Nevin İpek’in anlattıklarına göre olay 12 Haziran 2019’da Londra’darki büyük bir alışveriş merkezinde gerçekleşiyor. Nevin İpek, “Mağazada sadece kadınlara ayrılmış bir bölümde oturuyordu. Yanına gittim. “Oteli almışsınız Osman bey, doğru mu?” diye sordum. “Yooo” dedi. “Ben Akın İpek’in eşiyim” dememle birlikte anında telefonuna saldırdı. O anı size anlatamam. Gözlerinin korkudan yerinden çıktığını gördüm. Bir şey yapacağımı zannetti galiba. Ne yapabilirim ki ben.” ifadelerini kullandı.
“TAM ÇIKACAKKEN, 5 YILDIR TUTUKLU OLAN TEKİN ABİM AKLIMA GELDİ”
Nevin İpek, Osman Gökçek’i ilk kızının fark ettiğini ve kendisine söylediğini anlatıyor. Mağazadan ayrılmaya karar verdiklerini ancak kapıdan çıkarken aklına 5 yıldır tutuklu Bulunan Tekin İpek’in geldiğini söylüyor. Nevin İpek, ardından şunları söylüyor:
“Tekin abi aklıma gelince gözüme perde indi, dünya durdu derler ya… Yanına gittim. Dokunmadım ben ona. Programında omzuna dokunduğumu söylemiş, dokunur muyum! Sadece “Osman naber” dedim. Bakar mısınız da demedim. Döndü bana baktı. “Merhaba” dedi, ayağa kalktı, hatta önünü ilikler gibi yaptı. “Ne yapıyorsun burada?” dedim. “Çok pardon sizi tanıyamadım.” dedi. Ben ilk önce tanıyamamasına anlam vermedim, yalan söylüyor zannettim.”
“GÖZLERİ KORKUDAN YERİNDEN ÇIKACAK GİBİ OLDU”
“Şahsen tanışıyoruz. Ben çok gördüm kendisini. Ankara’daki evimize, bahçeye gelip giderlerdi. Hiçbir yerden eksik değillerdi zaten. Telefonda konuşuyordu. Konuştuğu kişiye “Ben seni arayayım” deyip telefonu kapatmaya çalışıyordu ki, ben “Yo yo devam edin, sonra da konuşabiliriz, acelem yok” dedim.
O sırada yani 2019 yılında, gazeteci Murat Ağırel, Gökçek ailesinin bizim oteli aldığına dair haberler yapıyordu. Fakat haber Gökçek ailesi tarafından hiçbir şekilde ne yalanlanıyor ne doğrulanıyor. Sessiz kalıyorlardı. “Oteli almışsınız Osman doğru mu?” diye sordum. “Yooo” dedi. Aynen böyle tepki verdi. Sonra “Ben Akın İpek’in eşiyim” dememle birlikte anında telefonuna saldırdı. O anı size anlatamam. Gözlerinin korkudan yerinden çıktığını gördüm. Bir şey yapacağımı zannetti galiba. Ne yapabilirim ki ben.
“KIZIMIN SÖYLEDİKLERİNİ SANSÜRLEMİŞLER”
Adımı söyleyince o zaman kayıt altına alalım dedi ve telefonu açtıktan sonra bir anda bağırmaya başladı, alışveriş merkezinin ortasında. “Siz bana bir şey yapamazsınız, f.töcü bunlar, vatan haini bunlar.’ diye barım barım bağırmaya başladı. Kızım arkamdaydı. Orada Esra’nın söylediklerini sansürlemişler.
ESRA İPEK: NE VATANI, VATAN MI KALDI; HER ŞEYİ ÇALDINIZ
Esra “Ne vatanı ne vatanı…” dedikten sonra, sansürlediği kısımda “Vatan mı kaldı, vatan mı bıraktınız, her şeyi çaldınız çırptınız, mahvettiniz, vatan mı bıraktınız?”
Aşağı yukarı bu minvalde cümleler söylüyor. Sonrasında güvenlik geldi. “Rahatsız mı ediliyorsunuz?” diye sordular. Ben de “Evet” dedim. Onun yanına gittiler. Daha sonrasını bilmiyorum, ayrıldık zaten. Ama ben omzuna dokunmuşum, telefonu kapat demişim, bunlar doğru değil. Hayal gücünü kullanmış.
“TELEFONU ÇIKARINCA BAĞIRMAYA BAŞLADI”
“Telefonunun kamerasını açtıktan sonra avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı. O zamana kadar normal normal konuşuyorduk. Ben oteli sorunca şok oldu. Sonra da deliler gibi bağırmaya başladı. Sonra ben geri dönüp ‘bir sakin olun” demişim. Allah’tan videoda orası var. Bunlardan her şey beklenir. Her türlü yalan, iftira, her şey… Ekrana çıkıp bu şekilde konuşması kolay. Hakikaten oraya çıkıp, kafalarından bir şeyler uydurup iftiralar atabiliyorlar. Allah’a havale ediyorum kendisini. Ben beddua da etmiyorum. Allah bildiği gibi yapar kendilerini.
“KENDİSİNİ İSPATLAMAYA ÇALIŞIYOR”
Programda söylediklerine bakılırsa “f.töcü” olmadığını kanıtlamak için çektiği anlaşılıyor. Doğrusunu isterseniz ilk defa böyle bir şeyle karşılaşıyorum. Bir süre tanıtmadım kendimi, o süre içinde pek bir saygılı hafif ürkekti. Oteli sordum kendimi tanıtınca bağırmaya başladı, ben de şaşırdım doğrusu, bu kadar korkak olabileceğini hiç düşünmemiştim. Sırf o videoyu çekmek için de avazı çıktığı kadar bağırmış olabilir ama gözleri komikti doğrusu.
Röportajın tamamı burada
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***