz Erteleme Uygulaması” başlıklı bir rapor hazırladı. Genel Başkan Avukat Kaya Kartal’ın imza attığı raporda, Adli Tıp’ın verdiği birçok olumlu rapor sonrasında çok sayıda mahpusun yaşamlarını yitirdiklerinin altını çizdi. Raporda, “Hasta mahpus Ayşe Özdoğan, binlerce olduğunu ifade edebileceğimiz ağır hasta mahpustan birisi olarak, cezaevinde oldukça elverişsiz şartlar altında tutulmaya başlanmıştır” denildi.
ADLİ TIP KURUMU ADALET BAKANLIĞI’NA BAĞIMLI
“Ayşe Özdoğan Özelinde Türkiye’de Hasta Mahpuslar Meselesi, Adli Tıp Kurumu ve İnfaz Erteleme Uygulaması” başlığı ile Adli Tıp Kurumu üzerine bir değerlendirme yapan Mazlumder Genel Başkanı Av. Kartal, 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile ATK’nın yapı, görev ve yetkilerini düzenleyen maddeleri yürürlükten kaldırıldığını hatırlattı. ATK’nın doğrudan Adalet Bakanlığı bünyesinde tesis edilmiş bir kurum olmasının daha işin başında verdiği raporları şaibeli hale getirdiğini vurgulayan Kartal, bu kadar önemli ve hayati görevleri yüklenmiş bir kurumun idari ve mali olarak özerk olması, iç işleyişinin ve dışa karşı verdiği görüntünün bağımsız ve tarafsız olmasının temel, hukuki ve akli bir zorunluluk olduğunu kaydetti.
ATK, BİNLERCE HASTA MAHPUSLA İLGİLİ GÜVENİLİR OLMAYAN RAPOR DÜZENLEDİ
Ayşe Özdoğan hakkında Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin “hayati tehlikesi bulunduğu, hayatını yalnız idame ettiremeyeceği, hükmün infazının tedavi boyunca ertelenmesi” yönündeki raporuna karşın ATK’nın ters yönde rapor verdiğini belirten Kartal, “Mesele tek başına hasta mahpus Ayşe Özdoğan’dan ve Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinin raporuna rağmen ATK tarafından verilen cezaevinde kalabileceğine ilişkin olumsuz rapordan ibaret değildir. Türkiye’de binlerce ağır hasta mahpus yönünden ATK’nın insan hakları gönüllüleri, hukukçular, tıpçılar ve toplum kesimleri tarafından tatmin edici ve güvenilir bulunmayan raporları ile sorunun daha köklü ve büyük olduğunu ifade etmek gerekir” dedi.
“SAĞLIKLI RAPORLARI” CEZAEVİNE ULAŞMADAN MAHPUSLAR ÖLÜYOR
ATK’nın kendi içerisinde bile çelişkili ya da isabetsiz raporlara imza atabildiği, “hayati tehlikesi yoktur” dediği mahpusların raporlar cezaevine ya da ilgili savcılığa ulaşmadan hastalıkları sebebiyle vefat edebildiğini dile getiren Kartal, “Uygulamada hakkında olumsuz rapor verilen mahkumların kısa süre sonra hastalık sebebiyle cezaevinde vefat etmesi ya da hastalık çok fazla ilerledikten sonra verilen olumlu raporların üzerinden fazla zaman geçmeden infazı ertelenen mahpusun evinde ya da hastanede vefat etmesi sebebiyle isabetsizliği bir insanın canını vermesi ile tescil edilen raporlar kurum mevcut yapı ve bakış açısıyla devam ettikçe korkarız ki varlığını devam ettirecektir” dedi.
ATK YA BAĞIMSIZ HALE GETİRİLMELİ YA DA LAĞVEDİLMELİ
ATK’nın yıllardır benzer tartışmalı kararlarıyla gündem olduğunu vurgulayan Kartal, “İsabetsiz olduğu cezaevlerinde yaşanan ölümlerle ortaya çıkan raporlarla istikrarlı şekilde gündeme gelen ATK, mevcut bağımlı kurumsal yapısından başlayarak değişmeli ya mali ve idari özerkliğe sahip bağımsız ve tarafsız bir kurum haline getirilmeli ya da görevini tam teşekküllü üniversite ve devlet hastanelerine bırakmak suretiyle lağvedilmelidir” dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***