AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en yakın çalışma arkadaşlarından biri olan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın açıklamalarını değerlendiren yandaş yazar Nagehan Alçı, “Türkiye hiç olmadığı kadar sekülerleşmiş bir toplum oldu AK Parti döneminde.’’ dedi.
Önceki hiçbir Diyanet İşleri Başkanı’nın bu kadar tartışmalı açıklamalar yapmadığını ifade eden HaberTürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı, Ali Erbaş’ın tüm Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en keskin açıklamalar yapan Diyanet İşleri Başkanı olduğunu düşündüğünü ifade etti.
HaberTürk yazarı Nagehan Alçı, son olarak “İnanç; adalete, yargıya yansımasın istiyorlar, ortalığı ayağa kaldırıyorlar” sözleriyle gündeme gelen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın son dönemdeki açıklamalarıyla ilgili olarak, “Üzülerek ifade etmeliyim ki Ali Erbaş görevini kutuplaştırıcı ve ayrımlaştırıcı bir dille ifa ediyor. Sayın Erbaş’ın bu noktada bir özeleştiri yapması gerekiyor” yorumunu yaptı.
Alçı, son döneme bakılığında Ali Erbaş’ın “kapsayıcı ve kuşatıcı” bir Diyanet İşleri Başkanlığı yapmadığını söyledi.
“Peki Erbaş neden 2021 Türkiye’sinde bu sert ve keskin açıklamaları yapıyor?” diyen Alçı, şu ifadeleri kullandı:
“Üzülerek ifade etmeliyim ki Ali Erbaş görevini kutuplaştırıcı ve ayrımlaştırıcı bir dille ifa ediyor. Sayın Erbaş’ın bu noktada bir özeleştiri yapması gerekiyor.
Peki Erbaş neden 2021 Türkiye’sinde bu sert ve keskin açıklamaları yapıyor?
Bence burada psikolojik bir analiz yapmak gerekir.
Tüm veriler ortada. Türkiye toplumu hızla sekülerleşiyor.
AK Parti döneminin toplumu daha İslamileştireceğini ve “şeriat rejimi”ne gideceğimiz paranoyasını hep söyleyen laikçi kesim de bu noktada apaçık yanıldı.
Türkiye hiç olmadığı kadar sekülerleşmiş bir toplum oldu AK Parti döneminde.
Bu 19 senede daha da sanayileştik, aşırı kentleşerek yüzde 90’ı metropollerde yaşayan bir toplum olduk.
Sekülerleşme ve diğer bir deyimle dinden uzaklaşma 2020’lerin sosyolojik realitesi.
Bana göre Ali Erbaş’ın söyleminin radikalleşmesi ve genel olarak kimi İslamcı kesimlerin sertleşmesi bu sekülerleşme gerçeğini inkar etme ve de inkar etmek istedikleri bu hakikate karşı aşırı tepki vermekten kaynaklanıyor.
Aslında hem baskıcı ve yasakçı laikçiler hem de radikal İslamcılar yanıldıklarını inkar ediyorlar.
Maalesef hala her iki taraf da toplumu germeye devam ediyor.
Aslında bugünkü Türkiye’de İslamcı siyasal ideoloji merkezde bir akım da değil.
Ülke şu an dört ideolojinin bir ortak koalisyonuyla yönetiliyor.
Mevcut rejime karakterini veren şey dört politik ideolojinin birlikteliği: Milliyetçilik, muhafazakarlık, İslamcılık ve ulusalcılık…’’
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***