Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, enflasyonun yalnızca Türkiye’de değil, dünyada da artış eğiliminde olduğunu söyledi.
Finansın Geleceği adlı konferansta konuşan Kavcoğlu, “Küresel üretim talep artışına yetişemedi. Salgın döneminde ülkeler kamu harcamaları ve teşviklerle ekonomilerini destekledi. Pandemi krizi 2008’i geride bıraktı, daha maliyetli oldu” dedi.
Merkez Bankası’nın faiz indirimi kararıyla, salgının ekonomik etkilerini sınırlamaya dair ilk tedbirini uygulamaya aldığını söyleyen Kavcıoğlu “Bu pakette öncelikle bankaların TL ve yabancı para likidite yönetiminde esneklik sağlanarak öngörülebilirliğin artırılmasına çalışıldı” dedi.
Kavcıoğlu, Merkez Bankası’nın döviz rezervlerine değinerek swap ve reeskont kredileri gibi unsurların döviz rezervlerine olumlu katkılar vererek rezervleri 120 milyar doların üzerine çıkardığını ifade etti.
Konuşmasında gıda fiyatlarına da değinen Kavcıoğlu Türkiye’nin gıda fiyatlarında en çok artış yaşanan ülkelerden biri olduğunu ama fiyat artışlarının talep kompozisyonundaki normalleşme, arz kısıtlarının hafiflemesi ve baz etkilerinin devreden çıkmasıyla gerileme kaydedeceğini söyledi. Kavcıoğlu, gıda fiyatlarına ilişkin şunları kaydetti:
“Türkiye, ülkelerarası bir değerlendirme yapıldığında fiyatların en çok arttığı ülkeler arasında yer almaktadır. Tabloda, Ağustos ayında gıda enflasyonunun son üç yılın ortalamasından oldukça yüksek gerçekleştiğini görüyoruz.”
“Varyantlar belirsizliklerin sürmesinde etkili oluyor”
Kavcıoğlu, tüm merkez bankaları gibi salgının seyrine dair gelişmeleri ve küresel ekonomiye etkilerini yakından izlediklerini dile getirerek “Sonuç olarak gerek kapanma sürecinde gerekse hala içerisinde olduğumuz normalleşme sürecinde merkez bankalarının önemli rol üstlendiğini görüyoruz. Finansal sistemin işlemeye devam etmesi, gerek bankacılık gerekse reel sektörün salgın koşulları nedeniyle gördükleri hasarın en aza indirilmesi, kapanmaların ekonomik ve sosyal maliyetleri gibi konularda merkez bankası politikalarının oldukça etkili olduğu geride bıraktığımız dönemde açıkça görüldü” dedi.
Son dönemde vaka sayılarının yeniden artmasına sebep olan virüs varyantları değerlendirmelerde öne çıktığını dile getiren Kavcıoğlu, bu varyantların salgının seyri konusundaki belirsizliğin sürmesine yol açtığını dile getirdi.
Kavcıoğlu aşılamanın küresel olarak hızlanarak devam etmesinin ekonomik normalleşme açısından kritik öneme sahip olduğunu belirtti.
“Yılın ilk yarısına ilişkin veriler, büyümedeki olumlu görünümün devam ettiğini gösteriyor”
Türkiye’nin, 2020 yılında pozitif büyüme kaydeden iki ekonomiden biri olduğunu hatırlatan Kavcıoğlu, şöyle konuştu:
“2021 yılı ilk yarısına ilişkin açıklanan veriler, büyümedeki olumlu görünümün devam ettiğini gösterdi. Avrupa’daki aşılamaya ilişkin olumlu görünüm, turizm ve dış talep kanalları aracılığıyla ekonomimize yansıyor. Bu çerçevede net ihracat da büyümeye olumlu katkı vermeye devam ediyor. Yüksek frekanslı veriler, açılmanın etkisiyle işgücü piyasasında da toparlanmaya işaret ediyor. Hizmetler sektöründe son dönemde güçlü bir istihdam artışı ile salgın dönemi kayıplarının tamamen telafi edildiğini gördük. Ayrıca güçlü giden ihracatın da yardımıyla, sanayi sektörü istihdamının son dönemde diğer alt kalemlere göre daha da olumlu seyrettiği dikkat çekiyor.”
“Döviz rezervleri 120 milyar doların üzerine çıktı”
Şahap Kavcıoğlu, döviz rezervlerine ilişkin olarak ise şöyle dedi:
“Rezervlerdeki iyileşme öngörülerimiz ile uyumlu seyrediyor. Rezervlerimiz 85-90 milyar ABD doları seviyelerinden yaklaşık 30 milyar ABD doları artışla 120 milyar ABD doları seviyesinin üzerine çıktı. Swap anlaşmaları, reeskont kredileri, cevherden altın alımı ve zorunlu karşılık adımları bu artışa katkı yapan ana unsurlar oldu” dedi.
Rezerv Tartışması
Merkez Bankası’nın rezervleri eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak döneminde faizi yükseltmeyerek doları düşük tutmaya çalışması sırasında eritildiği iddialarından sonra siyasetin en büyük gündem maddelerinden birini oluşturmuştu.
Ana Muhalefet Partisi CHP iktidara “128 milyar dolar nerede?” sorusunu yöneltmiş, söz konusu soru kısa zamanda pankartlara yazılan bir ‘slogan’ haline gelmişti.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ise rezerv tartışmalarıyla ilgili olarak IMF’den gelecek 6.3 milyar dolarlık özel çekme hakkı’na (SDR) isim vermeden değinerek rezervlerin buradan gelecek parayla 115 milyar dolara çıkacağına işaret etmişti.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***