Brüksel’de Avrupa Parlamentosunun önünde hasta tutukluların serbest kalması için yapılan çağrıya duyarsız kalmayan aktivistler yağmur altında eylem yaptı. Türkiye’de hapiste bulunan yüzlerce hasta için adalet talebinde bulunuldu. İnsan yaşamının temel hak olduğuna vurgu yapıldı. ‘Ayşe Özdoğan’ı öldürmeyin’, ‘Siyasi tutukluların yaşam hakkını koruyun’, ‘Tüm siyasi tutukluları serbest bırakın’ mesajları verildi.
Yapılan açıklamada, “Türkiye’de yargı, hükümet muhalifleri için silaha dönüştü. Ağır hasta, engelli, tecrit nedeniyle akıl sağlığını kaybetmiş onlarca tutuklu parmaklıklar ardında tutularak, henüz özgürlüğünü kaybetmemiş muhalifler için gözdağına dönüştürüldü. Hepimizin bakışları arasında ölüme sürüklenen Ayşe Özdoğan bunun en acımasız örneği” denildi.
Ayşe Özdoğan, yasal bir eğitim kurumunda çalışmasına ve hiçbir şiddet eylemiyle ilgisi olmamasına rağmen terör suçlamasıyla tutuklanan bir öğretmen ve şimdi de yaşam hakkı elinden alınıyor. Dördüncü evre kanser teşhisi konulan Ayşe Özdoğan, defalarca ameliyat geçirdi. Yüzünde ve ağzında sürekli kanayan yaraları nedeniyle ancak şırınga ile beslenebilecek haldeyken, doktorlarının cezaevinde kalamaz raporuna rağmen tutuklandı ve şu an cezaevinde ölüme terkedilmiş durumda.
Yaşamak en temel haktır
Bildiride yaşam hakkının kutsal ve temel olduğu vurgulandı:
“Avrupa Birliği Temel Haklar Bildirgesi’nde ifade edildiği gibi, herkes, sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkına sahiptir. Kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz. Buna rağmen, tamamen siyasi nedenlerle tutuklu olanlar, hastaneye gitmeleri icin günlerce bekletilmekte, kelepçeli muayeneye zorlanmakta, sedyelere ve hastane yataklarına kelepçelenmektedirler. Hapishane şartları altında gerekli tibbi destegi alamayan ve tedavisi yapilmayan hasta tutukluların, sağlık durumları gittikçe daha da kötüleşmekte, ancak ölüm sınırına geldiğinde tahliye edilmektedirler.”
Ölümlerden sorumlusunuz
Bir çok hasta mahpusun ancak ölümün eşiğine geldiğinde tahliye edildiğinin ve maalesef tahliye edildikten kısa bir süre sonra da yaşamını yitirdiklerinin altı çizildi. Buna dur demek için toplandıklarını belirten kalabalık bu yaşanan ölümlerden hakimler, savcılar, Adalet Bakanlığı ve Adli Tıp Kurumunun birinci dereceden sorumlu olduğunu belirtti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***