Türkiye’nin virüs benzeri parçacık (VLP) temelli ilk yerli Covid-19 aşısını eşi Prof. Dr. Mayda Gürsel ile birlikte geliştiren Prof. Dr. İhsan Gürsel, aşıya olan tereddüte ilişkin olarak, “Görünmeyen bir düşmana karşı savaşıyoruz. Bu bizim için bir sıkıntı ve herkesin aşı olması lazım. O nedenle Türk aşısını beklemenin bir anlamı yok” ifadelerini kullandı.
TÜBİTAK Covid-19 Türkiye Platformu çatısı altında, Ankara Onkoloji Hastanesi’nde çalışmaları sürdürülen VLP aşısının 2’nci faz gönüllülerine yapılan aşılamaları 13 Ağustos’ta sona erdi. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) aşı adayı listesinde yer alan yerli Covid-19 aşısının, Delta varyantına karşı da test edileceği 3’üncü faz aşamasına yakın zamanda başlanması planlanıyor.
Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. İhsan Gürsel, eşi ODTÜ Biyolojik Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mayda Gürsel ile birlikte yürüttükleri VLP temelli yerli aşı çalışmalarında gelinen son noktayı AA muhabirine anlattı.
Yerli VLP aşısı, Faz 3 aşamasında Delta varyantına karşı denenecek
Prof. Dr. Gürsel, Faz 2 aşamasında, 21 gün arayla iki aşılama dozunun bütün gönüllülerde tamamlandığını, son aşıdan sonra 15’inci gün ve 1 ay sonraki örneklerinin toplandığını, biriktirildiğini ve aynı anda akredite merkezlerde akredite kitlerle analizlerinin yapıldığını anlattı.
Burada hem hücresel hem de antikor denen sıvısal bağışıklık düzeylerinin tayin edileceğini aktaran Gürsel, “Bağımsız veri izleme komitesi var. Çalışmamızı takip eden bilimsel bir kurul. Önce onlara rapor sunacağız. Onlar değerlendirecek. Bu arada, Faz 3 ürünlerimizi ve kalite dosyamızı, Faz 3 klinik protokol dosyamızı hazırlıyoruz. 3 dosya sunmamız lazım. Klinik etik kurulumuza başvurmamız gerekiyor. Faz 3 ürününün kalite dosyasının hazırlamamız lazım. Bir de araştırma broşürü dediğimiz bu 3 dosyayı hazırlayıp, bağımsız veri izleme komitesinin ara sonuçlarına dayanan raporuyla birlikte Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’na (TİTCK) başvurmamız lazım. Onlar bu verileri inceleyip, aşının kaliteli olarak üretildiğiyle ilgili verileri de inceledikten sonra eğer ‘Uygundur.’ kararı verirlerse Faz 3’e de başlamayı planlıyoruz.” bilgisini verdi.
Varyantlara karşı da denenen yerli VLP aşısında şu an İngiliz varyantının kullanıldığını belirten Gürsel, “Delta hazırlandı. Onunla Faz 3’e başvurmayı planlıyoruz. Bunun yanında yine İngiliz varyantını da devam ettirmeyi planlıyoruz. Faz 3 klinik protokolümüzde bunlar yer alacak. Bunların koruyuculuğunu veya başka bir aşıya karşı ne kadar iyi ya da ona karşı hangi düzeyde olduğunu da Faz 3’te göstermemiz gerekecek. Bu çalışmaları sürdüreceğiz Faz 3 onayı alınca.” dedi.
Faz 2’de hiçbir ciddi yan etkiyle karşılaşılmadı
Prof. Dr. İhsan Gürsel, Faz 2 aşamasında gözlemlenen sonuçlara ilişkin şunları kaydetti:
“Klinikten aldığımız bilgiye göre, aşının vücut tarafından kabul edildiği, tolerans düzeyinin çok iyi olduğu, güvenilirliğiyle ilgili hiçbir ciddi yan etkisinin olmadığı bildirildi. O açıdan Faz 1’in devamı olarak güvenilirlikle ilgili verilerimizin iyi düzeyde olduğunu öğrenmiş durumdayım. İmmünolojik değerler ise Faz 1’deki gibi yine aşıyı alan gönüllülerin oluşturduğu immün tepkiler benzer düzeyde oluşmuştur. Bu çalışmalar daha tamamlanmış değil. İyi düzeyde, Faz 1’dekine benzer düzeyde ilerliyor. Elde ettiğimiz verilere göre şu anda, İngiliz varyantı -beklediğimiz gibi- Wuhan suşundan daha etkin. Bir de bunun kombinasyonunu yapmıştık. Ama bunlar tamamıyla bitmiş değil. Hücresel yanıtlarımız da Faz 1’de olduğu gibi yine güçlü. Antikor yanıtlarının da o düzeyde olacağını öngörüyoruz. Ama bu analizler tamamlanmış değil.”
Prof. Dr. Gürsel, aşı karşıtlığına da değinerek, aşıya yönelik yanlış bilgiyi düzeltmenin çok zor olduğunu vurguladı. Bazı kişilerin, “Yakınım iki doz aşı oldu ama vefat etti.” ifadelerine işaret eden Gürsel, bu insanların, aşı olmasaydı ölen sayısının belki daha fazla olacağının hesabını yapmadıklarını söyledi.
“Aşıya olan tereddüt, aşı ve bilim karşıtlığı sadece ülkemizde değil dünyada da artmış durumda.” diyen Gürsel, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Amerika da bundan inanılmaz derecede sıkıntı çekiyor. Aşıya milyarlarca dolar yatırmış olmalarına rağmen politik bir görüş nedeniyle artık bu iş o kadar politize oldu ki. Bir grup insan ne maske takıyor, ne aşı oluyor. Bunun özgürlükle alakası yok. Ben maske takmayarak başkasını öldürme hakkına sahip değilim. Görünmeyen bir düşmana karşı savaşıyoruz. Bu bizim için bir sıkıntı ve herkesin aşı olması lazım. O nedenle Türk aşısını beklemenin bir anlamı yok.”
Gürsel, VLP temelli yerli aşının yaygın kullanıma ne zaman geçebileceğine dair ise çalışmaların beklendiği yönde gitmesi halinde bunun 2022’nin ocak-şubat aylarında olabileceğini söyledi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***