Remzi BUDANCİR
ARTI GERÇEK- Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nın (DTSO) ev sahipliğinde Diyarbakır’ın tarihi Keçi Burcu’nda açılan sanatçı Ahmet Güneştekin’in “Hafıza Odası” sergisi ile ilgili tartışmalar sürüyor. “Hafıza Odası” isimli sergide “Analar duvarı”, “Kayıp Alfabe”, “Yoktunuz”, “Hafıza tepesi” ve “Çürüme” gibi eserler yer aldı.
Sergiye davet edilen isimler kadar, bazı davetlilerin çürüme adlı eser olan tabutların önünde poz vererek fotoğraf çekmesi tartışma konusu oldu. Sergiye ev sahipliği yapan Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya ve Sanatçı Ahmet Güneştekin Diyarbakır’da basın toplantısı düzenleyerek eleştirilere cevap verdi. Basın toplantısında Kaya ve Güneştekin’e sanatçı Şener Özmen’de eşlik etti. Sur ilçesindeki tarihi Saklı Konak’ta düzenlenen toplantıya gazeteciler yanı sıra Diyarbakır’daki STK’lar da katıldı
KAYA: AMACIMIZ KİMSEYİ ÜZMEK DEĞİL, ÖZÜR DİLİYORUZ
Toplantının açılış konuşmasını yapan DTSO Başkanı Mehmet Kaya, serginin Diyarbakır’dan önce bir çok kentte düzenlendiğini hatırlattı. Keçi Burcunda açık olan sergiye çok fazla ilgi olduğunu ifade eden Kaya, sergiye ilişkin sosyal medyada birçok tartışma yaşandığını söyledi. Sergiye eleştiri konusu olan tabutlar arasında fotoğraf çektirilmesine de değinen Kaya, bu tür davranışları tasvip etmediklerini söyleyerek, “Burası önemli travmalar sürecini yaşadı. Bu serginin özünde bir yüzleşme, hafıza odası sergisi. Bu bölgede incinen, travma yaşayan insanları birazcık ta olsa üzdüysek o anlamda kesinlikle Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası olarak özür diliyoruz. Kesinlikle amacımız bir tek kişinin bile üzülmesi değil, temel hedefimiz geçmişte yaşananları tüm topluma bu acıları göstermek” dedi.
GÜNEŞTEKİN: HASSASİYETİ BİLSEYDİM ÖNCEDEN HEPSİNİ UYARIRDIM
Sanatçı Ahmet Güneştekin, sergi ile ilgili kendisine yöneltilen eleştirilere cevap verdi. Hafıza odası sergisinin 10’uncu yaşında olduğunu hatırlatan Güneştekin, eleştiri ve tartışmalardan sonra sergiye olan ilginin daha da arttığını söyledi. Öncelikle sergide yer alan eserler hakkında bilgi veren Güneştekin, tabutlarla poz verilmesi ile ilgili eleştirilere değindi. Hiç kimsenin organizasyonda olabilecek aksaklığa izin vermeyeceğini ifade eden Güneştekin, “Gelen misafirlere nerede ne sergilenir, orada ne hassasiyet gösterilir açıkçası hiçbirimiz söylemedik. Hiçbirimiz söyleme gereği bile duymadık. Bilseydik buradaki hassasiyetleri belki daha farklı olabilirdi. İnsanların orada fotoğraf çekmemelerine tabii ki müdahale edemem ama buradaki hassasiyeti bilseydim önceden hepsini uyarırdım” dedi.
‘ONLAR TABUT DEĞİL, SANAT ESERİ’
Sergideki çürüme ensalasyonun sadece Diyarbakır’ı değil, tüm Türkiye’yi anlattığını ifade eden Güneştekin, “Türkiye’nin yüz yıllık hafızasından önemli bir bölümü, 40 yıllık bir bölümü bu coğrafyadadır. En büyük acılar bu coğrafyadır. Benim tabi ki ekstra hassasiyetim var. Burası benim coğrafyam. Orada 81 vilayeti temsilen o ensalasyonu yaparken kendimce bir ayrıcalık yaptım. 34 Roboskiliyi o ensalasyonun tepesine koydum. Benim için önemliydi. Hem yaşarken tanıklık ettiğim bir trajediydi, hem de o insanlar 45 dakika boyunca Türk Silahlı Kuvvetlerinin gelişmiş uçaklarıyla bombalandılar. Paramparça oldular. Benim hafızamda derin bir iz bıraktı. İnsanlar görmediler, orada benim ne yapmaya çalıştığımı anlamadılar. Her şeyden önce onlar tabut değil, onlar sanat eseri. Hala bu kadar fırtına koparken, iddia ediyorum beraber sessizce gidelim tabutların yada kayıp alfabenin önünde insanlar fotoğraf çekiyor. Onu önleyemezsiniz. İmkânı yok. Onlar sanat eseri ve insanlar seviyor” diye konuştu.
GÜNEŞTEKİN: RENKLER BENİM PRATİĞİMDİR
Kendisine yöneltilen eleştiriler arasında renkler olduğunu ifade eden Güneştekin, renklerin kendisinin pratiği olduğunu söyledi. 50 yıldır aynı renkleri kullandığını ifade eden Güneştekin, “Ben renklerimi değiştiremedim ki. Yok ‘Tabutlar siyah olur’. Buna sen mi karar veririsin. Ben sanat yapıyorum, istediğim rengi kullanırım. Ayrıca hangimiz ölüsünü toprağa defnettiğinde onu kaderine bırakıyor. Hangimiz onun toprağına çiçekler ekmiyor, bitkiler ekmiyor, cennet bahçesine çevirmiyoruz. Hangimiz o tabutun üstüne kırmızı, sarı yeşil renklerle kumaşlar, örtüler, tülbentler asmıyoruz. Hangimiz gelin duvağı asmıyor. Sonuçta herkes renkle ifade ediyor. Renk kötü bir şey değil. Eğer kötü bir şey olsaydı Kürtler binlerce yıldır sarı kırmızı yeşil renkleri kullanmazdılar. Benim en büyük özelliğim renklerim. Benim sanat pratiğim bu renklerledir. Kayıp alfabeye gidip bakın, tabutlarla aynı renkledir. Resimlerime bakın hepsi aynı. Renk hayatımızın bir parçasıdır. Ben renklerin yok olduğu bir dünya istemem” dedi.
ÖZMEN: MANİPÜLASYON YAPILIYOR
Sanatçı Şener Özmen, Ahmet Güneştekin’in Kürt kimliğine dikkat çekti. Türk küratörlerin Ahmet Güneştekin’in neden bu coğrafyadan çıktığını sorduğunu ifade eden Özmen, sanatçının bu anlamda sorun yaşamaya devam ettiğini söyledi. Sosyal medyada Güneştekin ile ilgili paylaşımları manipülasyon olarak nitelendiren Özmen, “İşlerini ister sevin ister sevmeyin ama dikkat edin, hangi paylaşım Ahmet’in ürettikleri ve bu sergiye koydukları üzerinden konuşuluyor. Peki, nasıl oluyor da Türkiye’de bir araya gelmesi hayal bile edemeyeceğimiz kesimler bir sergi etrafında buluşabiliyor? Nasıl bir ağızdan topa tutabiliyor bu sergiyi. Ahmet benim anlatmama gerek yok. Ahmet tanınmış bir sanatçı. İstanbul’daki kültür kurumlarının tamda bu yüzden ilişki kurmak istemediği bir dönemde çıktı. Politik duruş olarak hangisi kayıp alfabeyi yaratacak kadar öne çıkabildi. Bu riski alabildi” dedi.
ANNELER SERGİYİ GEZDİ
Basın toplantının ardından Güneştekin, toplantıya katılan isimlerle birlikte sergi alanına geçti. Sergide yakınlarını 1990’lı yıllarda çocukları, yakınları kaybettirilen Kayıp Yakınları anneler vardı. Anneler sergiyi gezerken, Ahmet Güneştekin kayıp alfabe çalışmasını ve diğer eserleri annelere anlattı. Bazı anneler gözyaşlarına hakim olamadı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***